Akıllı Öfke Saldırgan Öfkeye karşı!
10 Nisan 2018 Salı
İş Yerlerinde Öfke Yönetimi Eğitim, panel, konferans duyurusu( S.T.K ve Eğitim Kurumları için ücretsiz!)
Kıymetli okurlarım,
"Akıllı Öfke! Saldırgan Öfkeye Karşı..." Kitabımın yayında olduğunu sizlerle paylaşmıştım. Bu kapsamda; 'İş Yerlerinde Öfke Yönetimi konulu eğitim, seminer, konferans çalışmalarıma başlamış bulunmaktayım.
İlgilenen arkadaşlar benimle mail veya telefonla irtibata geçebilirler.
Kazasız, Sağlıklı, Mutlu günler hepimizin olsun inşallah..
Şükrü Özgür
Etiketler:
akıllı öfke,
eğitim,
iş yerleri,
kazasız,
konferans,
konuşma,
mutluluk,
panel,
S.T.K,
sağlık,
saldırgan öfke,
üretken
29 Mart 2018 Perşembe
"Akıllı Öfke! Saldırgan Öfkeye Karşı..." Kitabım yayında...
Merhaba,
Yazdığım bloglardan özenle seçtiklerimi kitaplaştırıp siz sayın okurlarımın beğenisine sunmuş bulunmaktayım.
Şimdiye kadar vermiş olduğunuz desteğin devam edeceğine inanıyorum. Olası yeni baskılar ve kitaplarımda değerli yorum, fikir ve önerilerinizin benim için önemini bir kere daha teyit ederim.
Kitabımı temin etmek isteyen arkadaşlar Cinius yayınevi veya www.kitapyurdu.com ile iletişim kurabilirsiniz
Sağlıklı, mutlu, başarılı günlerde nice yıllar beraber olmayı diliyorum.
Teşekkürler...
Şükrü Özgür
27 Mart 2018 Salı
Akıllı Öfkeni Kullan! Safsatacılar, Çiftlik Bank Benzeri Safsatalarla Kimseyi Kandıramasın!
Konu: Safsataları nasıl püskürtelim?
Kemal: Akıllı Öfke Kazansın “A.Ö.K”
kanunları odaklı çözümler arıyoruz.
Serdar: Çoğu insan, safsatalarla gerçeği
ayıramaz, safsatalara kanar?
A.Ö.K. K.1: Sağlık
ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde Devam Eder! Öfke
Koliklere Yer yok!
Can: Akıllı Öfkesini devreye alan bir insan; mantıklı düşünebilir, olaylar arasındaki ilişkileri anlayabilir, neden-sonuç ilişkileri kurabilir. Ne yazık ki, çoğu kez bu mümkün olmaz, bazı sosyal, duygusal ya da biyolojik süreçler devreye girer, bunu engeller.
Caner: Gündelik yaşamda, 7/24 safsataları dört bir yandan sağanak gibi yağar. Safsata sağanaklarından
sıradan mantık yürütmeyle kaçmamız oldukça zordur. Safsata
kurgucuları bizleri aldatmak için beynimizin mantık yürütmesini devre dışı bırakmaya çalışır.
Kemal: Safsatacılar daha çok bizlerin duygularına hitap eder. Bizleri çalışmadan,
kısa yoldan, köşeyi dönmemizin mümkün olduğuna inandırır. İnsan beyni inanmak
istediği şeylere kolayca inanır. Bizler mantıksız davranmaya başlarız. Safsatacılar cebimizi
boşaltır, bizleri kullanır, oyumuzu alır, kendi amaçları paralelinde her
istediklerini bizlere kolayca yaptırırlar.
A.Ö.K. K.2: Lütfen Kalp
Kırmayalım. Öncelikle Kendi Kalbimizi! Yalanlara Yer Yok!
Serdar: Safsatacılar, Akıllı öfkemizi bizlere
unutturmaya çalışır Ancak bu yolla bizim üstümüzden para, çıkar, menfaat
sağlamaları mümkün olabilir. İnsanlar
inanmak istedikleri şeylere inanmayı severler. Bu bizi rahatlatır. Alışık
olmadığımız ya da sevmediğimiz şeyleri duymak ise zor gelir. Duymazlıktan
gelir, önemsizmiş gibi davranarak kendimize yalan söyleriz.
Can: Özellikle
bizi kişisel olarak ilgilendiren konularda önyargılarımız, korkularımız,
şüphelerimiz, ümitlerimiz ve diğer hislerimiz devreye girerek safsatalara
inanmaya meylederiz. Mantıklı kararlar almamız zorlaşır.
A.Ö.K. K.3: Şimdiyi
yaşayınız! Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeye son
veriniz!
Kemal: Safsatacılar insanoğlunun çok genel bir
zaafından yararlanırlar. İnsanlar, dünyayı ve çevresini anlayabilmek için,
olayları ve etrafındaki nesneleri sınıflandırmaya çalışır. Ortalama her insan
gündelik yaşamını genellemeler ve basitleştirmeler yaparak sürdürür. Bu
genellemeler çoğu zaman önemli detayların gözden kaçmasına neden olur.
Serdar: Safsatacılar konuşurken asıl söylemek
istediklerini direkt olarak söylemekten kaçınırlar. Bizleri kandırmaya
çalışırken, bir şey anlatmaya çalışırken bizim akıllı öfkemizi devre dışı
bırakmaya çalışır.
Can: kendimizle
ya da karşımızdakilerle iletişimimizdeki bütün bu zayıflıklarımız Safsatacıların potansiyel safsataları
için kaçırılamayacak fırsatlar doğurur. Her birimiz her gün onlarca, belki de
yüzlerce karar alırız. Sabah üzerimize hangi kıyafeti giyeceğimizden tutun,
akşam evde hangi kitabı okuyacağımıza kadar bütün günümüz, hatta hayatımız
kararlarla doludur. Bizler doğru kararları aldığımızı sanırız. Oysa gerçekte
safsatacıların çıkarlarına uygun kararlar alırız.
A.Ö.K. K.4: Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 6 S Uygulayalım.
Caner: Sabah
evden çıkarken yanımıza şemsiye almamanın sonuçları çok önemli olmayabilir.
Ancak çocuğumuzu hangi okula göndereceğimiz, iş yerinde ya da okulda hangi sözleri
söyleyeceğimiz, ya da kazandığımız parayı nasıl harcayacağımız gibi kararlar
önemlidir. Bunlar hayatımızı etkilerler.
Kemal: Eşimizle,
ailemizle, arkadaşlarımızla, hatta kendimize rakip gördüğümüz insanlarla
sürekli konuşuruz, tartışırız. Kimi zaman onlar bizi bir konuda ikna etmeye
çalışırlar, kimi zaman ise biz onları. Çoğu kez de iki taraf birbirini ikna
etmek için uğraşır durur. Tartışmaları, iddiaları kazananların çoğu iş bilir safsatacılar arasından çıkar:
A.Ö.K. K.5: Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım.
Teflon Olalım. Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.
Can: Akıllı öfke
kazansın kanunlarını uygularsak, karşımıza çıkan safsatacıların (ya da yazıların, yayınların vs.) bizi kandırıp,
kendi çıkarlarına alet etmelerine engel olabiliriz. Safsatacılar, mantıklı ve
doğru kararlar almak isteyen insanlar için akla hayale gelmeyecek tuzaklar
kurarlar. Onlar, biz farkında dahi olmadan bizleri kandırabilirler.
Caner: Sizler, bu
satırların okurları dahil, hepimiz hayatımız boyunca bir çok kez, bilerek ya da
bilmeyerek, safsatacı olmak istemişizdir. Safsatalarımızla karşımızdaki
kişileri bir konuda ikna etmek için safsatalara başvurmuşuzdur. Dolayısıyla,
safsatalara karşı Akıllı Öfke
Kanunlarını uygulamak, sadece bizi kandırılmaya karşı değil, istemeden
başkalarını kandırmaya karşı da korur.
A.Ö.K. K.6: Güler Yüz. Güzel
Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır!
Kemal: İnsanoğlu
sosyal, duygusal ve biyolojik bir varlık olarak yaratılmıştır. Olası bir
safsatacı ve sosyal bir varlık olarak safsataları kullanmamız, ya da
başkalarının kullandığı safsatalara kanmamız son derece her zaman olasıdır.
Ancak bu konuda Akıllı Öfke Kanunlarını
kullanarak kendimizi geliştirebilir, insanları daha az kullanır, kendimiz daha
az kullanılabiliriz.
Serdar: Bazen bir
safsatacının yalanlarına kanarak, onun peşinden gitmemiz, yanlış bir karar olarak
hayatımızı kökten değiştirebilir, yıllarca telafi edilemeyecek zararlar
getirebilir. Yeryüzündeki suç örgütlerinin başındaki kişiler usta birer
safsatacılardır. Akla hayale gelmedik safsatalarla sıradan insanları kolayca
kandırarak onların hayatlarını mahvedebilirler. Bunlardan biri olmamamız için
çok uyanık olmamız, Akıllı Öfke
Kanunlarını hayatımızın merkezine almamız oldukça önemlidir.
A.Ö.K. K.7: Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol
Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. Alaturka tuvalet kullanalım. Dijital
detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!
Can: Safsata Antik Yunan demokrasisinden doğmuştur. En güçlü safsata örneğini de oradan verelim; Antik Yunan da bütün yurttaşlar eşitti, ancak bütün insanlar yurttaş kabul edilmiyorlardı. Mesela kadınlar ve köleler yurttaşlık haklarından yararlanamıyorlardı. Bunun bir safsata olduğunu kimse kimseye söyleyemiyordu.
A.Ö.K. K.8: KAİZEN Uygulayalım! Korkularımızı
Unutalım. Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!
Son Sözler:
*Risksiz ya da çok
düşük riskle çok yüksek getiri yoktur: Yüksek getiri isteyen parasının
batma riskine razı demektir. “Garantili yüksek getiri” bir safsatadır. Yaklaşık
yıllık faiz, yüzde 10-15 arasında iken bunun çok üzerinde getiri vaat edenler
potansiyel safsatacılar olabilir.
* Değişmeyen yüksek sabit
getiri bir safsatadır: Hem yüksek hem de düzenli sabit getiri ikilisi iyi
bir safsatacıdan çıkabilir. Uzak durun.
*Kayıt dışı yatırımlar
ancak bir safsatacı tuzağı olabilir: Safsatacıların kurumsal, kayıt içi
organizasyonlardan kaçarlar. Örneğin, kamusal yatırım ve tasarruf otoritelerinden
uzak dururlar. Şeffaflıktan nefret ederler. Bu yüzden hesaplara bakıp bilgi alamıyorsanız,
uzak durun derim.
A.Ö.K. K.9: Birbirimizi Akıllıca
Dinleyelim. Empati kuralım! Amaç kavga değildir. Öfkenin kök
nedenini yakalayalım!
* Safsatacılar, Yetkisiz ve lisanssız ürün/hizmet pazarlamaya çalışır: Kurumsal bir yapıdan kaçtıkları gibi, yetkili ve lisanslı olmaktan şeytan görmüş gibi kaçarlar.
* Safsatacılar,
aklımızı devre dışı bırakmak için gizemli veya karmaşık yatırım stratejisi
seçerler: Para yatıranların anlayacağı bir yatırım yönteminden kaçarlar.
Sorana da tam bilgi vermekten kaçınırlar. Kahvehane sohbeti düzeyinde bilgi,
parmak hesabıyla hesap verirler.
A.Ö.K. K.10: Çözüm odaklı iletişim kurulur. Ret
edilemeyecek bir teklif yapılır. Sonuçta kazanan Akıllı öfkemiz
olacaktır!
*Safsatacıların tüm kayıtları tuhaflıklar ve anlaşılmazlıklarla doludur: Kayıtları görmezsiniz, karmaşıktır, özensizdir, tutarsızdır, hatalıdır, eksiktir.
* Safsatacıların değişmez
parolası “Paranı isteme benden, buz gibi
soğurum senden” kuralıdır: Yatırımı ya da getiriyi nakit olarak geri alamazsınız.
Akla hayale gelmedik zorluklar çıkartırlar. Yatırımı uzatma ya da yenileme
ısrarı onları temel stratejidir.
Faydalanılan kaynaklar:
https://www.pictaram.org/hashtag/safsata
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ugur-gurses/hamaseti-milli-tezgahi-evrensel-40785026
Etiketler:
akıllı öfke,
antik yunan,
beyin,
duygu,
mantık,
öfke,
safsata,
yalan
25 Mart 2018 Pazar
Düşmanınla Savaşma! Ret Edemeyeceği Bir Teklif Yap! Savaşmadan Da Kazanabilirsin!
4 Öfke Kolik Arkadaş Sohbette!
Konu: Düşmanınla
arandaki mesafeyi nasıl ayarlarsın?
Kemal: Akıllı
Öfke Kazansın “A.Ö.K” odaklı çözümler arıyoruz.
A.Ö.K. K.1: Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde Devam
Eder! Öfke Koliklere Yer yok!
Serdar: Baba
filminin açılış sahnesini hatırlayalım:(1) Baba, Don Carleone kır düğünüyle kızını evlendirmektedir. İçeride yakın dostları ve çalışma
arkadaşları tebriklerini sunmaktadır.
Yıllardır aynı mahallede oturan Bonasera ise kendi kızının başına gelenlerden dolayı “Baba” dan yardım istemeye
çalışmaktadır, “Baba” kızını evlendirdiği bu en mutlu günde
anlatılanları şaşkınlık ve hayretle dinlemeye çalışır;
Bonasera “
üzüntülü
bir ses tonuyla anlatmaya başlar”: Amerika'ya inanıyorum. Benim talihim
Amerika'da döndü. Ve kızımı Amerikan usulü büyüttüm. Onu özgür bıraktım ama
aile şerefini korumasını da öğrettim.
A.Ö.K. K.2: Lütfen Kalp
Kırmayalım. Öncelikle Kendi Kalbimizi! Yalanlara Yer Yok!
Can: Kızı bir
sevgili bulmuştur, İtalyan olmayan. Onunla gezer, tozar. Geç saatlerde eve
gelir. Bonasera ses çıkarmaz.
Caner: Bir
gün önce kızı, sevgilisi ve diğer bir genç gezmeye giderler. Kızına
viski içirirler ve sonra da onu kullanmaya kalkarlar. Kızı karşı gelir ve
şerefini korumaya çalışır.
Kemal: Bu gençleri kızdırır, kızını döverek
hastanelik ederler. Bon sera hastaneye
gittiğinde, kızını burnu ve çenesi kırılmış halde bulur. Çenesini bir arada
tutabilmek için telle bağlamışlardır. Kızı acıdan gözyaşı dahi dökemiyordur.
A.Ö.K. K.3: Şimdiyi
yaşayınız! Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeye son
veriniz!
Serdar: Ama Bonasera gözyaşı dökmüştür. Neden mi? Kızı
onun hayatının ışığıdır. Güzel kızdır. Ama artık asla güzel olamayacaktır. [Bu
sırada öksürür ve Don, Tom Hagen'a
ona bir içki vermesi için eliyle işaret eder.
Can: Bonasera Pardon der ve soğukkanlı bir
şekilde konuşmaya devam eder: Dürüst bir Amerikalı gibi polise gittim. O iki
oğlan adaletin huzuruna çıkarıldı. Hakim onları üç yıl hapise mahkum etti ama
cezayı erteledi. Cezayı erteledi! Daha O gün serbest kaldılar!
Caner: Bonasera kendini bir budala gibi hissetmiştir.
O iki piç kurusunun ona gülümsemesi gözünün önünden bir türlü gitmemektedir.
A.Ö.K.
K.4: Güç/Tüketim
Sarhoşluğundan ayılalım. 6 S Uygulayalım
Kemal: Bonasera, karısına şöyle demiştir,
"Adalet için, Don Corleone' ye
gitmeliyiz."
Don
Corleone tüm anlatılanları dinledikten sonra Bonasera’ ya şöyle sorar: Neden önce polise gittin? Neden önce bana
gelmedin?
Bonasera: Benden ne
istersin? Ne istersen yaparım ama ricamı da yerine getir.
Don
Corleone: Neymiş o?
Serdar: Bonasera
Don'un kulağına fısıldar ; 'Ölmelerini istiyorum.']
Don
Corleone: Bunu yapamam.
Bonasera: Ne
istersen veririm.
A.Ö.K.
K.5: Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım. Teflon Olalım. Günde
10.000 karar hedefimiz Olsun
Can: Don Corleone’ biraz kızgın, biraz
sitemkar ses tonuyla konuşmaya başlar: Seni yıllardır tanırım ama ilk defa
benden yardım istiyorsun. En son beni ne zaman kahve içmeye davet ettiğini
hatırlamıyorum. Karım, çocuğunun vaftiz annesi olduğu halde. Şimdi burada
samimi olalım. Asla arkadaşlığımı istemedin. Ve bana borçlu kalmaktan korktun.
Bonasera: Başımı
derde sokmak istemedim.
Caner: Don
Corleone “işin düşünce bana geliyorsun” demek
istemektedir: Anlıyorum. Cenneti
Amerika'da buldun. iyi bir yaşam sağladın. Polis ve mahkemelere güvendin. Benim
gibi bir arkadaş gerekmiyordu. Fakat şimdi bana gelip diyorsun ki: "Don Corleone, bana adalet ver."
Ama bunu saygıyla rica etmiyorsun. Dostluk önermiyorsun. Bana Baba demek bile aklına gelmiyor.
Kızımın düğününün olduğu gün bana gelip para karşılığı cinayet işlememi
istiyorsun.
A.Ö.K. K.6: Güler Yüz. Güzel
Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır
Kemal: Bonasera
yaptığı eşekliği anlamanın yarattığı ses tonuyla istediğini söyler: Senden
adalet
istiyorum.
Don
Corleone: Bu adalet değil ki. Kızın hayatta.
Bonasera: O zaman, onların da kızım gibi acı çekmelerini sağla. Sana
ne kadar ödeyeyim?
Serdar: Don
Corleone çok kızmıitır, genede kızgınlığını belli etmemeye çalışır, hüzünlü bir
ses tonu ile başını sallayarak konuşur: Bonasera, Bonasera. Bana bu kadar saygısızca davranmana sebep olacak ne
yaptım? Eğer bana dostça gelseydin, kızını mahveden o pislik daha bugünden acı
çekiyor olacaktı. Senin gibi dürüst bir adamın düşmanlarını ben de düşman
belleyecektim. Ve o zaman, senden korkacaklardı.
Bonasera: Dostum olur musun? Baba?
A.Ö.K. K.7: Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol
Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. Alaturka tuvalet kullanalım. Dijital
detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!
Bonasera Don'a doğru eğilerek elini öper.
Can: Don
Corleone memnundur, vermek istediği mesaj alınmıştır, vardıkları anlaşmayı Bonasera’
nın anladığı dilden ifade eder: Güzel.
Bir gün, ki o gün asla gelmeyebilir, senden bir hizmet isteyeceğim. Fakat o gün
gelene kadar kızımın düğünü dolayısıyla bunu hediye olarak kabul et.
Bonasera: Grazie,
Baba.
Caner: Bonasera
ayrılınca, Don Corleone, Tom'a dönerek
gerekli talimatları verir,
Don
Corleone: Bu işi Clemenza'ya ver. Kendine hakim olabilecek insanlar
istiyorum. Bu cenaze levazımatçısı ne derse desin, biz katil değiliz.
A.Ö.K. K.8: KAİZEN Uygulayalım! Korkularımızı
Unutalım. Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!
Kemal: Dünya
çapında bir mafya organizasyonunun başındaki Don Corleone, kendisine büyük bir saygısızlık yapan Bonasera’ yı
kapıdan kovamaz, istese bunu yapmaya hakkı vardır, ama yapmamayı seçer, neden?
Serdar: Silahlı
bir organizasyonun başında olmanın sağladığı gücün sarhoşluğuna kapılmaz. Olası
bir düşman kazanmayı istemez. Kendi gururunu kontrol etmeyi seçer. Sadık bir
dost kazanmayı seçer, önemsiz bir cenaze levazımatçısı olsa dahi
A.Ö.K. K.9: Birbirimizi Akıllıca
Dinleyelim. Empati kuralım! Amaç kavga değildir. Öfkenin kök
nedenini yakalayalım!
Can: Don
Corleone’ gibi birinin bir cenaze
levazımatçısına ne işi düşecek diye acele etmeyin. Gün gelecek ve ona işi
düşecektir.
Caner: Bir gün en büyük oğlu Santino çapraz ateşle pusuya düşürülür. Tanınmayacak haldedir. Kurşunlardan
tüm yüzü ve vücudu parçalanmıştır.
Kemal: Don Corleone’ Bonasera’ yı çağırır ve
kendisine şöyle der; Oğlumun yüzünü cenazede annesinin yüreğinin dayanacağı
hale getirmelisin. Annesi oğlunu bu halde görürse kalbi dayanmaz! Bir dostun
olarak bunu yapmanı istiyorum.
Serdar: Bonasera’
Don Corleone’ nin isteğini yerine getirir. Kendisine yapılan iyiliği ödemiş
olur. Don kızının düğün gününde bir düşman yerine dost kazanmakla ne kadar
doğru bir davranış sergilediğini seyircilere ispat etmiş olur.
A.Ö.K. K.10: Çözüm odaklı iletişim kurulur. Ret
edilemeyecek bir teklif yapılır. Sonuçta kazanan Akıllı öfkemiz
olacaktır!
Can: Filmin bir başka sahnesinde Don Corleone’
kendisine düşmanca davranan/tersleyen/ ricasını yerine getirmeyen bir film
yapımcısı ve rejisörüne nasıl ret edemeyeceği bir teklif yapılacağının örneğini
verecektir. Sahneyi hatırlayalım;
Johnny
Fontane ortanca oğludur, babaya çaresizce yalvarmaktadır: Bir ay önce o kitabın sinema
haklarını satın aldı. Filmin kahramanı aynı benim gibi bir adam. Hatta rol
yapmam bile gerekmiyor. Baba, ne yapacağımı bilemiyorum.
Don Corleone ayağa kalkıp Johnny'i sallamaya başlar.
Don
Corleone: Bir erkek gibi hareket edebilirsin! Diye bağırmaya başlar.Ardından
Johnny'i tokatlar.
Don
Corleone: Neyin var senin? Kadınlar gibi ağlayan bir Hollywood
finocchio'suna mı dönüştün? "Ne yapabilirim? Ne yapabilirim?" Nedir
bu saçmalık? Rezalet. Ailene zaman ayırıyor musun?
Johnny
Fontane: Elbette.
Caner: Don
Corleone aldığı cevaba memnun olmuş olarak konuşmaya başlar: Güzel. Çünkü
ailesiyle vakit geçirmeyen adam asla gerçek adam olamaz. Kötü görünüyorsun. Git
de bir şeyler ye. Dinlen. Bir ay sonra bu meşhur Hollywood'lu istediğini
verecek.
Johnny
Fontane: Çok geç. Bir hafta içinde başlıyorlar.
Don
Corleone: Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım. Git dışarı ve eğlen. Bütün
bu saçmalıkları da unut. Her şeyi bana bırak.
Kemal: Film yapımcısı Don Corleone’ nin teklifini önce ret eder. Ertesi sabah
uyandığında yatağının içinde en sevdiği yarış atının kanlı başını bulunca Johnny
Fontane’ yi oynatmak zorunda kalır. Bu onun için ret edemeyeceği bir teklif
olmuştur.
Serdar: Filmin
başka bir sahnesinde, Don Corleone’ büyük oğlu, Barzini tarafından gişede
kıstırılıp kurşun yağmuruna tutularak öldürülmüştür. Oğlu Santino' nun cesedi başındayken Amerigo
Bonasera'ya şöyle seslendiğini görürüz;
Bak oğlumu ne hale sokmuşlar...
Yalnız şunu belirtmek istiyorum: Ben batıl inanışları olan
biriyim. Komik bir durum bu ama gerçek. Küçük oğlum Michael, polis şefini
vurduğu iddiası yüzünden yurtdışına kaçmak zorunda kaldı. Bundan sonra başlıca
işim, onu bu iftiradan korumak ve ailesinin yanına geri dönmesini sağlamak
olacak. Ancak ben batıl inançları olan bir kişiyim. Oğlum saklandığı yerde
yanlışlıkla vurulursa, kendisini suçlayan yeni kanıtlar, yeni tanıklar çıkarsa
bu durum bana, bu odadaki bazı dostlarımın, yaptığımız barış anlaşmasına
uymadığı düşüncesini verecek. Dahası, oğluma yıldırım çarpsa, gemisi okyanusa
gömülürse, uçağı düşerse, bir polis memuru yanlışlıkla onu vurursa, hücresinde
kendini asarsa ben yine buradaki bazı kişileri suçlayacağım. Ve bunu asla, ama
asla affetmeyeceğim!
Don Corleone’ 1946 Mafia Savaşı'nı bitiren barış toplantısı
sırasında yaptığı bu konuşma ile tüm mafya liderlerine ret edemeyecekleri bir
teklif yapmanın nasıl bir şey olduğuna dair unutamayacağımız bir örnek
vermiştir.
Son sözler:
*Dost, düşman, dargın, küskün, kan davalın olsa da fark etmez,
herkesin herkese ihtiyacı vardır.
*Akıllı olan düşmanlarına ret edemeyecekleri bir teklif yapmanın
bir yolunu bulur. Hem isteklerini onlara konuşarak yaptırır, hem de olası
düşmanca davranışlarını önlemiş olur.
* Ego, gurur, güç sarhoşluğu aklımızı devreden çıkarır.
Anlaşmanın, barışmanın, sorunları çözmede ortaklaşa çalışmanın daha kolay,
düşük maliyetli ve akıllıca olduğunu anlamak için fazla zeki olmak gerekmez.
* Savaşta iki tarafta kaybeder, önemli olan savaşmadan
kazanmaktır. Akıllı öfke kazansın kanunları bunun içindir…
Faydalanılan kaynaklar:
https://tr.wikiquote.org/wiki/Baba_(film)
https://tr.wikiquote.org/wiki/Vito_Corleone
24 Mart 2018 Cumartesi
Köfteye/Sucuğa Domuz Eti, Pul Bibere Boya Katan Gıda Teröristlerine Teslim Olmayacağız
4 Öfke Kolik Arkadaş Sohbette!
Konu: Gıda
teröründen nasıl korunalım?
Kemal: Akıllı
Öfke Kazansın “A.Ö.K” odaklı çözümler arıyoruz.
A.Ö.K. K.1: Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde
Devam Eder! Öfke Koliklere Yer yok!
Serdar: Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı taklit veya tağşiş yaptığı kesinleşen firmaları ve ürünleri internet
siteleri üzerinden açıkladı. 173 firmanın 282 ürününde gıda sahtekârlığı tespit
edildi.(2)
Can: ‘Ücretini ödediğimiz,
yediğimiz-içtiğimiz ürünlerin bizleri hasta ediyor? Hazır satın aldığımız
ürünlerin bazılarında gıda teröristleri kendi paramızla haksız zenginleşmeye devam
ediyorlar. Üstelik bizleri gıda zehirlenmesinden, kansere kadar uzanan bir dizi
sağlık sorunlarına boğma riskiyle bunu yapmaya devam ediyorlar.
A.Ö.K. K.2: Lütfen Kalp
Kırmayalım. Öncelikle Kendi Kalbimizi! Yalanlara Yer Yok!
Caner: Dışarıda
yediğimiz, içtiğimiz, çorbalarda kullanılan kıymanın ne olduğu belirsiz,
salatalara dökülen zeytinyağları aslında, kanola ve/veya mısır yağı olabilir.
Bunlar gıda teröristlerinin maliyetleri düşürmek için başvurduğu hilelerin en
masumları sadece.
Can: Yemeklerde kullanılan tavuk
suyunun tavuğun neresinden yapıldığının şansınıza kalmış artık! Sizin çorba niyetine
içmeniz onun çorba olmasını gerektirmez, çoğunluk kimyasal bir bulamaç içiyor
olabilirsiniz.
Kemal: Dönerden, salataya, kebaptan dondurmalı
irmik helvasına ”hangi sivri akıllı icat ettiyse artık” ne yersek yiyelim gıda teröristlerinin
el atmadığı alan yok sayılır.
A.Ö.K. K.3: Şimdiyi
yaşayınız! Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeye son
veriniz!
Serdar: Geçenlerde Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı uzun zamandır arar verdiği bir şey yaptı ve taklit veya
tağşiş yaptığı kesinleşen firmaları ve ürünleri internet siteleri üzerinden
açıkladı. Tam 173 firma 282 üründe taklit ve tağşiş yapmış.
Can: Liste o kadar uzun ki tüm
firmaları ve ürünleri listelemek mümkün değil. Listenin tamamı bakanlığın web
sitesinde yer alıyor. Dileyenler listenin tamamını ve listede yer alan gıda teröristlerinin
yaptıkları sahtekârlıkları net bir şekilde görebilir. Listede yakından tanınan
firmalar da var küçük üretici ve restoranlar da... Peki, neler yapmış bu
firmalar? Kısaca anlatalım.
Kemal: İstanbul bir restoran Adana kebabına
domuz eti kaymış. Tekirdağ Çorlu’da bir başka
sahtekar boş durur mu? O da ürettiği kuru köfte ve sebzeli pişmiş köfteye nasılsa
kimse anlamaz diye domuz etini bocalamış.
A.Ö.K. K.4: Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 6 S Uygulayalım.
Serdar: Aydın’daki sucuk üreticisinin
neyi eksik? Onun köşeyi dönmeye hakkı yok mu? Çiftlik bank dolandırıcısı kadar
iş bil mi sanıyorsunuz? O da domuz etini sucukların içine tıkıvermiş!
Can: Allahtan her sahtekâr domuz etiyle
kafayı bozmuş değil! Daha insaflı gıda teröristleri ürettikleri sucuk ve
salamlara domuz eti yerine, at, eşek ve tavuk eti katarak bizleri Domuz etine bağımlı olmaktan kurtarıyorlar.
Caner: Gene sözde helal süt emmiş bazı
restoranlar ise kıymalarına sakatat katarak kısa vade yerine orta vadede köşeyi
dönmeye razı oluyorlar. İçinizi karartmak istemem ama, domuz, at, eşek, tavuk
ve sakatat dediğimizde büyük olasılıkla bunların neredeyse imha edilecek durumda
olanları da seçilmiş olabilir. Ne kadar ucuz hatta bedava ürün kullanırsan o
kadar çabuk köşeyi dönersin.
A.Ö.K. K.5: Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım.
Teflon Olalım. Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.
Kemal: Riviera zeytinyağı olarak
piyasaya sürülen yağlarda mumsu maddelere ve/veya farklı yağlara rastlanmış! Boya
ile renklendirilmiş Pul biberler var.
Bir bal klasiği; neymiş
efendim, bala fruktoz ve glukoz karıştırmışlar. Ya ne yapacaklardı? Şekerin fiyatından
haberiniz var mı? Başka türlü kilosu 10 liraya nasıl bal satacaksınız? Ne
yapalım? Vatandaş bal yemek istiyor. Ya da bal niyetine, bal görünümlü bir şey
yese de olur. Efendim ülkede serbest rekabet/serbest piyasa kuralları geçerli!
Vatandaş da aklını kullanıp almasın, olmadı balkonuna bir kovan koyup kendi
balını da yetiştirebilir! Ne demişler; Demokraside çare bitmez!
A.Ö.K. K.6: Güler Yüz. Güzel
Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır!
Serdar: Süt ve yoğurt üreticilerinin neyi
eksik? Onların başı kel mi? Onların köşeyi dönmeye hakları yok mu? Onlarda yoğurtlara jelatin, peynirlere
bitkisel yağ ve nişasta katarak piyasa ekonomisine katkıda bulunuyorlar.
Can: Gıda teröristleri ve/veya sahtekârlarının
yöntemleri, sınır tanımazlığı karşısında söylenebilecek çok fazla şey yok.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu konudaki denetimleri ve teşhiri çok
önemli ama yetmez!
A.Ö.K. K.7: Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol
Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. Alaturka tuvalet kullanalım. Dijital
detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!
Caner: Hepsinden önemlisi bizlerin ne
yiyip içtiğine dikkat etmesi! Ne olur yediğinizi içtiğinizi sorgulayın. Etiket okuma alışkanlığı kazanın. Cebinizde
büyüteç taşıyın. Firmalar içindekiler yazıların okunamaması için yazı
ebatlarından, renk karmaşasına her türlü tedbiri elden bırakmıyorlar.
Kemal: Etin kilo fiyatı belli! Ucuza
yediğiniz şeyin adı döner olsa da kendisi başka bir şey olduğunu anlayın bir
zahmet! Restoranda önünüze konulan biberden başka her şeye benzeyen baharata da
elinizi sürmeyin lütfen!
Serdar: Önünüze konan adına nar ekşisi
denilen kimyasal bulamacı salataya boca etmeden 2 defa düşünün! Kaymak yerine peçete serilmiş yoğurdu da fark
edin artık.
A.Ö.K.
K.8: KAİZEN Uygulayalım!
Korkularımızı Unutalım. Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!
Can: Bu konuda çocuklarınızı da bilinçlendirin
lütfen. Hayat dizilerden ibaret değil! Çocuklarınızı fanusta yetiştirmeye bir
son verin! Unutmayın, sağlığımızla oynayan gıda teröristlerini, ihbar etmek,
bulup çıkarmak, yetkililere bildirmek öncelikle bizim görevimiz! Kendi
sağlığına değer vermeyen, sahip çıkmayanın kimse gözünün yaşına bakmaz! Bu
hayat bizim hayatımız! Nasrettin hoca’ nın sözü kulağımıza küpe olsun; Ek elin
eşeğini, türkü çağırarak arar.
A.Ö.K. K.9: Birbirimizi Akıllıca
Dinleyelim. Empati kuralım! Amaç kavga değildir. Öfkenin kök
nedenini yakalayalım!
Son sözler:
*Güvenilir firmalardan alışveriş yapılacak.
*Etiketler okunacak, kimyasal bulamaçlara yüz verilmeyecek.
* Gıda teröristlerine ret edemeyecekleri bir teklif
yapılacak; bu da ancak olası hapis ve
para cezalarının caydırıcı olması ve vatandaşın sahtekar ürünlere yüz
vermemesiyle mümkün olur.
*Alo gıda hattı dahil tüm iletişim kanalları kullanılarak,
olası gıda teröristleri ihbar edilip, sonuçları takip edilecek.
*İlan edilen firmalar dışındakilerin de sütten çıkan ak
kaşık olduklarını düşünemeyiz, bakanlık sadece örnekleme yoluyla denetim ve
kontrol yapıyor, kısacası şöyle diyebiliriz; ”Aç gözünü yoksa açarlar gözünü
* Son olarak tarihin ilk doktorlarından Hipokrat’ın sözüyle
noktalayalım; “Besinin ilacın olsun”
* Sağlıklı günler bizlerle olsun. Nokta…
A.Ö.K. K.10: Çözüm odaklı iletişim kurulur. Ret
edilemeyecek bir teklif yapılır. Sonuçta kazanan Akıllı öfkemiz
olacaktır!
Faydalanılan kaynaklar:
http://www.yenivatan.at/haberler/
23 Mart 2018 Cuma
Bina Yıkımlarında Kanserojen Asbest Riski! Canını seviyorsan, Belediyeye İhbar Et, Yıkımı denetlesin!
4 Öfke Kolik Arkadaş Sohbette!
Konu: Kanserojen Asbest Belası ve korunma
yolları?
Kemal: Akıllı Öfke Kazansın “A.Ö.K” odaklı çözümler arıyoruz.
A.Ö.K. K.1:
Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde Devam Eder! Öfke
Koliklere Yer yok!
Serdar: Kanserojen bir madde olan asbest, solunum yoluyla
vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açıyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada 125 milyon kişi çalışma
ortamlarında asbeste maruz kalıyor. (1)
Can: Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre de asbestin
neden olduğu hastalıklara bağlı her yıl yüz binin üzerinde işçi ölümü meydana
geliyor. Asbest kullanımı ülkemizde 2010 yılından bu yana yasak. Fakat Ankara’da
içinde asbest maddesi bulunan eski havagazı fabrikasının yıkımıyla konu tekrar
güncellik kazandı.
Caner: Asbestin yarattığı sağlık risklerine dikkat
çekmek amacıyla Türk Toraks Derneği ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından “Kentsel Dönüşüm ve Asbest Tehlikesi” başlıklı
bir panelden konuşulanlar her birimizi yakından ilgilendiriyor.
A.Ö.K. K.2: Lütfen Kalp
Kırmayalım. Öncelikle Kendi Kalbimizi! Yalanlara Yer Yok!
Kemal: Asbest, lifsel yapıda bir mineral olup, bilinen
en iyi yalıtım maddesidir. Asbest, Anadolu’da çoğu yerde aktoprak olarak veya
Ceren, Çaparkayı, İvriz, Çermik Toprağı gibi isimlerle adlandırılır ve köylerde
sıva malzemesi olarak kullanılır. Çatılara serilir ve böylelikle evlerin ısı
izolasyonu sağlanır.
Serdar: Asbest, endüstride 3000 civarında farklı iş
kolunda kullanılabilmektedir. Bu nedenle birçok işkolunda, mesleksel olarak
maruz kalınabilir.
Hastalık
yelpazesi kanser ve kanser dışındaki hastalıklar olmak üzere geniştir.
Mezotelyoma adı verilen bir tür akciğer kanseri, gırtlak kanseri, yumurtalık
kanseri, asbestozis denilen bir tür akciğer hastalığı
riskler arasındadır.
A.Ö.K. K.3: Şimdiyi
yaşayınız! Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeye son
veriniz!
Can: Asbest, solunum yolu ile vücuda alınır. Akciğer
için örnek olarak; nefes yolu ile alınan asbeste bağlı olarak, önce yıllarca
süren uzun süreli bir tür iltihap meydana gelir. Bu tahriş nedenli reaksiyon,
akciğer dokusunda kalıcı hasarlar oluşur.
Caner: Asbeste maruz kalımdan sonra hastalıkların oluşması
arasında geçen süre 20-40 yıl arasındadır. Özellikle sigara içimi riski artırmaktadır.
Bilimsel çalışmalar sigara içiminin riski 90 kata kadar arttırdığını ortaya
koymaktadır.
Kemal: Asbestin birçok çeşidi var. Ülkemizdeki kırsal
alanlarda bulunan asbest türü, tremolit asbesttir. Tremolitin endüstriyel bir
yönü yoktur, dünyada yasak öncesi dönemde yoğun olarak kullanılan diğer asbest
türleri ise krisotil, amosit ve krosidolit’tir. Asbest doğal rengine göre de
tanımlanabilir. En tehlikeli olanları mavi (krosidolit), kahverengi (amosit) ve
Türkiye’deki beyaz renkli tremolittir. Ülkemizde asbest olmayıp, etki açısından
asbeste benzeyen yani asbestiform bir mineral olan erionite (zeolite) Kapadokya
bölgemizde bazı köylerde bulunmaktadır. Erionite de,
kanserojen bir mineraldir.
A.Ö.K. K.4: Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 6 S Uygulayalım.
Can: Asbestozis, C grubu meslek hastalığıdır.
Dolayısıyla meslek hastalıklarına yönelik korunma, hastalık olduğunda tedavi ve
rehabilitasyon gibi bütün mekanizmalar hayata geçirilmelidir.
Caner: Asbest kullanımı pek çok ülkede sağlık riskleri
açısından yasaklanmıştır. Ülkemizde de yasak 2010 yılından bu yana geçerlidir.
Mevzuat alanında asbest ile ilişkili olarak iki yönetmelik bulunmaktadır.
25.01.2013 tarih ve
28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve
Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik var.
“Çalışanların
asbest söküm, yıkım, tamir, bakım, uzaklaştırma çalışmalarında asbest tozuna
maruziyetlerinin önlenmesi ve bu maruziyetten doğacak sağlık risklerinden
korunması, sınır değerlerin ve diğer özel önlemlerin belirlenmesi”
amacıyla çıkarılan bir yönetmelik!
A.Ö.K. K.5: Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım.
Teflon Olalım. Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.
Kemal: “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
kapsamına giren, asbest veya asbestli malzeme ile yapılan çalışmalarda, asbest
tozuna maruziyetin olabileceği” tüm işleri ve
işyerlerini kapsıyor.
18.03.2004 tarih ve
25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı
Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinden söz ediyorum. Yönetmelikte asbest, boya, florasan ve benzeri zararlı ve
tehlikeli atıkları içeren inşaat ve yıkıntı atıklarını “Tehlikeli inşaat ve
Yıkıntı atıkları” olarak tanımlıyor. Bu atıkların diğer atıklardan ayrı olarak
toplanması ve Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine göre
bertaraf edilmesi zorunluluğunu getiriyor.
Serdar: Asbest kullanımı yasaktır. Dolayısıyla, bu yasal
düzenlemeye uymak birinci görevdir. Bunun yanı sıra, kentsel dönüşüm sürecinde gündeme geldiği üzere, çeşitli yıkım vb.
durumlarda da koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir.
A.Ö.K.
K.6: Güler Yüz. Güzel Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji
göndermek bedavadır!
Kemal: Örneğin; asbest olan binaların belirlenmesi, bu
alanda veya mekanda çalışanların çalışmaları sırasında kişisel koruyucular
kullanması, asbestli yığıntının özel koruyucularla taşınması, binalarda uygun
yalıtım yapılması, binalarda diğer gerekli önlemlerin alınması, yıkımların
gerekli sağlık ve güvenlik önlemleri tam olarak alındıktan sonra yapılması,
atıkların uygun şekilde yok edilmesi gibi bir dizi önlem alınmalıdır.
Serdar: Olağan şartlarda özellikle asbest maruz kalımı
riski taşıyan işkollarında çalışanlar açısından asbeste bağlı hastalıkların
saptanması, tedavisi vb. süreçlerde gecikme olmaması için işe girişi,
muayeneleri ve izleme muayeneleri de son derece gereklidir.
Can: Şüphesiz kentsel dönüşüm İstanbulluları depremin
getirdiği risklerden korumak için şart. Ama bir tehlikeden kaçarken acaba başka
büyük bir tehditle mi karşı karşıya kalıyoruz? Bahçelievler Belediyesi ve
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi Üyesi Mehmet Berke Merter, işte bu soruyu İBB
meclisinde gündeme getirdi.(2)
A.Ö.K. K.7: Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol
Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. Alaturka tuvalet kullanalım. Dijital
detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!
Meclis
üyesi Berke Merter, kentsel dönüşüm çalışmaları nedeniyle yıkımı yapılan
binalarda güvenlik önlemlerinin dışında aslında pek bilinmeyen ama insan
sağlığını son derece tehdit eden, kansere neden olabilen ‘asbest’ riskine
dikkat çekti.
Caner: Berke Merter, birçok sektörde kullanılan ve
inşaat sektöründe de daha çok ısı ve ses izolasyonunda yaygın olarak görülen
‘asbest’ten zarar görmemek için binaların yıkımında çok dikkatli olunması
gerektiğini belirtti. Bu konuyla ilgili çok sayıda yasal düzenleme olduğunu
belirten ve bunlara İstanbul’da sadece Kadıköy ve Maltepe belediyelerinin
uyduğunu ifade eden Berke Merter, binanın yıkım öncesinde tüm zararlı maddelerden arındırılması gerektiğini vurguladı.
Kemal: Avrupa ülkelerinde 1999 yılında inşaat
yapımlarında kullanılması yasaklanan ‘asbest’ riski taşıyan malzemelerin
Türkiye’de 2008 yılında ele alınıp, 2010 yılında yasaklandığını dile getiren
Berke Merter, verdiği önergeyle İBB’ye ve tüm ilçe belediyelerine 7 soru sordu.
Can: Asbest’in tanımını yapan ve neden olabileceği
hastalıkları anlatan Berke Merter, önergesinde “Asbest, lifli yapıda inorganik
ve son derece kanserojen bir maddedir. Solunum ya da içme suyu yoluyla vücuda
girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Uzmanlar
cilde nüfuz etmesinin de mümkün olduğunu düşünmektedirler.
Caner: Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları;
akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması
ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi selim hastalıklardır. Ayrıca
ciltte yaralara neden olabilir. Birçok organda kanser sorununa yol
açabilmektedir. Asbestden dolayı en sık karşılaşılan akciğer kanseri ve malin
mezotelyoma olarak adlandırılan akciğer zarı kanseri.
Kemal: Asbest solunduktan sonra etkisi hemen ortaya
çıkmadığı, hastalık oluşumu için yaklaşık 10-40 yıl gibi bir süreç gerektirdiği
için başlangıçta tehlikenin farkına varılamamaktadır. Uluslararası Kanser
Araştırmaları Ajansı (IARC), her yıl dünyada kanser yapıcı maddeleri düzenli
olarak özelliklerine göre gruplara ayırmaktadır. Ajansın kanserojen maddeler
listesinde asbest maddesi, ‘kesin kanserojen’ tanımlanması ile 1. Grupta
sınıflandırılmıştır” .
Serdar: “İlgili yönetmelikte belirtildiği gibi sökümler
bu konuda deneyimli uzmanlar gözetiminde yine bu konuda uzman çalışanlar
tarafından belirli şartlara riayet edilerek yapılmalı ve çevreye asbest
liflerinin yayılımı engellenmelidir” .
Can: “2010 dan önce yapılan binalarda öncelikle asbest bulunan alanlar
belirlenmeli; mümkün olduğu kadar bu asbest içeriği (uygun elbise, koruyucu
maske, havalandırma, negatif basınç gibi çalışan sağlığını koruyucu önlemlere
dikkat edilerek) temizlenmelidir.
A.Ö.K.
K.8: KAİZEN Uygulayalım!
Korkularımızı Unutalım. Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!
Caner: Çıkarılan asbestli malzeme özel kapalı
ambalajlarda taşınmalı; yine asbest için özel hazırlanmış hafriyat alanlarına
dökülmeli; sonrasında da olası bir yayılımı engellemek için bina uygun şekilde
ıslatılarak yıkım gerçekleştirilmelidir. Islatma işlemi de uygun yapılmazsa
asbestli içerik akan suyla çevreye yayılabilir ve kuruduktan sonra yine
çevredekiler açısından zararlı olabilir.
Kemal: İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Dr. Oya
Otyıldız'a göre, herhangi bir binanın sökümü ya da yıkımını yapacak firmaların
öncelikle binanın asbest ölçümünü yaptırması gerektiğini vurgulayarak şunları
söylemiştir: “Yıkımı gerçekleştirecek olan ve 1990’dan önce yapılan her binada
asbest var. Asbesti tespit etmek ve ona göre yıkımı yapmak da yeterli değil.
Çünkü bu tehlikeli atığın nasıl imha edileceği bile sorun” sözleriyle durumun
ciddiyetine dikkat çekti.
A.Ö.K. K.9: Birbirimizi Akıllıca
Dinleyelim. Empati kuralım! Amaç kavga değildir. Öfkenin kök
nedenini yakalayalım!
Can: Kanserojen madde asbest yasaklanmasına rağmen
tehlike saçmaya devam ediyor. İstanbul’da 39 ilçenin sadece 7’sinde binalarda
yıkım öncesi asbest denetimi yapılıyor. Denetimlerde, geçen yıl yıkılan 1594
binanın 385’inde asbetli malzeme bulundu. Yıkım öncesi binalarda asbest
tespiti, laboratuvar süreci ve zehrin bertaraf edilmesi gerekiyor(3)
Caner: ASBEST, Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi’nin ‘Kanserojen Maddeler’ listesinde yer
alıyor. 1986 yılından itibaren gelişmiş ülkeler asbest kullanımını yasaklamaya
başladı. Türkiye’de de 2010’da asbestin her türlü üretimi ve kullanımı
yasaklanınca sanayi ve inşaat sektöründe bu malzemelerin kullanılmasına son
verildi.
Kemal: Ancak 2010 yılından önce yapılan
binaların birçoğunda özellikle eternit levha, çimento ürünleri, iç-dış cephe
kaplama ve benzeri inşaat malzemelerinde asbestli malzeme kullanıldığı
biliniyor. Bu yüzden asbestli binalarda yıkım öncesinde denetim yapılması,
ardından asbestli malzemenin sökümünün insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde
gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Serdar: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geçen yıl
bu konuda bir çalışma başlattı. Çalışma çerçevesinde ‘Yıkım işlemleri ile
hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıkların kontrolü yönetmeliği’ adlı bir
taslak hazırlanarak Nisan 2017’de bakanlığın sitesinde yayımladı. Ancak taslak
kesinleşmediği için yıkımdan önce asbest raporu ve asbest sökümü zorunluğu
belediyelerin inisiyatifine kaldı.
A.Ö.K. K.10: Çözüm odaklı iletişim kurulur. Ret
edilemeyecek bir teklif yapılır. Sonuçta kazanan Akıllı öfkemiz
olacaktır!
Can: Türk Mühendis ve Mimar Odaları
Birliği’nin (TMMOB) hazırladığı rapora göre 39 ilçesi bulunan İstanbul’da
sadece 7 belediye yıkım öncesinde ‘Asbest Envanter Raporu’ istiyor. Beşiktaş,
Şişli, Maltepe, Tuzla, Bağcılar, Kadıköy ve Ataşehir belediyeleri dışındaki
diğer 32 belediyede böyle bir uygulama bulunmuyor.
Caner: Yıkım öncesinde bütün binalarda asbest
denetimi yapılması ve asbest sökümü yapıldıktan sonra bina yıkımına izin
verilmesi gerektiğini söyleyen TMMOB’den Cevahir Efe Akçelik tehlikeye şöyle
dikkat çekiyor: “Çimento ürünleri, iç-dış cephe ve tavan kaplama, çeşitli
contalar, tavan/taban döşemelerinde yapıştırıcılar, eternit levhalar,
plasterler, çatı malzemeleri, borular, akustik tavan yapımı, macun ve birçok
üründe asbestten yararlanılmıştır..
Kemal: İstanbul’da 7 belediyenin verilerine
bakarsak yıkımı gerçekleştirilen binaların yaklaşık yüzde 25’inde asbestli malzemeye
rastlanıldığı görüyoruz.”Asbest denetimiyle ilgili belediyelere büyük görev
düştüğünü söyleyen Akçelik, “Yıkımı yapılacak binadan numuneler alınarak analiz
edilmeli, asbest tespit edilirse ilgili yönetmelik hükümlerine göre
uzaklaştırılması ve bertarafı sağlanarak binanın yıkımına onay verilmelidir”
diyor. Yıkım öncesi denetim yapılan 6
ilçede 2017 yılında 1594 binanın 385’inde asbetli malzeme bulundu. Yıkımdan önce
tonlarca asbestli inşaat malzemesi yetkili firmalar tarafından ‘tehlikeli atık’
çerçevesinde bertaraf edildi.
Can: Binalarda tespit edilen asbestli
malzemenin bertarafı için müteahhit veya ev sahibi, yıkım ruhsatı almak için
belediyelerin İmar ve Şehircilik Müdürlükleri’ne başvuruyor. Yıkım ruhsatı için
öncelikle ‘Asbest Envanter Raporu’ isteniyor. Çevre Koruma Müdürlüğü, yıkılacak
binanın tespitini yaptıktan sonra asbest raporunu hazırlayacak firma ile belediye
yetkilileri binadan numuneler alıyor.
Caner: Alınan numuneler analiz edilmek üzere
yetkilendirilmiş laboratuvarlara gönderiliyor. Laboratuvar analizinde binanın
herhangi bir yerinde asbestli malzeme tespit edildiği takdirde bina çevresinde
güvenlik sağlanıyor. Binada bulunan asbestli malzemeler özel kıyafetler giymiş
uzmanlarca sökülerek paketleniyor. Bu malzemeler tehlikeli atık yönetmeliği
çerçevesinde özel araçlarla özel tesislere götürülerek bertaraf ediliyor.
Can: Bir binada asbest tespiti yapılması ve
sökümü en fazla bir haftayı buluyor. 10 katlı bir apartmanda asbest tespiti
maliyetinin 1500-2 bin lira tuttuğunu söyleyen Asbest Söküm Uzmanları
Derneği Başkanı Cafer Fidan, “Firmaların çoğu İstanbul ve büyük şehirlerde.
Anadolu’da asbest sökümü yapacak çok az firma bulunuyor. Asbest insan sağlığını
ciddi olarak olumsuz etkilediği için bina yıkımı, fabrikaların bakım ve onarımı
ile evlerin tadilatından önce asbest envanteri yapılmalı” diyor.
Son söz:
* Çevrenizde yıkılan bir binadan yayılan kanserojen
asbest tozlarını solumak yıllar sonra sizi kanser yapabilir.
*Yerel yönetimlere başvurduğunuzda denetim yaparak çevrede oturanların ve çalışanların kanser riskini
azaltacaktır.
Faydalanılan
kaynaklar:
1.
https://www.medikalakademi.com.tr/asbestin-neden-oldugu-hastaliklar-ve-korunma-yontemleri/
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)