30 Kasım 2017 Perşembe

Her Çalışan Tükenmişlik Sendromunu Tatmamalı!.



(1)


Mahşerin Dört Öfkelisi; Kemal, Can, Serdar, Caner " 

“Tükenmişlik Sendromu”  Tartışıyor

Serdar: Dış öfke veya İç öfke?
İşte bütün mesele!
Çoğu günler, yalan/palavra/öfke sarmalında sürüklendiğimi düşünürüm.
Kemal: Öfkem mi, yalanlarımı doğuruyor, yalanlarım mı öfkemi, doğrusu karar veremiyorum?

Can:  Gündelik hayatımda alakalı, alakasız onlarca beni öfkelendiren kişi ve/veya konu bulurum.
Bunların bazılarında öfkemi davranışlarıma yansıtır, dışa vurmayı tercih ederim.
Sözlerim ve davranışlarıma palavralar ve yalanlarla yüklemeyi severim.
Yalan öfkemi, öfkem palavralarımı tetikler.
 Gündelik hayatımda gittikçe her kese, her şeye otomatik öfkeli hale gelmemi dış öfke olarak tanımlarım.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.5
Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım.
Teflon Olalım. 
Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.


Caner: Bende az da olsa dış öfkeli davranışlara kapıldığım olur.
Böyle durumlar sonrasında öfkemi dışa vurduğum için kendime öfkelenirim.
Günlerce içim, içimi yer, ben de buna “iç öfke” diyorum.

 Kemal: Sizinki gibi davranışları ben de yaşarım.
 Bir soran olduğunda öfkemin gerçek nedenini yalanlarımla maskelerim.
Aslında gerçek neden bellidir.
 Çoktandır yaptığım işten kaynaklanan “Tükenmişlik Sendromu” yaşıyorumdur.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.1:
Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. 
Evlerimizde Devam Eder! 
Öfke Kolik lere Yer yok!

Serdar: Yalan ve öfke nin özellikle işyerlerinden bir virüs gibi yayıldığını düşünüyorum.

Caner: Yalan ve öfke, benden çalışma arkadaşlarıma ve onlardan bana bulaşabiliyor.
“Tükenmişlik sendromu” da öyle!

Kemal:  Evden işe, işten eve gelirken “Suratından Düşen Bin Parça” arkadaşlarım var.
Onlardan biriyle güne başladığımda benimde keyfimin kaçtığı onlarca deneyimim olmuştur.
“Tükenmişlik Sendromu” sevdiklerimize /sevmediklerimize bulaşmaya başlar.

Can: Bir süre sonra ayni işyerinde çalışanların çoğunda “Tükenmişlik Sendromu” yayılır.

Caner: Önlem alınmazsa, o işyerlerinin iletişimde olduğu diğer şirketlerin çalışanlarında da “Tükenmişlik Sendromu” görülmeye başlar.
Can:  İşin kötüsü bulaşma için fiziksel temasa da gerek yoktur.
Herhangi bir şekilde telefonla iletişime geçmek dahi yeterlidir.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.6
Güler Yüz. Güzel Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır!

Kemal: Kendi çalıştığınız işyerlerinden bilirsiniz.
O gün işe gelirsiniz. Keyfiniz yerindedir.
Negatif enerji yayan bir çalışan ast veya üst farketmez!
Bir sözü, bakışı, davranışı, attığı bir mail veya telefon konuşmasıyla “kanınızı beyninize sıçrattığı” olmuştur.
Caner: “Tükenmişlik Sendromu” mikrobu hızla çevreye yayılır.
İşyerinde, yolda, trafikte, toplantılarda, evde, misafirlikte bu mikrobu yayan kim varsa uzak dururum.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.9
Birbirimizi Akıllıca Dinleyelim. 
Empati kuralım! 
Amaç kavga değildir. 
Öfkenin kök nedenini yakalayalım!

Çevresine dikkatli bakan herkes benim gibi bu tür insanları fark edecektir.
“Tükenmişlik Sendromu” günümüzde gittikçe yakın çevremizi kuşatmaktadır.
Yetmedi tüm çalışanların önemli kısmını esir almaya bile başlamıştır!

Kemal:Tükenmişlik Sendromu” ile özgüven eksikliği arasında bir paralellik var!
Caner: İşyerlerinde çalışanlar özgüven eksikliği ve/ veya Tükenmişlik Sendromunda çırpınıyor.
Buna neden olacak sorunlar artıyor;
Neden tükenmişlik sendromuna giriyoruz, nedenlerini konuşalım;

Can: Beni iş kazalarından kim koruyacak.
Sadece laf, laf, laf!
Her yıl iş kazalarından ölenler, sakat kalanlar azalacağına artıyor.

Serdar: Meslek hastalıklarının ne kaydını tutan var, ne de beni korumak için somut bir önlem alan!
Kemal: Önümüzdeki yıllarda benim yaptığım işi robotlar yapacak! Bana ne olacak?
Caner: İşyerlerinin bir kısmı, küçük esnaftan, dev şirketlere kadar, daha düşük ücretle çalışmaya razı olanları işe almaya başladı.
Sıranın bana geleceğinden korkuyorum.

Can: Çalışma saatleri özellikle benim gibi beyaz yakalılarda, yasal sürelerin çok üstüne çıkıyor.
Serdar: Bizim ki gibi işyerlerinde, asgari ücretlisinden yüksek ücretlisine kadar ödenen maaşla sigortaya bildirilen arasında çalışan aleyhine farklar var.
Kemal: İşyerimizde sigortasız çalışmaya razı olan yeni çalışanları işe alıyorlar.

Caner: Benim gibi bazı çalışanlar endişe içinde!
Düşük ücretle çalışmaya razı göçmen işçiler var.
Onların işlerimizi ellerimizden alacağı korkusunu yaşıyoruz.
Geceleri gözüme uyku girmiyor.
Can: Kördüğüm olmuş trafikte, saatlerce sinir krizleri geçiriyorum. Kendi arabası, servis, metrobus fark etmiyor. Bazen ayaktayız, bazen trafik canavarlarıyla cebelleşiyoruzdur.

KAİZEN Uygulayalım!
Korkularımızı Unutalım.
Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!

Can: Öfkemin kaynağı çocukluğumdan geliyor.
 Küçük yaşta tatminsiz öfke makineleri olarak yetiştirilmişiz!
Ailem bilmeden beni bir öfke kolik yapmış.

Kemal: Anne, babamdan bir şey istemek için ağlamaya, yaramazlık yapmaya alıştım.
Ancak öfkelendiğimiz taktirde istediğimizi elde etmeyi çocukken öğrendim.
Böyle alışmışım?

Caner: Tatminsizlik beni öfkeli yaptı?
Serdar: Artık, tatminsizliğin çözümünü Akıllı Öfke' nin 10 Kanununda  görmeye başladım.
Günümüzde benim gibi insanların çoğu tatminsiz!

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.4:
Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 
6 S Uygulayalım.      

Kemal: Çıkarlarımın /isteklerimin/ihtiyaçlarımın sınırı gökyüzüne ulaştı!
Böylesi ortam artık beni şaşırtmıyor.
Bu sorunlar nedeniyle “Tükenmişlik Sendromu” na girmeme hayret etmiyorum.

Kemal: “Tükenmişlik Sendromu” yla mücadele ediyorum.
Aklımın öfkemi yönetmesine izin vermeye başladım.
İlk olarak tüket-at dünyasından uzaklaşmaya karar verdim.
 Sade /yalın bir yaşamla mutlu olabilirim.
Bunun yollarını keşfetmeye başladım.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.7
Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. 
Alaturka tuvalet kullanalım. Dijital  detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!

Can: Yalın bir yaşam mümkün!
Caner: Sosyopat olmak zorunda değilim.
Kemal: Tükenmişlik sendromu yaşayan biriyle mecbur olmadığımda iletişim kurmam.
Konuşmayı ertelerim.
Bunu yapamadım.
Konuşma öncesinde, ilk iş diyafram nefesi alırım.
Sonrasında 100.99.1 e geriye doğru sayarım.
Artık iletişime hazırımdır.


Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.10  
Çözüm odaklı iletişim kurulur. 
Ret edilemeyecek bir teklif yapılır. 
Sonuçta kazanan Akıllı öfkemiz olacaktır!

(1) www.gercekbizde.com/haberleri/Ferhan+B%C4%B1%C3%A7ak%C3%A7%C4%B1lar

Devam edecek!

Ne Yeseniz Yarıyorsa? Motora bir Baktırmalı!



(1)


Mahşerin Dört Öfkelisi; Kemal, Can, Serdar, Caner " 

“Pembe yalanları Tartışıyor

Kemal: Öfke ve yalanın başrolde olduğu hakkında bir film seyretmiştik!
Hatırlarsınız!
Caner: Hatırlamaz mıyım?
Yalancı, (LİAR, LİAR,  JİM CARRY).
Sanırım seyretmeyen azdır.

Serdar: Aynı filmi kaç defa seyrettiğimi bile hatırlamıyorum.
Ne zaman kendimi depresyonda hissetsem tekrar seyrederim.
Zor anlarımda, imdadıma yetişen birkaç filimden biridir.

Can: Hatırlıyorum.
Filmin kahramanı FLETCHER REEDE.
 Los ANGELES’LI bir savunma avukatıdır.
Benim gibi, FLETCHER da hayatını yalanlar üzerine kuran bir babadır!

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.2:
Lütfen Kalp Kırmayalım. 
Öncelikle Kendi Kalbimizi! 
Yalanlara Yer Yok!

Kemal: FLETCHER da benim gibi, eşine sürekli yalanlar söyleyen bir çapkın.
Mazereti ise hazırdır!
Bunlar pembe yalanlar.
Dahası söylediği yalanlara kendini de inandıran bir öfke koliktir!
Tam bir korkak öfke modeli!

 Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.1:
Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. 
Evlerimizde Devam Eder! 
Öfke Kolik lere Yer yok!

Caner: FLETCHER da benim gibidir.
 Sadece kendisi değerlidir.
Kendi çocuğu ve karısı dâhil herkes değersizdir.
Çevresindeki herkes ona değersiz görünür
Gene de değersiz gördüklerini kimsenin yüzüne karşı söyleyemez.
Sadece davranışlarıyla belli etmeyi tercih eder.
Bu davranış şekli daha önce tarif ettiğim korkak öfke modeline bire bir uygundur.

Kemal: Korkak öfkeli FLETCHER’ ı benim gibi saldırgan öfkeli birinden ayıran farkı şudur;
Biz saldırgan öfkeliler daha cesuruzdur.
Beğenmediğim kişilere karşı davranışlarımı saklamam.
Bu yüzden insanlar saldırgan öfkeli biri olduğumu kolayca anlayabilir.
Oysa FLETCHER gibi korkak öfkeliler, gerçek duygularını saklarlar.
Onları teşhis ve anlaşmak oldukça zordur.

Can: FLETCHER ve benim gibiler, korkudan hiç kimsenin yüzüne değersiz olduğunu söyleyemeyiz.
Sadece hareketlerimizle göstermeyi seçeriz.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.2:
Lütfen Kalp Kırmayalım. 
Öncelikle Kendi Kalbimizi! 
Yalanlara Yer Yok!

Caner: Ancak pembe de olsa her yalan ve palavra’ nın bir sonu var!
Benim defalarca başıma geldiği gibi, yalancı avukat bir gün duvara toslar.

Kemal: Ara sıra benim de yaptığım gibi, 5 yaşındaki oğlu MAX’ ın doğum günü partisine gitmez.
Oğluna yalan söyler.
Gerçekte ise,  patronu MİRANDA’ YLA sevişiyordur.
Ona göre bu Daha Önemli Bir İş’ tir.

Serdar: Küçük MAX de zihninde bir plan yapar.
Babasına bir ders vermeyi deneyecektir.
Yaş günü mumlarını söndürürken bir TANRI’ dan bir dilek diler.
Babasının en azından bir gün boyunca yalan söylememesi için dua edecektir.

Kemal: TANRI küçük MAX’ ın bu dileğine EVET der.
Ertesi gün dilek, gerçek olur.
FLETCHER artık yalan söyleyemez.

Can: Örneğin patronu Miranda FLETCHER’ a sorar?
MİRANDA: Dün akşamki sevişmemiz nasıldı?
FLETCHER: Daha iyi seviştiğim kadınlar olmuştu diye cevaplar!

FLETCHER, ilk defa seviştiği bir kadına değersiz olduğunu söyleyebilmiştir.
Çünkü artık istese de yalan söyleyemez.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.4:
Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 
6 S Uygulayalım.      

Kemal: Korkak öfkeli FLETCHER benim gibi saldırgan öfkeli birine dönüşür.
Ben değerliyim sen değersizsin davranışları istemeden de olsa hayatını cehenneme çevirecektir.
FLETCHER, iş yerinde sürekli olarak çıkmadığı telefonlara çıkmaya başlar.

Can: Ok yaydan çıkmıştır, bir kere!
FLETCHER artık, saldırgan öfkeli biridir.
Hiç istemese de, iş arkadaşları hakkında ne düşünüyorsa açık açık söylemeye başlar.

Caner: Bunlar sadece başlangıçtır, ardından başka gaflar da gelir!
MAX: Öğretmeninin “güzellik insanın içindedir” dediğini söyleyerek, babasının fikrini almak ister.
FLETCHER: “Bu sadece çirkin insanların söyledikleri bir şeydir.” diye itiraz eder.(2)

FLETCHER: Bana kızgın olduğun için mi bu adamla evleniyorsun?
AUDREY: Hayır, sana kızgın olduğum için senden boşandım.

MAX REEDE: Keşke babam sadece 1 gün bana yalan söylemese.
MAX REEDE: Babam mı? O bir yalancı (LİAR).

TEACHER: Yalancı mı? Eminim onu demek istememişsindir.
MAX REEDE: Takım elbise giyiyor, mahkemeye gidiyor ve hâkimle konuşuyor.

TEACHER: Ah, avukat (LAWYER) demek istiyorsun.
FLETCHER: Greta, lütfen. 900 dolarlık takım elbisem üstünde sana diz çöküyorum.

Serdar: Film buna benzer diyaloglarla sürer, gider.
Arkadaşlar ne diyorsunuz?
Caner: Benim gibi, korkak öfke davranışları gösterenler sonunda FLETCHER gibi yalnızlaşır!
Gün gelir, kendi içimizde yılların biriktirdiği, yoğun acıyla yüzleşmek zorunda kalırız! 
Korkunç bir suçluluk duygusu yaşarız!

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.5
Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım.
Teflon Olalım.  Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.

Can:  Söylediğim yalan ve palavralarla yüzleşmek zorunda kaldığımda, kendimi bir hücrede hissederim.

Serdar: Bizim gibilerin bu hücreden kurtulmaları zordur.
Hücremizin duvarları söylediğimiz yalanlarla örülmüştür.
 Öfke miz ise gardiyanımız olmuştur.
Yüzleşmemiz uzadıkça, hücremizin duvarları gittikçe kalınlaşır durur.
Şahsen palavra/yalan/öfke sarmalında bir öfke ve yalan fabrikasına dönüştüğümü hissediyorum.

Serdar: En tehlikeli tipler, benim gibilerdir.  
Kendime duyduğum Aptal Öfke’ den kurtulmaya çalışmalıyım.
Kendimi  değerli gibi hissetmem işe yaramaz.
Yalanlarım yüzüme vurulduğunda korkunç bir değersizlik şoku yaşarım.

Can: Ara sıra şöyle düşündüğüm olmuyor değil;
Örneğin benim gibi biri, aylar yıllar boyu kasada çalışan bir kasiyer olabilirdi!
Her gün yüzlerce müşterinin bana karşı yaptıkları onlarca kötü muameleye ses çıkaramazdım!
Sonunda bir gün bilinçaltım infilak etmez miydi?

Caner: Kasiyer ben de olabilirdim;
Bir gün cinnet geçirip, elime silahı alarak önüme geleni tarama riskim olur muydu diye düşünüyorum.
Benim gibi aptal öfkeli birinin  saldırgan öfke’ li birine dönüşme riskleri hep olasıdır.
Bunu önlemenin yolunun öfkemi içe atmak yerine akıllı öfkeye dönüştürmek olduğunu artık biliyorum.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.7
Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. 
Alaturka tuvalet kullanalım. Dijital  detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!

Sadece kendi öfkemi kontrol etmem de yetmez elbette!
Bir işyerinde çalışanların ve yöneticilerin davranışlarını da önemli!
Onların davranışlarını da zamanında analiz etmeye çalışırım.
Çalıştığım iş yerinde tüm çalışanların akıllı öfke kanunlarında buluşabilir.
Herkesin ortaklaşa çalışmalarında sorumluluğum olduğunu düşünüyorum

Kemal: Her kes gibi bende zaman zaman bunlar “Pembe Yalan” efsanesine sığınırım.
Can: Yalana pembe demek de ayrı bir yalan değil mi?
Yalan’ın rengi olmaz.
Yalan, yalandır

Caner: Pembe de kime göre pembe?
Yalancıya mı, yalan söylenene göre mi?
Aslında “pembe” kelimesini bende çok kullanırım.
Sadece kendimi kandırıyorum.

Kemal: Bunun gibi  “light ürünler” tanımı da başka bir kandırmaca!
Çoğu kez nasılsa “light” diye, yedikçe yediğim, içtikçe içtiğim olmuştur.
Sonrada neden kilo aldım diye hayrete düşerim!
Bir yandan kendime palavra sıkar, diğer yandan obezleşirim.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.8
KAİZEN Uygulayalım!
Korkularımızı Unutalım.

Serdar: İnternetten tanıştığım bir kadın vardı!
Kendini “balıketi” olarak tanıtmıştı.
Sıkıştırınca, 1.60 boy, 90 kg olduğunu söyledi.

Bunun gibi, çoğu insan, kilolu, aşırı kilolu, Obez olmadığı yalanına kendini inandırıyor.
Sonrada gerçekmiş gibi inanarak karşındakine söylüyor.
Zorlasanız neredeyse üstüne yemin bile edecek!
Gerçeğin böyle olmadığı yüzüne karşı söylendiğinde ise öfke patlaması yaşıyor.
Öfke çoğu kez saldırgan öfke şeklinde olduğunda ise tatsız olaylar tetikleniyor.

Can: Oysa bazı kadınların tanıdık bir mazeretleri de var;
“Türk erkekleri balıketi kadın sever” miş!

Serdar: Bende kendime az yalan söylemiyorum.
Göbeksiz Erkek, Balkonsuz Eve Benzer." Bunlardan biri!

Caner: Bende kendimden ve arkadaşlarımdan bildiğim bazı yalanları sayayım.
§  “ Su içsem yarıyor,”
§  “Ben  iri kemikliyim”
§  “ Sigarayı bırakınca böyle oldum”
§  “ Futbolu bırakınca kilo aldım”

 Böylesine yalan ve palavralara her gün yüzlerce yenileri ekleniyor.
Artık günlük hayatta kendime ve çevreme  odaklıyım.
Gördüğüm ani öfke patlamalarının nedenlerini daha net anlıyorum.

Can: Şu balıketi yalanını biraz açalım.
Caner: Tanıdığım bir bayan arkadaşım vardı.
Normal boy ve kilodaydı.
Önce sigarayı bıraktı.
Sonra menopoza girdi.
2 sene içinde 20 kilo aldı.

Kendine “Balık Eti yalanını uydurmaya başladı.
Onlar önce “kilolu”, sonra “aşırı kilolu” olmaya başladığını kendine itiraf edemedi.
En sonrada “obez” vücut ölçülerine şimşek hızıyla ulaştı.
Süreçte kendisine defalarca aşırı kilo aldığını söyledim.
Gerçekleri söylememe öfkelendi.
Benden ayrıldı.
Sonradan öğrendim.
Benden ayrıldıktan sonra 10 kilo daha almış.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.9
Birbirimizi Akıllıca Dinleyelim. 
Empati kuralım! 
Amaç kavga değildir. 
Öfkenin kök nedenini yakalayalım!

Serdar: sorun sadece kilo almak da değil.
Benimde tanıdığım bir hanımdan biliyorum.
Süreç kısa sürede geri dönülmez bir aşamaya geliyor.
Önce görünümler anormalleşir.
Sonra ruhsal/zihinsel/bedensel sağlık kötüleşiyor.
Ardından aşırı kilodan kaynaklanan onlarca farklı hastalık ortaya çıkıyor.

Kemal: Yalan/palavra/öfke sarmalından çıkamayanlar daha kolay kilo alıyor!

Caner: Kendimden biliyorum.
Bir ara 10 kilo kadar kilo aldım.
Düşününce bunun gerisinde korkak öfkem olduğunu fark ettim.
Bir öfke kolik olarak kendime karşı duyduğum öfkeyi akıllı öfke kanunlarıyla hafifletmeye çalıştım.

Kendime öfkelendikçe hırsını yemekten alıyordum
Ben buna Duygusal Açlık demeye başladım.
Sonunda kendime ret edilemeyecek bir teklif yapmayı başardım.
Eski kiloma geri döndüm.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.10  
Çözüm odaklı iletişim kurulur. 
Ret edilemeyecek bir teklif yapılır. 
Sonuçta kazanan Akıllı öfkemiz olacaktır!

Serdar: Bende bir ara aşırı kilo aldım.
Öfkelendikçe, şişmeye, yemeğe devam ettim.
Sağlığımızın kötüye gittiğini bile bile bunu yapmaya devam ettim.
Sonunda bunun bir intihara dönüştüğünü fark ettim.
Kendime duyduğum öfkenin nedenlerini buldum.

Caner: Benim görüşüm net;
Akılcı Öfke kanunlarına dönmeden ruhsal, zihinsel, bedensel sağlımı kazanamam.
Hiçbir diyet bana fayda sağlamaz.
Bunu beklemem hayaldir.

Kemal: Benim gibi çoğu insanın kendini kandırma senaryosu artık klasikleşmiştir;
Öbezite sınırına yakınlaşırken ilk önce arkadaşlarla bozuşuruz.
Sevgilileri ve/veya eşleri terk eder ve/veya ediliriz.
Ardından diyetisyen/doktor/hastane koridorlarına taşınma sınırına geliriz.
Sonrasında ise eski sağlığımıza geri dönmeye çabaları başlar.
Artık umutsuz bir çabalama girdabındayızdır.

Serdar: Her şey fazladan aldığım birkaç kilo fazlalığıyla başlar.
Bunu dert etmeyiz.
Kendimize pembe yalanlar söylemeye başlarız!
Böylece mutsuzluk/hastalık/öfke kolik süreci başlamış olur.

Kemal:  İnternetten tanıştığı ve çok beğendiği bir hanımı hatırladım.
Vücut tipini normal diye tanıtmıştı.
Gönderdiği resimlerde normaldi.
Buluştuk.

Resmiyle alakası olmayan bir hanım buldum.
Elektrik alamadığımı söyledim.
Ret edilen hanımın saldırgan öfke darbesi balyoz gibi başıma indi.
Buna buna dış öfke diyorum.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.2:
Lütfen Kalp Kırmayalım. 
Öncelikle Kendi Kalbimizi! 
Yalanlara Yer Yok!

Bu olaydan ders aldım.
Olası yalancı ve palavracılardan uzak duruyorum.

Caner: İşyerimde çalışma arkadaşlarımın akıllı öfke kanunlarında ortaklaşa çalışmayı başlattık.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.1:
Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. 
Evlerimizde Devam Eder! 
Öfke Kolik lere Yer yok!

Tüm çalışanların öfke kolik düzeylerini ölçmeye yönelik testler geliştirdik.
Testler sonucunda hedefimiz çalışanların, sağlık mutluluk endeks puanını % 70 in üstünde tutmak!

Serdar: Buna yönelik bazı önerilerim olabilir;
Eve iş götürülmez.
İşyerinde Yalın yönetime geçilir.
Evlerde yalın yaşama bilinci başlatılır!
Alafranga tuvaletlerin kapaklarını sürekli kapalı tutulur.
Orta vadede tüm tuvaletler alafrangaya dönüştürülür.

Yöneticiler ve işçiler/çalışanlar aynı yemekhanede, aynı yemekleri yerler.
Yemekler yemekhanede pişer.
Kalori ve besin değerleri doktor ve diyetisyenlerin kontrolünde hazırlanır.
İşyerinde görsel fabrika, işletme, işyeri prensipleri uygulanır.
Tüm toplantılarda kum saati uygulaması başlatılır.

Her bir yöneticinin konuşma süresi 5 dakikayla sınırlanır.
İşyerinde yeşil/sürdürülebilir fabrika, işletme, işyeri prensipleri uygulanır.
Tüm çalışanların vücut kitle endeksi 25-30 olması hedeflenir.
Çalışanların sigara, alkol kullanmaması hedeflenir.

Çalışanların ailelerinin sağlık durumları işyeri hekimince takip edilir.
İşyerinde sıfır kaza, sıfır hastalık, sıfır meslek hastalığı hedeflenir.
İşyerinde akıllıca çalışma prensiplerine geçilir.


İşyerinde Çalışanların Sağlık ve Mutluluk Başarı Değerlendirmesi:

Patron, Çalışan, Müşteri arasında direkt, ücretsiz,7/24 Whats app iletişimi etkin;       2 puan
İç/dış müşterilerle ve çalışan şikâyetleri sıfıra doğru azalıyor;                                     3 puan
Ürün/hizmet üretiminde iç müşteri iadeleri sıfıra doğru azalıyor;                                2puan
İç müşteri iadelerinde 1/10 kalitesizlik maliyeti çalışanın priminden kesiliyor;           3 puan
Dış müşteri iadeleri, sıfıra doğru azalıyor;                                                                     2 puan
Ürün/hizmet çalışanlarından Patrona dikey yapılanma 4* kademeden az;                    5 puan
Tüm çalışanlar şirket karlılığına endeksli asgari ücret+ performans primi alıyor;       10 puan
Ürün/hizmetler süreçlerle üretiliyor, çalışanlar performansa göre ücret alıyor;            5 puan
Ürün ve/veya hizmetlerin satış, servis, montaj, şikâyet hizmetleri 7/24 veriliyor;        5 puan
Dış piyasa satışları % 50 nin üstünde olup Pazar payı sürekli artıyor;                          2 puan
Her yıl satışlarda %80 miktarda  % 20 ürün/hizmetlerin üretimi arttırılıyor?               2 Puan
Yatırımların % 80 kredi yerine leasing/factoring ile yapılıyor;                                      2 puan
Şirket borçluluğu her yıl % 10 azalıyor;                                                                         2 puan
Tüm çalışanlar işletmedeki işlerin % 50 den fazlasını yapabiliyor;                                2 puan
Her yıl satış cirosunun % 10 kadarı AR&GE yapılıyor;                                                  2 puan
Her yıl en az 1 TÜBİTAK, AB, Bakanlık, KOSGEB, vesaire destekli AR&GE projesi;2 puan
% 90 çalışanın işi konusunda mesleki eğitimi var;                                                           2 puan
Yıllık kazanç artışı enflasyonun 2 katı;                                                                            2 puan
7/24 ürün/hizmet üretiliyor, Kapasite kullanımı % 80 üzerinde;                                     2 puan
Hammadde, yarı mamul, mamul stokları sıfıra doğru azaltılıyor;                                   2 puan
Çalışanların bel kalınlığı ölçümü erkekte 94, kadında 84 santimin altında;                    2 puan
Gizli denetim, habersiz denetim sistemleri çalışıyor, puanlama % 90 üstü;                    2 puan
Tüm toplantılar işletme içinde ayakta, her sabah, 10 dk. yapılıyor;                                 2 puan
Yönetim kurulunda iş bölümü var, her gün 10 dk. Telekonferans toplantısı;                  2 puan
Tüm bürolar işletme içinde, kapı yok, tüm çalışanlara açık;                                           2 puan
İş kazaları, meslek hastalıkları, ramak kala, raporlar sıfıra doğru azalıyor;                    2 puan
Şirket borsada işlem görüyor;                                                                                          2 puan
Kâğıt evrak yerine dijital imza sistemi uygulanıyor, tüm evraklar dijital ortamda;        2 puan
İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, işyeri hemşiresi kadrolu ve koruyucu sağlık var;    2 puan
İşine bisiklet, toplu taşıma, yürüyerek gelen çalışanlara %5 fazla ücret ödeniyor;         2 puan
İşyerinin sürdürülebilir üretim politikalarıyla karbon ayak izi her yıl % 10 azalıyor;     2 puan
İşyerinin ve ortaklarının vergi, sigorta, borcu ile mahkemelerde davalı dosyası yok;     2 puan
Çalışanlar gizli mutluluk anketinde her yıl mutlulukları artıyor;                                     2 puan
İş yeri hekimi sağlık dosyalarını değerlendiriyor, sağlık performansı iyileşiyor;            2 puan
Yemekler işyerinde pişiyor, habersiz denetim performans puanı % 90 üzerinde;           2 puan
Yemekhanede açık büfe, porselen tabak, patron, çalışan aynı masalarda yiyor;             2 puan
Performans puanı arka arkaya 3 ay düşen çalışan veya yöneticinin ilişiği kesiliyor;      2 puan
Satın alma maliyetleri her yıl % 5 düşürülüyor;                                                              2 puan
Zaman, metot etüdü, süreç adımlarının azaltılmasıyla maliyetler % 5 azaltılıyor;          2 puan
Çalışanlara hisse veriliyor;                                                                                               2 puan
Çalışanların gündelik hayatlarında ilaç kullanımları sıfıra doğru azaltılıyor;                  1 puan

Sonuç: Çalışanların sağlık ve mutluluk başarı değerlendirmesi sonuçları sürekli izlenir.
Başarı puanı % 70 aşana kadar,  işyerinde Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu uygulamaları sürdürülür.


(1 )http://aktualitycz.cz/obezita-civilizacni-nemoc/

(2) www.replikler.net/replik/liar-liar-yalanci-yalanci replikleri1997

29 Kasım 2017 Çarşamba

Bana Kötü Davranmaya Kimin, Ne Hakkı Var?







(1)


Mahşerin Dört Öfkelisi; Kemal, Can, Serdar, Caner " Öfke Yönetimi" ni Tartışıyor!
Arkadaşlarla seyrettiğimiz bir film var.
Onun hakkında konuşuyoruz.

Filmi adı; Asabiyim ben  (Anger Management).
Yönetmen: Peter Segal Senaryo: David Dorfman
Oyuncular: Adam Sandler, Jack Nicholson, Marisa Tomei, Luis Guzman, Allen Covert.
Serdar: Filimde, Dave Buznik, bir evcil hayvan giyim firması için çalışıyor.
Oldukça sakin, kendi halinde bir çalışan düşünün!

Kemal: Buznik’ in Frank adında bir yöneticisi var.
Buznik çalışıyor, Frank sahipleniyor.
Dünyadaki tüm işyerlerinde aynı senaryonun yinelendiğini düşünüyorum.
Belki sizinki de öyledir.

Serdar: Buznik, doğal olarak sürekli Frank’ e öfke duymaktadır.
Doğal olmayan Frank’ in kendisine kötü davranmasına izin vermesidir.
Öfkesini akılcı öfkeye dönüştüremez.
Aksine öfkesini içine atar.
Aptal/Korkak öfke davranışı gösterir.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.1:
Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. 
Evlerimizde Devam Eder! 
Öfke Kolik lere Yer yok!

Can: Yalnız öfkesini içine atanlar sonsuza dek bunu sürdüremezler!
Gün gelir, bardak taşar ve öfkeleri saldırgan öfkeye dönüşür.
Buznik de aynı kaderi paylaşır.

Can: Bir gün bindiği uçakta duygusal bir patlama yaşar.
Uçakta olay çıkartır.
Buznik (Adam Sandler) kendini mahkeme önünde bulur.
Mahkeme, Buznik’in tedavi olmasına karar verir.
Tedaviyi uzman Dr. Buddy Rydell (Jack Nicholson) üstlenecektir.
Buznik, Dr. Buddy’ nin Öfke kontrolü terapisi gurubuna katılır.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.3:
Şimdiyi yaşayınız! 
Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeye son veriniz!

Caner: İlginçtir Dr. Buddy oldukça sinirli biridir.
 Agresif ve hatta zaman zaman saldırgan davranışlar sergiler.
Kim hasta, kim doktor terapi sürecinde bizi şaşırtırlar.

Kemal: Buddy, alışılmadık bir tedavi yöntemi kullanacaktır
İlk iş olarak kahramanımızın evine taşınır.
Bu aşamada doktor, hasta ilişkisi oldukça garipleşir.

Can: Filmi seyrederken, gündelik yaşantımdaki Öfke kolik davranışlarımı fark ettim.
Sorunlarımın kaynağını düşündüm.
Başkalarının bana kötü davranmasına izin vermem olduğuna inandım.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.2:
Lütfen Kalp Kırmayalım. 
Öncelikle Kendi Kalbimizi! 
Yalanlara Yer Yok!

Caner: Bu noktada devreye Tüket-At Dünyasının Ürün/Hizmet Üreticileri giriyor.
Onlar küresel servetin % 50 sini ellerinde tutuyor!
Onlar dünya nüfusunun sadece % 1’ idir.
Onlar Buznik gibi çoğumuzun, kendimizi yetersiz hissetmemizi isterler.
Onlar Buznik gibi, başkalarının kendilerine kötü davranmasına izin verirler.

Serdar: Buznik gibi kendimizi yetersiz hissetmemiz istenir.
Bu sayede, onların ürettiği ürün/hizmetleri kullanmak zorunda kalırız.
Onlarn zihnimizi/davranışlarımızı manuple etmelerine ses çıkarmayız.
Böylece Buznik gibi sağlık ve mutluluğumuzu onların ellerine veririz.
Onların ürettikleri ürün/hizmetleri tüketmemize endeksli bir yaşam sürmeye başlarız.
Böyle olduğuna inanırız ve/veya inandırılırız.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.4:
Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 
6 S Uygulayalım.      

Kemal: Benim gibi çoğu insan, onların reklamlarıyla hipnotize edilmeye alışırız.
Sözlerimin, düşüncelerimin ve davranışlarımın onların kontrolünde olduğundan şüphem yok!
Kendi dışımdaki bir güç yönetiminde olduğumu hissediyorum.
Bu durum benim gibi çoğu insanın hoşuna gider.
Bu tüketim sarhoşluğudur.
Bu güç sarhoşluğudur.

Serdar: Böyle bir yaşam şekli aklımı devre dışı bırakıyor.
Konuşmalarım,  davranışlarım olumsuzlaşıyor.
Sağlığım bozuluyor, mutsuz oluyorum.
Hatta zaman zaman saldırganlaşıp, kendimi tanıyamadığım anları hatırlıyorum.

Caner: Benim hastalıklarımdan biri de kararsızlık!
Örneğin;
 Sabah yataktan kalkıp kalmama kararı veremiyorum.
Su içip içmeme kararına üşeniyorum.
Hangi ayakkabıyı, hangi tişörtü giyeceğim, bilemiyorum.
Kendime gün içinde bunlar gibi yüzlerce soru sorup duruyorum.

Bu sorunu halledeceğim.
Artık, en fazla 5 dakikada karar vermeyi hedefliyorum.
Kararsızlık = stres= öfke olduğunu inanmam için sebeplerim var.
Daha çok karar verme= daha az öfke yeni sloganım olacak.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.5
Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım.
Teflon Olalım.  Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun

Can: Buznik,  aptal/korkak/saldırgan öfke sarmalından çıkmaya karar verir.
Öfke kolik davranışlarından yorulmuştur.
Doktoru sorunun kökeninde geçmişinde yaşadığı bir olay olduğuna onu inandırır.
Çocukken yaşadığı bir olay, bilinçaltında derin izler bırakmıştır.
Bu nedenle akıllı öfkesini harekete geçiremez.
O güne kadar öfkesini çoğunluk içine atmıştır.
 Zaman zamanda uçakta olduğu gibi ani saldırgan öfke davranışları sergilemektedir.


Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.9
Birbirimizi Akıllıca Dinleyelim. 
Empati kuralım! 
Amaç kavga değildir. 
Öfkenin kök nedenini yakalayalım!

Serdar: Artık öfke kaynağının farkındadır.
Doktoruyla birlikte bu olayla ve kişiyle yüzleşmeye karar verirler!
Yaparlar da!
Sonuç şaşırtıcıdır.
Karşımızda artık Akıllı Öfke Kanunlarını uygulayan bir Buznik vardır.

Kemal: Filmi seyrettikten sonra bazı kararlar aldım.
Bir tüketim sarhoşu olarak sağlığımla işimi takas etmeyi daha fazla sürdüremeyeceğim.
Daha az çalışmanın, sadece ihtiyacım kadar tüketmenin, sağlığım için daha iyi olduğunu anladım!

Can: Zihnimdeki işkenceci, Egosal zihinden kurtulmalıyım.
 Tibetlilerin bir sözü var;
Tabak yıkıyorsan, tabak yıka”.
Aksine bir hayat beni yok oluşa götürecek.

Egosal zihnim sürekli kötü senaryolu filimler izletiyor!
Şimdiyi ve/veya anı yaşamak istiyorum.
Caner: Olabilecek en iyi senaryoya odaklanacağım.

 Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.6
Güler Yüz. Güzel Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır!

Mal, mülk, ev, bark, para, pul, unvan, mevki biriktirmenin bir sonu yok!
Para, mal, mülk, mevki, makam vesaire sahibi olmak elbet geçicidir.
Bunun farkına varmaya başladım.
Gücün beni yönetmesine daha fazla izin veremem.

Kemal: Tüm bağımlılıklarımı gözden geçirmeye başladım.
Sahip olduklarımın bana sahip olmasına artık daha fazla izin veremeyeceğim.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.8
KAİZEN Uygulayalım!
Korkularımızı Unutalım.

Serdar: Tüketim ve güç bağımlılıklarım madde bağımlılığına benziyor.
Kurtulmak için radikal tedbirler almaya karar verdim.
Örneğin kredi kartlarımı 30 gün süreyle derin dondurucuya atmayı deneyeceğim.

Örneğin şuna benzer şeyler yapabilirim;
Haftada 1 defa ATM kartıyla bankadan haftalık nakit çeker.
Tüm harcamalarımı nakit yapabilirim.
Haftalık bütçe yapsam!
Bütçe disiplinine uyabilirim.

Can: 6 S uygulayabilirim.
6 S: Japonca kelimelerin baş harflerinden oluşan bir kalite stratejisidir;
ü  Tertip! 
ü  Düzen!
ü  Temizlik!
ü  Standartlaştırma!
ü  Disiplin!
ü  Sağlık ve güvenlik!
6 S İşyerlerinde yaygın olarak kullanılıyor.
Evlerde ve ofislerde de işe yaradığı görüldü.
Neden Akıllı öfkeye geçiş sürecinde davranışlarımı iyileştirmesin.

Serdar: Gün içinde daha çok hareket etmenin yollarını keşfediyorum.
Kendime fırsatlar yarattım.
5.       Katta oturuyorum.
Artık asansör beklemeyi bıraktım.
Merdivenleri kullanıyorum.
Arabamı valeye bırakmıyorum.
 Pizza, fastfood, kebapçılara elveda dedim.

Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu No.7
Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. 
Alaturka tuvalet kullanalım. Dijital  detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!

Kemal: Barsak sistemimizde yaşayan dost bakterileri duymuşsunuzdur.
Onlara ihtiyacım var.
Çünkü onlar bağışıklık sistemimi destekliyor.
Stres düzeyine kadar tüm sağlığım üzerinde son sözü onlar söyler.

Bilgilerimi tazeledim;
 “Antibiyotik” yaşam karşıtı!
“Probiyotik” ise yaşam için olduğunu öğrendim.
Beslenirken prebiyotik beslenmeye geçtim.
Sayı ve çeşit olarak Probiyotik bakterilerim kuvvetleniyor.
Artık benim için sadece probiyotik beslenme var.

Can: Benim gündemimde Dijital Detoks var.
Son zamanlarda, günde 6 saatten fazla internette zaman harcadığımı fark ettim.
Bazıları alkol, sigara bağımlısıdır.
Bende onlar gibi bir internet bağımsı olmuşum da haberim yokmuş!

Bundan kurtulacağım.
Örneğin;
Dijital Detoks uygulamayı hedefliyorum.
30 gün hiç internete girmeyeceğim.
Sonrasında hedefim, interneti günlük 60 dakika ile sınırlamak.

Caner: Varsayımsal endişelerle baş edemez hale gelmiştim.
Yeni kararlar aldım.
Günlük rutinimi değiştiriyorum.
Hayatımı kolaylaştırmalıyım.
Hayatı güzelleştirecek küçük değişiklikler yapmayı hedefliyorum.
Hayatımıza daha çok yürüyüş, yoga, derin düşünme katmaya başladım.
Daha mutlu, huzurlu hissediyorum.
Enerjim yükseldi. Kendime daha çok zaman ayırabiliyorum.
Kemal: HayatımaKaizen” mucizesini almaya karar verdim.
Japonca bir kalite sisteminden söz ediyorum,
Kaizen” çoğunlukla işyerlerinde ürün/hizmet kalitesini arttırmada kullanılageldi.
Kelime anlamıyla Kaizen: Her gün yapılan sürekli küçük iyileştirmeler olarak tarif ederiz.

Kaizen, neden akıllı öfke sürecinde davranışlarımızı da iyileştirmesin?
 Örneğin;
Halı sahada top oynarken, sürekli sağ ayağımla topa vururdum.
Artık sonuç o kadar iyi olmasa da, sol ayağımı da kullanıyorum.
Bunun gibi gündelik hayatımda her gün yeni farklı “Kaizen” denemeleri yapmaya başladım.

Serdar: “Oyun teorisi” Kazan& Kazan kuramına kafayı taktım.
Örneğin;
Gündelik yaşantımda iletişimde bulunduğun kişi, kurum, kuruluşları düşünüyorum!
Artık her birini oynanan oyunun oyuncuları olarak görmeye başladım.
Oyunda oyunculardan biri/birileri kazanırken, ben kaybediyorsam oyunu analiz ediyorum.
Öncelikle artık bunun bir kazan-kaybettir oyunu olduğunun farkındayım.

 İçinde bulunduğum oyunda, ben de rakip oyuncularda kaybediyorsa dikkat kesiliyorum.
Oyunun kaybet-kaybet oyunu ise, bu oyundan kaçmaya çalışıyorum.

Asıl önem verdiğim ise,
Artık tüm oyunları Kazan& Kazan yapmaya çalışıyorum.

Oyun kuramında, oyunu “Kazan-Kazan” yapacak bir öneri/girişimleri nasıl yapacağımı öğrendim.
Ret edilemeyecek teklifler içeren, öneri ve girişimler getiriyorum.
Bu akıllıcadır.
Diğer oyuncularla ortaklaşa kazanmanın zevkini tadıyorum.