10 Nisan 2018 Salı

İş Yerlerinde Öfke Yönetimi Eğitim, panel, konferans duyurusu( S.T.K ve Eğitim Kurumları için ücretsiz!)






Kıymetli okurlarım, 

"Akıllı Öfke! Saldırgan Öfkeye Karşı..." Kitabımın yayında olduğunu sizlerle paylaşmıştım. Bu kapsamda; 'İş Yerlerinde Öfke Yönetimi konulu eğitim, seminer, konferans çalışmalarıma başlamış bulunmaktayım. 
İlgilenen arkadaşlar benimle mail veya telefonla irtibata geçebilirler. 

Kazasız, Sağlıklı, Mutlu günler hepimizin olsun inşallah..

Şükrü Özgür

29 Mart 2018 Perşembe

"Akıllı Öfke! Saldırgan Öfkeye Karşı..." Kitabım yayında...


Merhaba,

Yazdığım bloglardan özenle seçtiklerimi kitaplaştırıp siz sayın okurlarımın beğenisine sunmuş bulunmaktayım.
Şimdiye kadar vermiş olduğunuz desteğin devam edeceğine inanıyorum. Olası yeni baskılar ve kitaplarımda değerli yorum, fikir ve önerilerinizin benim için önemini bir kere daha teyit ederim.

Kitabımı temin etmek isteyen arkadaşlar Cinius yayınevi veya www.kitapyurdu.com ile iletişim kurabilirsiniz

Sağlıklı, mutlu, başarılı günlerde nice yıllar beraber olmayı diliyorum.

Teşekkürler...

Şükrü Özgür

27 Mart 2018 Salı

Akıllı Öfkeni Kullan! Safsatacılar, Çiftlik Bank Benzeri Safsatalarla Kimseyi Kandıramasın!





Konu: Safsataları nasıl püskürtelim?
Kemal: Akıllı Öfke Kazansın “A.Ö.K” kanunları odaklı çözümler arıyoruz.
Serdar: Çoğu insan, safsatalarla gerçeği ayıramaz, safsatalara kanar?

A.Ö.K. K.1: Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde Devam Eder! Öfke Koliklere Yer yok!

Can: Akıllı Öfkesini devreye alan bir insan; mantıklı düşünebilir, olaylar arasındaki ilişkileri anlayabilir, neden-sonuç ilişkileri kurabilir. Ne yazık ki, çoğu kez bu mümkün olmaz, bazı sosyal, duygusal ya da biyolojik süreçler devreye girer, bunu engeller.

Caner: Gündelik yaşamda, 7/24 safsataları dört bir yandan sağanak gibi yağar. Safsata sağanaklarından sıradan mantık yürütmeyle kaçmamız oldukça zordur. Safsata kurgucuları bizleri aldatmak için beynimizin mantık yürütmesini devre dışı bırakmaya çalışır.

Kemal: Safsatacılar daha çok bizlerin duygularına hitap eder. Bizleri çalışmadan, kısa yoldan, köşeyi dönmemizin mümkün olduğuna inandırır. İnsan beyni inanmak istediği şeylere kolayca inanır. Bizler mantıksız davranmaya başlarız. Safsatacılar cebimizi boşaltır, bizleri kullanır, oyumuzu alır, kendi amaçları paralelinde her istediklerini bizlere kolayca yaptırırlar.
A.Ö.K. K.2: Lütfen Kalp Kırmayalım. Öncelikle Kendi Kalbimizi! Yalanlara Yer Yok!

Serdar: Safsatacılar, Akıllı öfkemizi bizlere unutturmaya çalışır Ancak bu yolla bizim üstümüzden para, çıkar, menfaat sağlamaları mümkün olabilir. İnsanlar inanmak istedikleri şeylere inanmayı severler. Bu bizi rahatlatır. Alışık olmadığımız ya da sevmediğimiz şeyleri duymak ise zor gelir. Duymazlıktan gelir, önemsizmiş gibi davranarak kendimize yalan söyleriz.

Can: Özellikle bizi kişisel olarak ilgilendiren konularda önyargılarımız, korkularımız, şüphelerimiz, ümitlerimiz ve diğer hislerimiz devreye girerek safsatalara inanmaya meylederiz. Mantıklı kararlar almamız zorlaşır.

A.Ö.K. K.3: Şimdiyi yaşayınız! Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeye son veriniz!

Kemal: Safsatacılar insanoğlunun çok genel bir zaafından yararlanırlar. İnsanlar, dünyayı ve çevresini anlayabilmek için, olayları ve etrafındaki nesneleri sınıflandırmaya çalışır. Ortalama her insan gündelik yaşamını genellemeler ve basitleştirmeler yaparak sürdürür. Bu genellemeler çoğu zaman önemli detayların gözden kaçmasına neden olur.

Serdar: Safsatacılar konuşurken asıl söylemek istediklerini direkt olarak söylemekten kaçınırlar. Bizleri kandırmaya çalışırken, bir şey anlatmaya çalışırken bizim akıllı öfkemizi devre dışı bırakmaya çalışır.

Can: kendimizle ya da karşımızdakilerle iletişimimizdeki bütün bu zayıflıklarımız Safsatacıların potansiyel safsataları için kaçırılamayacak fırsatlar doğurur. Her birimiz her gün onlarca, belki de yüzlerce karar alırız. Sabah üzerimize hangi kıyafeti giyeceğimizden tutun, akşam evde hangi kitabı okuyacağımıza kadar bütün günümüz, hatta hayatımız kararlarla doludur. Bizler doğru kararları aldığımızı sanırız. Oysa gerçekte safsatacıların çıkarlarına uygun kararlar alırız.

A.Ö.K. K.4: Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 6 S Uygulayalım.      

Caner: Sabah evden çıkarken yanımıza şemsiye almamanın sonuçları çok önemli olmayabilir. Ancak çocuğumuzu hangi okula göndereceğimiz, iş yerinde ya da okulda hangi sözleri söyleyeceğimiz, ya da kazandığımız parayı nasıl harcayacağımız gibi kararlar önemlidir. Bunlar hayatımızı etkilerler.

Kemal: Eşimizle, ailemizle, arkadaşlarımızla, hatta kendimize rakip gördüğümüz insanlarla sürekli konuşuruz, tartışırız. Kimi zaman onlar bizi bir konuda ikna etmeye çalışırlar, kimi zaman ise biz onları. Çoğu kez de iki taraf birbirini ikna etmek için uğraşır durur. Tartışmaları, iddiaları kazananların çoğu iş bilir safsatacılar arasından çıkar:

A.Ö.K. K.5: Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım. Teflon Olalım.  Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.

Can: Akıllı öfke kazansın kanunlarını uygularsak, karşımıza çıkan safsatacıların  (ya da yazıların, yayınların vs.) bizi kandırıp, kendi çıkarlarına alet etmelerine engel olabiliriz. Safsatacılar, mantıklı ve doğru kararlar almak isteyen insanlar için akla hayale gelmeyecek tuzaklar kurarlar. Onlar, biz farkında dahi olmadan bizleri kandırabilirler.

Caner: Sizler, bu satırların okurları dahil, hepimiz hayatımız boyunca bir çok kez, bilerek ya da bilmeyerek, safsatacı olmak istemişizdir. Safsatalarımızla karşımızdaki kişileri bir konuda ikna etmek için safsatalara başvurmuşuzdur. Dolayısıyla, safsatalara karşı Akıllı Öfke Kanunlarını uygulamak, sadece bizi kandırılmaya karşı değil, istemeden başkalarını kandırmaya karşı da korur.

A.Ö.K. K.6: Güler Yüz. Güzel Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır!

Kemal: İnsanoğlu sosyal, duygusal ve biyolojik bir varlık olarak yaratılmıştır. Olası bir safsatacı ve sosyal bir varlık olarak safsataları kullanmamız, ya da başkalarının kullandığı safsatalara kanmamız son derece her zaman olasıdır. Ancak bu konuda Akıllı Öfke Kanunlarını kullanarak kendimizi geliştirebilir, insanları daha az kullanır, kendimiz daha az kullanılabiliriz.

Serdar: Bazen bir safsatacının yalanlarına kanarak, onun peşinden gitmemiz, yanlış bir karar olarak hayatımızı kökten değiştirebilir, yıllarca telafi edilemeyecek zararlar getirebilir. Yeryüzündeki suç örgütlerinin başındaki kişiler usta birer safsatacılardır. Akla hayale gelmedik safsatalarla sıradan insanları kolayca kandırarak onların hayatlarını mahvedebilirler. Bunlardan biri olmamamız için çok uyanık olmamız, Akıllı Öfke Kanunlarını hayatımızın merkezine almamız oldukça önemlidir.

A.Ö.K. K.7:  Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. Alaturka tuvalet kullanalım. Dijital  detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!

Can: Safsata Antik Yunan demokrasisinden doğmuştur. En güçlü safsata örneğini de oradan verelim;  Antik Yunan da bütün yurttaşlar eşitti, ancak bütün insanlar yurttaş kabul edilmiyorlardı. Mesela kadınlar ve köleler yurttaşlık haklarından yararlanamıyorlardı. Bunun bir safsata olduğunu kimse kimseye söyleyemiyordu.

A.Ö.K. K.8:  KAİZEN Uygulayalım! Korkularımızı Unutalım. Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!

Son Sözler:

*Risksiz ya da çok düşük riskle çok yüksek getiri yoktur: Yüksek getiri isteyen parasının batma riskine razı demektir. “Garantili yüksek getiri” bir safsatadır. Yaklaşık yıllık faiz, yüzde 10-15 arasında iken bunun çok üzerinde getiri vaat edenler potansiyel safsatacılar olabilir.
* Değişmeyen yüksek sabit getiri bir safsatadır: Hem yüksek hem de düzenli sabit getiri ikilisi iyi bir safsatacıdan çıkabilir. Uzak durun.
*Kayıt dışı yatırımlar ancak bir safsatacı tuzağı olabilir: Safsatacıların kurumsal, kayıt içi organizasyonlardan kaçarlar. Örneğin, kamusal yatırım ve tasarruf otoritelerinden uzak dururlar. Şeffaflıktan nefret ederler. Bu yüzden hesaplara bakıp bilgi alamıyorsanız, uzak durun derim.

A.Ö.K. K.9:  Birbirimizi Akıllıca Dinleyelim. Empati kuralım! Amaç kavga değildir. Öfkenin kök nedenini yakalayalım!

* Safsatacılar, Yetkisiz ve lisanssız ürün/hizmet pazarlamaya çalışır: Kurumsal bir yapıdan kaçtıkları gibi, yetkili ve lisanslı olmaktan şeytan görmüş gibi kaçarlar.
* Safsatacılar, aklımızı devre dışı bırakmak için gizemli veya karmaşık yatırım stratejisi seçerler: Para yatıranların anlayacağı bir yatırım yönteminden kaçarlar. Sorana da tam bilgi vermekten kaçınırlar. Kahvehane sohbeti düzeyinde bilgi, parmak hesabıyla hesap verirler.

A.Ö.K. K.10:  Çözüm odaklı iletişim kurulur. Ret edilemeyecek bir teklif  yapılır. Sonuçta kazanan Akıllı öfkemiz olacaktır!

*Safsatacıların tüm kayıtları tuhaflıklar ve anlaşılmazlıklarla doludur: Kayıtları görmezsiniz, karmaşıktır, özensizdir, tutarsızdır, hatalıdır, eksiktir.

* Safsatacıların değişmez parolası “Paranı isteme benden, buz gibi soğurum senden” kuralıdır: Yatırımı ya da getiriyi nakit olarak geri alamazsınız. Akla hayale gelmedik zorluklar çıkartırlar. Yatırımı uzatma ya da yenileme ısrarı onları temel stratejidir.

Faydalanılan kaynaklar:

https://www.pictaram.org/hashtag/safsata

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ugur-gurses/hamaseti-milli-tezgahi-evrensel-40785026

25 Mart 2018 Pazar

Düşmanınla Savaşma! Ret Edemeyeceği Bir Teklif Yap! Savaşmadan Da Kazanabilirsin!



4 Öfke Kolik Arkadaş Sohbette!
Konu: Düşmanınla arandaki mesafeyi nasıl ayarlarsın?
Kemal: Akıllı Öfke Kazansın “A.Ö.K” odaklı çözümler arıyoruz.

A.Ö.K. K.1: Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde Devam Eder! Öfke Koliklere Yer yok!

Serdar: Baba filminin açılış sahnesini hatırlayalım:(1) Baba, Don Carleone kır düğünüyle kızını evlendirmektedir. İçeride yakın dostları ve çalışma arkadaşları tebriklerini sunmaktadır.
Yıllardır aynı mahallede oturan Bonasera ise kendi kızının başına gelenlerden dolayı “Baba” dan yardım istemeye çalışmaktadır, “Baba  kızını evlendirdiği bu en mutlu günde anlatılanları şaşkınlık ve hayretle dinlemeye çalışır;

Bonasera “ üzüntülü bir ses tonuyla anlatmaya başlar”: Amerika'ya inanıyorum. Benim talihim Amerika'da döndü. Ve kızımı Amerikan usulü büyüttüm. Onu özgür bıraktım ama aile şerefini korumasını da öğrettim.

A.Ö.K. K.2: Lütfen Kalp Kırmayalım. Öncelikle Kendi Kalbimizi! Yalanlara Yer Yok!

Can: Kızı bir sevgili bulmuştur, İtalyan olmayan. Onunla gezer, tozar. Geç saatlerde eve gelir. Bonasera ses çıkarmaz.

Caner: Bir gün önce kızı, sevgilisi ve diğer bir genç gezmeye giderler. Kızına viski içirirler ve sonra da onu kullanmaya kalkarlar. Kızı karşı gelir ve şerefini korumaya çalışır.

Kemal:  Bu gençleri kızdırır, kızını döverek hastanelik ederler. Bon sera hastaneye gittiğinde, kızını burnu ve çenesi kırılmış halde bulur. Çenesini bir arada tutabilmek için telle bağlamışlardır. Kızı acıdan gözyaşı dahi dökemiyordur.

A.Ö.K. K.3: Şimdiyi yaşayınız! Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeye son veriniz!

Serdar: Ama Bonasera gözyaşı dökmüştür. Neden mi? Kızı onun hayatının ışığıdır. Güzel kızdır. Ama artık asla güzel olamayacaktır. [Bu sırada öksürür ve Don, Tom Hagen'a ona bir içki vermesi için eliyle işaret eder.

Can: Bonasera Pardon der ve soğukkanlı bir şekilde konuşmaya devam eder: Dürüst bir Amerikalı gibi polise gittim. O iki oğlan adaletin huzuruna çıkarıldı. Hakim onları üç yıl hapise mahkum etti ama cezayı erteledi. Cezayı erteledi! Daha O gün serbest kaldılar!

Caner: Bonasera kendini bir budala gibi hissetmiştir. O iki piç kurusunun ona gülümsemesi gözünün önünden bir türlü gitmemektedir.

A.Ö.K. K.4: Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 6 S Uygulayalım

Kemal: Bonasera, karısına şöyle demiştir, "Adalet için, Don Corleone' ye gitmeliyiz."
Don Corleone tüm anlatılanları dinledikten sonra Bonasera’ ya şöyle sorar: Neden önce polise gittin? Neden önce bana gelmedin?
Bonasera: Benden ne istersin? Ne istersen yaparım ama ricamı da yerine getir.
Don Corleone: Neymiş o?
Serdar: Bonasera Don'un kulağına fısıldar ; 'Ölmelerini istiyorum.']
Don Corleone: Bunu yapamam.
Bonasera: Ne istersen veririm.

A.Ö.K. K.5: Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım. Teflon Olalım.  Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun

Can: Don Corleone’ biraz kızgın, biraz sitemkar ses tonuyla konuşmaya başlar: Seni yıllardır tanırım ama ilk defa benden yardım istiyorsun. En son beni ne zaman kahve içmeye davet ettiğini hatırlamıyorum. Karım, çocuğunun vaftiz annesi olduğu halde. Şimdi burada samimi olalım. Asla arkadaşlığımı istemedin. Ve bana borçlu kalmaktan korktun.
Bonasera: Başımı derde sokmak istemedim.

Caner: Don Corleone  “işin düşünce bana geliyorsun” demek istemektedir:  Anlıyorum. Cenneti Amerika'da buldun. iyi bir yaşam sağladın. Polis ve mahkemelere güvendin. Benim gibi bir arkadaş gerekmiyordu. Fakat şimdi bana gelip diyorsun ki: "Don Corleone, bana adalet ver." Ama bunu saygıyla rica etmiyorsun. Dostluk önermiyorsun. Bana Baba demek bile aklına gelmiyor. Kızımın düğününün olduğu gün bana gelip para karşılığı cinayet işlememi istiyorsun.

A.Ö.K. K.6: Güler Yüz. Güzel Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır

Kemal: Bonasera yaptığı eşekliği anlamanın yarattığı ses tonuyla istediğini söyler: Senden adalet 
istiyorum.
Don Corleone: Bu adalet değil ki. Kızın hayatta.
Bonasera: O zaman, onların da kızım gibi acı çekmelerini sağla. Sana ne kadar ödeyeyim?

Serdar: Don Corleone çok kızmıitır, genede kızgınlığını belli etmemeye çalışır, hüzünlü bir ses tonu ile başını sallayarak konuşur:  Bonasera, Bonasera. Bana bu kadar saygısızca davranmana sebep olacak ne yaptım? Eğer bana dostça gelseydin, kızını mahveden o pislik daha bugünden acı çekiyor olacaktı. Senin gibi dürüst bir adamın düşmanlarını ben de düşman belleyecektim. Ve o zaman, senden korkacaklardı.
Bonasera: Dostum olur musun? Baba?

A.Ö.K. K.7:  Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. Alaturka tuvalet kullanalım. Dijital  detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!

Bonasera Don'a doğru eğilerek elini öper.
Can: Don Corleone memnundur, vermek istediği mesaj alınmıştır, vardıkları anlaşmayı Bonasera’ nın anladığı dilden ifade eder: Güzel. Bir gün, ki o gün asla gelmeyebilir, senden bir hizmet isteyeceğim. Fakat o gün gelene kadar kızımın düğünü dolayısıyla bunu hediye olarak kabul et.
Bonasera: Grazie, Baba.
Caner: Bonasera ayrılınca, Don Corleone, Tom'a dönerek gerekli talimatları verir,
Don Corleone: Bu işi Clemenza'ya ver. Kendine hakim olabilecek insanlar istiyorum. Bu cenaze levazımatçısı ne derse desin, biz katil değiliz.

 A.Ö.K. K.8:  KAİZEN Uygulayalım! Korkularımızı Unutalım. Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!

Kemal: Dünya çapında bir mafya organizasyonunun başındaki Don Corleone, kendisine büyük bir saygısızlık yapan Bonasera’ yı kapıdan kovamaz, istese bunu yapmaya hakkı vardır, ama yapmamayı seçer, neden?
Serdar: Silahlı bir organizasyonun başında olmanın sağladığı gücün sarhoşluğuna kapılmaz. Olası bir düşman kazanmayı istemez. Kendi gururunu kontrol etmeyi seçer. Sadık bir dost kazanmayı seçer, önemsiz bir cenaze levazımatçısı olsa dahi

A.Ö.K. K.9:  Birbirimizi Akıllıca Dinleyelim. Empati kuralım! Amaç kavga değildir. Öfkenin kök nedenini yakalayalım!

Can: Don Corleone’ gibi birinin bir cenaze levazımatçısına ne işi düşecek diye acele etmeyin. Gün gelecek ve ona işi düşecektir.
Caner: Bir gün en büyük oğlu Santino çapraz ateşle pusuya düşürülür. Tanınmayacak haldedir. Kurşunlardan tüm yüzü ve vücudu parçalanmıştır.
Kemal: Don Corleone’ Bonasera’ yı çağırır ve kendisine şöyle der; Oğlumun yüzünü cenazede annesinin yüreğinin dayanacağı hale getirmelisin. Annesi oğlunu bu halde görürse kalbi dayanmaz! Bir dostun olarak bunu yapmanı istiyorum.
Serdar: Bonasera’ Don Corleone’ nin isteğini yerine getirir. Kendisine yapılan iyiliği ödemiş olur. Don kızının düğün gününde bir düşman yerine dost kazanmakla ne kadar doğru bir davranış sergilediğini seyircilere ispat etmiş olur.

A.Ö.K. K.10:  Çözüm odaklı iletişim kurulur. Ret edilemeyecek bir teklif  yapılır. Sonuçta kazanan Akıllı öfkemiz olacaktır!

Can:  Filmin bir başka sahnesinde Don Corleone’ kendisine düşmanca davranan/tersleyen/ ricasını yerine getirmeyen bir film yapımcısı ve rejisörüne nasıl ret edemeyeceği bir teklif yapılacağının örneğini verecektir. Sahneyi hatırlayalım;
Johnny Fontane ortanca oğludur, babaya çaresizce yalvarmaktadır: Bir ay önce o kitabın sinema haklarını satın aldı. Filmin kahramanı aynı benim gibi bir adam. Hatta rol yapmam bile gerekmiyor. Baba, ne yapacağımı bilemiyorum.
Don Corleone ayağa kalkıp Johnny'i sallamaya başlar.
Don Corleone: Bir erkek gibi hareket edebilirsin! Diye bağırmaya başlar.Ardından Johnny'i tokatlar.
Don Corleone: Neyin var senin? Kadınlar gibi ağlayan bir Hollywood finocchio'suna mı dönüştün? "Ne yapabilirim? Ne yapabilirim?" Nedir bu saçmalık? Rezalet. Ailene zaman ayırıyor musun?
Johnny Fontane: Elbette.

Caner: Don Corleone aldığı cevaba memnun olmuş olarak konuşmaya başlar: Güzel. Çünkü ailesiyle vakit geçirmeyen adam asla gerçek adam olamaz. Kötü görünüyorsun. Git de bir şeyler ye. Dinlen. Bir ay sonra bu meşhur Hollywood'lu istediğini verecek.
Johnny Fontane: Çok geç. Bir hafta içinde başlıyorlar.
Don Corleone: Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım. Git dışarı ve eğlen. Bütün bu saçmalıkları da unut. Her şeyi bana bırak.
 Kemal: Film yapımcısı Don Corleone’ nin teklifini önce ret eder. Ertesi sabah uyandığında yatağının içinde en sevdiği yarış atının kanlı başını bulunca Johnny Fontane’ yi oynatmak zorunda kalır. Bu onun için ret edemeyeceği bir teklif olmuştur.


Serdar: Filmin başka bir sahnesinde, Don Corleone’ büyük oğlu, Barzini tarafından gişede kıstırılıp kurşun yağmuruna tutularak öldürülmüştür.  Oğlu Santino' nun cesedi başındayken Amerigo Bonasera'ya şöyle seslendiğini görürüz;
Bak oğlumu ne hale sokmuşlar...
Yalnız şunu belirtmek istiyorum: Ben batıl inanışları olan biriyim. Komik bir durum bu ama gerçek. Küçük oğlum Michael, polis şefini vurduğu iddiası yüzünden yurtdışına kaçmak zorunda kaldı. Bundan sonra başlıca işim, onu bu iftiradan korumak ve ailesinin yanına geri dönmesini sağlamak olacak. Ancak ben batıl inançları olan bir kişiyim. Oğlum saklandığı yerde yanlışlıkla vurulursa, kendisini suçlayan yeni kanıtlar, yeni tanıklar çıkarsa bu durum bana, bu odadaki bazı dostlarımın, yaptığımız barış anlaşmasına uymadığı düşüncesini verecek. Dahası, oğluma yıldırım çarpsa, gemisi okyanusa gömülürse, uçağı düşerse, bir polis memuru yanlışlıkla onu vurursa, hücresinde kendini asarsa ben yine buradaki bazı kişileri suçlayacağım. Ve bunu asla, ama asla affetmeyeceğim!
Don Corleone’ 1946 Mafia Savaşı'nı bitiren barış toplantısı sırasında yaptığı bu konuşma ile tüm mafya liderlerine ret edemeyecekleri bir teklif yapmanın nasıl bir şey olduğuna dair unutamayacağımız bir örnek vermiştir.

Son sözler:
*Dost, düşman, dargın, küskün, kan davalın olsa da fark etmez, herkesin herkese ihtiyacı vardır.
*Akıllı olan düşmanlarına ret edemeyecekleri bir teklif yapmanın bir yolunu bulur. Hem isteklerini onlara konuşarak yaptırır, hem de olası düşmanca davranışlarını önlemiş olur.
* Ego, gurur, güç sarhoşluğu aklımızı devreden çıkarır. Anlaşmanın, barışmanın, sorunları çözmede ortaklaşa çalışmanın daha kolay, düşük maliyetli ve akıllıca olduğunu anlamak için fazla zeki olmak gerekmez.
* Savaşta iki tarafta kaybeder, önemli olan savaşmadan kazanmaktır. Akıllı öfke kazansın kanunları bunun içindir…

Faydalanılan kaynaklar:
https://tr.wikiquote.org/wiki/Baba_(film)
https://tr.wikiquote.org/wiki/Vito_Corleone


24 Mart 2018 Cumartesi

Köfteye/Sucuğa Domuz Eti, Pul Bibere Boya Katan Gıda Teröristlerine Teslim Olmayacağız



4 Öfke Kolik Arkadaş Sohbette!
Konu: Gıda teröründen nasıl korunalım?
Kemal: Akıllı Öfke Kazansın “A.Ö.K” odaklı çözümler arıyoruz.

A.Ö.K. K.1: Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde Devam Eder! Öfke Koliklere Yer yok!

Serdar: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı taklit veya tağşiş yaptığı kesinleşen firmaları ve ürünleri internet siteleri üzerinden açıkladı. 173 firmanın 282 ürününde gıda sahtekârlığı tespit edildi.(2)
Can: ‘Ücretini ödediğimiz, yediğimiz-içtiğimiz ürünlerin bizleri hasta ediyor? Hazır satın aldığımız ürünlerin bazılarında gıda teröristleri kendi paramızla haksız zenginleşmeye devam ediyorlar. Üstelik bizleri gıda zehirlenmesinden, kansere kadar uzanan bir dizi sağlık sorunlarına boğma riskiyle bunu yapmaya devam ediyorlar.

A.Ö.K. K.2: Lütfen Kalp Kırmayalım. Öncelikle Kendi Kalbimizi! Yalanlara Yer Yok!

Caner: Dışarıda yediğimiz, içtiğimiz, çorbalarda kullanılan kıymanın ne olduğu belirsiz, salatalara dökülen zeytinyağları aslında, kanola ve/veya mısır yağı olabilir. Bunlar gıda teröristlerinin maliyetleri düşürmek için başvurduğu hilelerin en masumları sadece.

Can: Yemeklerde kullanılan tavuk suyunun tavuğun neresinden yapıldığının şansınıza kalmış artık! Sizin çorba niyetine içmeniz onun çorba olmasını gerektirmez, çoğunluk kimyasal bir bulamaç içiyor olabilirsiniz.

Kemal: Dönerden, salataya, kebaptan dondurmalı irmik helvasına ”hangi sivri akıllı icat ettiyse artık” ne yersek yiyelim gıda teröristlerinin el atmadığı alan yok sayılır.

A.Ö.K. K.3: Şimdiyi yaşayınız! Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeye son veriniz!

Serdar: Geçenlerde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı uzun zamandır arar verdiği bir şey yaptı ve taklit veya tağşiş yaptığı kesinleşen firmaları ve ürünleri internet siteleri üzerinden açıkladı. Tam 173 firma 282 üründe taklit ve tağşiş yapmış.

Can: Liste o kadar uzun ki tüm firmaları ve ürünleri listelemek mümkün değil. Listenin tamamı bakanlığın web sitesinde yer alıyor. Dileyenler listenin tamamını ve listede yer alan gıda teröristlerinin yaptıkları sahtekârlıkları net bir şekilde görebilir. Listede yakından tanınan firmalar da var küçük üretici ve restoranlar da... Peki, neler yapmış bu firmalar? Kısaca anlatalım.

Kemal: İstanbul bir restoran Adana kebabına domuz eti kaymış.  Tekirdağ Çorlu’da bir başka sahtekar boş durur mu? O da ürettiği kuru köfte ve sebzeli pişmiş köfteye nasılsa kimse anlamaz diye domuz etini bocalamış.

A.Ö.K. K.4: Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 6 S Uygulayalım.      

Serdar: Aydın’daki sucuk üreticisinin neyi eksik? Onun köşeyi dönmeye hakkı yok mu? Çiftlik bank dolandırıcısı kadar iş bil mi sanıyorsunuz? O da domuz etini sucukların içine tıkıvermiş!  
Can: Allahtan her sahtekâr domuz etiyle kafayı bozmuş değil! Daha insaflı gıda teröristleri ürettikleri sucuk ve salamlara domuz eti yerine, at, eşek ve tavuk eti katarak bizleri  Domuz etine bağımlı olmaktan kurtarıyorlar.

Caner: Gene sözde helal süt emmiş bazı restoranlar ise kıymalarına sakatat katarak kısa vade yerine orta vadede köşeyi dönmeye razı oluyorlar. İçinizi karartmak istemem ama, domuz, at, eşek, tavuk ve sakatat dediğimizde büyük olasılıkla bunların neredeyse imha edilecek durumda olanları da seçilmiş olabilir. Ne kadar ucuz hatta bedava ürün kullanırsan o kadar çabuk köşeyi dönersin.

A.Ö.K. K.5: Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım. Teflon Olalım.  Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.

Kemal: Riviera zeytinyağı olarak piyasaya sürülen yağlarda mumsu maddelere ve/veya farklı yağlara rastlanmış! Boya ile renklendirilmiş Pul biberler var.
Bir bal klasiği;  neymiş efendim, bala fruktoz ve glukoz karıştırmışlar. Ya ne yapacaklardı? Şekerin fiyatından haberiniz var mı? Başka türlü kilosu 10 liraya nasıl bal satacaksınız? Ne yapalım? Vatandaş bal yemek istiyor. Ya da bal niyetine, bal görünümlü bir şey yese de olur. Efendim ülkede serbest rekabet/serbest piyasa kuralları geçerli! Vatandaş da aklını kullanıp almasın, olmadı balkonuna bir kovan koyup kendi balını da yetiştirebilir! Ne demişler; Demokraside çare bitmez!

A.Ö.K. K.6: Güler Yüz. Güzel Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır!

Serdar: Süt ve yoğurt üreticilerinin neyi eksik? Onların başı kel mi? Onların köşeyi dönmeye hakları yok mu?  Onlarda yoğurtlara jelatin, peynirlere bitkisel yağ ve nişasta katarak piyasa ekonomisine katkıda bulunuyorlar.

Can: Gıda teröristleri ve/veya sahtekârlarının yöntemleri, sınır tanımazlığı karşısında söylenebilecek çok fazla şey yok. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu konudaki denetimleri ve teşhiri çok önemli ama yetmez!

A.Ö.K. K.7:  Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. Alaturka tuvalet kullanalım. Dijital  detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!

Caner: Hepsinden önemlisi bizlerin ne yiyip içtiğine dikkat etmesi! Ne olur yediğinizi içtiğinizi sorgulayın.   Etiket okuma alışkanlığı kazanın. Cebinizde büyüteç taşıyın. Firmalar içindekiler yazıların okunamaması için yazı ebatlarından, renk karmaşasına her türlü tedbiri elden bırakmıyorlar.

Kemal: Etin kilo fiyatı belli! Ucuza yediğiniz şeyin adı döner olsa da kendisi başka bir şey olduğunu anlayın bir zahmet! Restoranda önünüze konulan biberden başka her şeye benzeyen baharata da elinizi sürmeyin lütfen!

Serdar: Önünüze konan adına nar ekşisi denilen kimyasal bulamacı salataya boca etmeden 2 defa düşünün!  Kaymak yerine peçete serilmiş yoğurdu da fark edin artık.

A.Ö.K. K.8:  KAİZEN Uygulayalım! Korkularımızı Unutalım. Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!

Can: Bu konuda çocuklarınızı da bilinçlendirin lütfen. Hayat dizilerden ibaret değil! Çocuklarınızı fanusta yetiştirmeye bir son verin! Unutmayın, sağlığımızla oynayan gıda teröristlerini, ihbar etmek, bulup çıkarmak, yetkililere bildirmek öncelikle bizim görevimiz! Kendi sağlığına değer vermeyen, sahip çıkmayanın kimse gözünün yaşına bakmaz! Bu hayat bizim hayatımız! Nasrettin hoca’ nın sözü kulağımıza küpe olsun; Ek elin eşeğini, türkü çağırarak arar.

A.Ö.K. K.9:  Birbirimizi Akıllıca Dinleyelim. Empati kuralım! Amaç kavga değildir. Öfkenin kök nedenini yakalayalım!

Son sözler:
*Güvenilir firmalardan alışveriş yapılacak.
*Etiketler okunacak, kimyasal bulamaçlara yüz verilmeyecek.
* Gıda teröristlerine ret edemeyecekleri bir teklif yapılacak; bu da ancak  olası hapis ve para cezalarının caydırıcı olması ve vatandaşın sahtekar ürünlere yüz vermemesiyle mümkün olur.
*Alo gıda hattı dahil tüm iletişim kanalları kullanılarak, olası gıda teröristleri ihbar edilip, sonuçları takip edilecek.
*İlan edilen firmalar dışındakilerin de sütten çıkan ak kaşık olduklarını düşünemeyiz, bakanlık sadece örnekleme yoluyla denetim ve kontrol yapıyor, kısacası şöyle diyebiliriz; ”Aç gözünü yoksa açarlar gözünü
* Son olarak tarihin ilk doktorlarından Hipokrat’ın sözüyle noktalayalım; “Besinin ilacın olsun”
* Sağlıklı günler bizlerle olsun. Nokta…

A.Ö.K. K.10:  Çözüm odaklı iletişim kurulur. Ret edilemeyecek bir teklif  yapılır. Sonuçta kazanan Akıllı öfkemiz olacaktır!

Faydalanılan kaynaklar:
http://www.yenivatan.at/haberler/


23 Mart 2018 Cuma

Bina Yıkımlarında Kanserojen Asbest Riski! Canını seviyorsan, Belediyeye İhbar Et, Yıkımı denetlesin!



4 Öfke Kolik Arkadaş Sohbette!
Konu: Kanserojen Asbest Belası ve korunma yolları?
Kemal: Akıllı Öfke Kazansın “A.Ö.K” odaklı çözümler arıyoruz.

A.Ö.K. K.1: Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde Devam Eder! Öfke Koliklere Yer yok!

Serdar: Kanserojen bir madde olan asbest, solunum yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada 125 milyon kişi çalışma ortamlarında asbeste maruz kalıyor. (1)

Can: Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre de asbestin neden olduğu hastalıklara bağlı her yıl yüz binin üzerinde işçi ölümü meydana geliyor. Asbest kullanımı ülkemizde 2010 yılından bu yana yasak. Fakat Ankara’da içinde asbest maddesi bulunan eski havagazı fabrikasının yıkımıyla konu tekrar güncellik kazandı.

Caner: Asbestin yarattığı sağlık risklerine dikkat çekmek amacıyla Türk Toraks Derneği ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından “Kentsel Dönüşüm ve Asbest Tehlikesi” başlıklı bir panelden konuşulanlar her birimizi yakından ilgilendiriyor.

A.Ö.K. K.2: Lütfen Kalp Kırmayalım. Öncelikle Kendi Kalbimizi! Yalanlara Yer Yok!

Kemal: Asbest, lifsel yapıda bir mineral olup, bilinen en iyi yalıtım maddesidir. Asbest, Anadolu’da çoğu yerde aktoprak olarak veya Ceren, Çaparkayı, İvriz, Çermik Toprağı gibi isimlerle adlandırılır ve köylerde sıva malzemesi olarak kullanılır. Çatılara serilir ve böylelikle evlerin ısı izolasyonu sağlanır.

Serdar: Asbest, endüstride 3000 civarında farklı iş kolunda kullanılabilmektedir. Bu nedenle birçok işkolunda, mesleksel olarak maruz kalınabilir.
Hastalık yelpazesi kanser ve kanser dışındaki hastalıklar olmak üzere geniştir. Mezotelyoma adı verilen bir tür akciğer kanseri, gırtlak kanseri, yumurtalık kanseri, asbestozis denilen bir tür akciğer hastalığı riskler arasındadır.

A.Ö.K. K.3: Şimdiyi yaşayınız! Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeye son veriniz!

Can: Asbest, solunum yolu ile vücuda alınır. Akciğer için örnek olarak; nefes yolu ile alınan asbeste bağlı olarak, önce yıllarca süren uzun süreli bir tür iltihap meydana gelir. Bu tahriş nedenli reaksiyon, akciğer dokusunda kalıcı hasarlar oluşur.

Caner: Asbeste maruz kalımdan sonra hastalıkların oluşması arasında geçen süre 20-40 yıl arasındadır. Özellikle sigara içimi riski artırmaktadır. Bilimsel çalışmalar sigara içiminin riski 90 kata kadar arttırdığını ortaya koymaktadır.

Kemal: Asbestin birçok çeşidi var. Ülkemizdeki kırsal alanlarda bulunan asbest türü, tremolit asbesttir. Tremolitin endüstriyel bir yönü yoktur, dünyada yasak öncesi dönemde yoğun olarak kullanılan diğer asbest türleri ise krisotil, amosit ve krosidolit’tir. Asbest doğal rengine göre de tanımlanabilir. En tehlikeli olanları mavi (krosidolit), kahverengi (amosit) ve Türkiye’deki beyaz renkli tremolittir. Ülkemizde asbest olmayıp, etki açısından asbeste benzeyen yani asbestiform bir mineral olan erionite (zeolite) Kapadokya bölgemizde bazı köylerde bulunmaktadır. Erionite de, kanserojen bir mineraldir.

A.Ö.K. K.4: Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 6 S Uygulayalım.      

Can: Asbestozis, C grubu meslek hastalığıdır. Dolayısıyla meslek hastalıklarına yönelik korunma, hastalık olduğunda tedavi ve rehabilitasyon gibi bütün mekanizmalar hayata geçirilmelidir.
Caner: Asbest kullanımı pek çok ülkede sağlık riskleri açısından yasaklanmıştır. Ülkemizde de yasak 2010 yılından bu yana geçerlidir. Mevzuat alanında asbest ile ilişkili olarak iki yönetmelik bulunmaktadır.
25.01.2013 tarih ve 28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik var.
“Çalışanların asbest söküm, yıkım, tamir, bakım, uzaklaştırma çalışmalarında asbest tozuna maruziyetlerinin önlenmesi ve bu maruziyetten doğacak sağlık risklerinden korunması, sınır değerlerin ve diğer özel önlemlerin belirlenmesi” amacıyla çıkarılan bir yönetmelik!

A.Ö.K. K.5: Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım. Teflon Olalım.  Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.

Kemal: “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına giren, asbest veya asbestli malzeme ile yapılan çalışmalarda, asbest tozuna maruziyetin olabileceği” tüm işleri ve işyerlerini kapsıyor.
18.03.2004 tarih ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinden söz ediyorum.  Yönetmelikte asbest, boya, florasan ve benzeri zararlı ve tehlikeli atıkları içeren inşaat ve yıkıntı atıklarını “Tehlikeli inşaat ve Yıkıntı atıkları” olarak tanımlıyor. Bu atıkların diğer atıklardan ayrı olarak toplanması ve Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine göre bertaraf edilmesi zorunluluğunu getiriyor.
Serdar: Asbest kullanımı yasaktır. Dolayısıyla, bu yasal düzenlemeye uymak birinci görevdir. Bunun yanı sıra, kentsel dönüşüm sürecinde gündeme geldiği üzere, çeşitli yıkım vb. durumlarda da koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir.

A.Ö.K. K.6: Güler Yüz. Güzel Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır!

Kemal: Örneğin; asbest olan binaların belirlenmesi, bu alanda veya mekanda çalışanların çalışmaları sırasında kişisel koruyucular kullanması, asbestli yığıntının özel koruyucularla taşınması, binalarda uygun yalıtım yapılması, binalarda diğer gerekli önlemlerin alınması, yıkımların gerekli sağlık ve güvenlik önlemleri tam olarak alındıktan sonra yapılması, atıkların uygun şekilde yok edilmesi gibi bir dizi önlem alınmalıdır.

Serdar: Olağan şartlarda özellikle asbest maruz kalımı riski taşıyan işkollarında çalışanlar açısından asbeste bağlı hastalıkların saptanması, tedavisi vb. süreçlerde gecikme olmaması için işe girişi, muayeneleri ve izleme muayeneleri de son derece gereklidir.

Can: Şüphesiz kentsel dönüşüm İstanbulluları depremin getirdiği risklerden korumak için şart. Ama bir tehlikeden kaçarken acaba başka büyük bir tehditle mi karşı karşıya kalıyoruz? Bahçelievler Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi Üyesi  Mehmet Berke Merter, işte bu soruyu İBB meclisinde gündeme getirdi.(2)

A.Ö.K. K.7:  Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. Alaturka tuvalet kullanalım. Dijital  detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!

Meclis üyesi Berke Merter, kentsel dönüşüm çalışmaları nedeniyle yıkımı yapılan binalarda güvenlik önlemlerinin dışında aslında pek bilinmeyen ama insan sağlığını son derece tehdit eden, kansere neden olabilen ‘asbest’ riskine dikkat çekti.

Caner: Berke Merter, birçok sektörde kullanılan ve inşaat sektöründe de daha çok ısı ve ses izolasyonunda yaygın olarak görülen ‘asbest’ten zarar görmemek için binaların yıkımında çok dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Bu konuyla ilgili çok sayıda yasal düzenleme olduğunu belirten ve bunlara İstanbul’da sadece Kadıköy ve Maltepe belediyelerinin uyduğunu ifade eden Berke Merter, binanın yıkım öncesinde tüm zararlı maddelerden arındırılması gerektiğini vurguladı.

Kemal: Avrupa ülkelerinde 1999 yılında inşaat yapımlarında kullanılması yasaklanan ‘asbest’ riski taşıyan malzemelerin Türkiye’de 2008 yılında ele alınıp, 2010 yılında yasaklandığını dile getiren Berke Merter, verdiği önergeyle İBB’ye ve tüm ilçe belediyelerine 7 soru sordu.

Can: Asbest’in tanımını yapan ve neden olabileceği hastalıkları anlatan Berke Merter, önergesinde “Asbest, lifli yapıda inorganik ve son derece kanserojen bir maddedir. Solunum ya da içme suyu yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Uzmanlar cilde nüfuz etmesinin de mümkün olduğunu düşünmektedirler.

Caner: Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları; akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi selim hastalıklardır. Ayrıca ciltte yaralara neden olabilir. Birçok organda kanser sorununa yol açabilmektedir. Asbestden dolayı en sık karşılaşılan akciğer kanseri ve malin mezotelyoma olarak adlandırılan akciğer zarı kanseri.

Kemal: Asbest solunduktan sonra etkisi hemen ortaya çıkmadığı, hastalık oluşumu için yaklaşık 10-40 yıl gibi bir süreç gerektirdiği için başlangıçta tehlikenin farkına varılamamaktadır. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), her yıl dünyada kanser yapıcı maddeleri düzenli olarak özelliklerine göre gruplara ayırmaktadır. Ajansın kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, ‘kesin kanserojen’ tanımlanması ile 1. Grupta sınıflandırılmıştır” .

Serdar: “İlgili yönetmelikte belirtildiği gibi sökümler bu konuda deneyimli uzmanlar gözetiminde yine bu konuda uzman çalışanlar tarafından belirli şartlara riayet edilerek yapılmalı ve çevreye asbest liflerinin yayılımı engellenmelidir” .
Can: 2010 dan önce yapılan binalarda öncelikle asbest bulunan alanlar belirlenmeli; mümkün olduğu kadar bu asbest içeriği (uygun elbise, koruyucu maske, havalandırma, negatif basınç gibi çalışan sağlığını koruyucu önlemlere dikkat edilerek) temizlenmelidir.

A.Ö.K. K.8:  KAİZEN Uygulayalım! Korkularımızı Unutalım. Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!

Caner: Çıkarılan asbestli malzeme özel kapalı ambalajlarda taşınmalı; yine asbest için özel hazırlanmış hafriyat alanlarına dökülmeli; sonrasında da olası bir yayılımı engellemek için bina uygun şekilde ıslatılarak yıkım gerçekleştirilmelidir. Islatma işlemi de uygun yapılmazsa asbestli içerik akan suyla çevreye yayılabilir ve kuruduktan sonra yine çevredekiler açısından zararlı olabilir.

Kemal: İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Dr. Oya Otyıldız'a göre, herhangi bir binanın sökümü ya da yıkımını yapacak firmaların öncelikle binanın asbest ölçümünü yaptırması gerektiğini vurgulayarak şunları söylemiştir: “Yıkımı gerçekleştirecek olan ve 1990’dan önce yapılan her binada asbest var. Asbesti tespit etmek ve ona göre yıkımı yapmak da yeterli değil. Çünkü bu tehlikeli atığın nasıl imha edileceği bile sorun” sözleriyle durumun ciddiyetine dikkat çekti.

A.Ö.K. K.9:  Birbirimizi Akıllıca Dinleyelim. Empati kuralım! Amaç kavga değildir. Öfkenin kök nedenini yakalayalım!

Can: Kanserojen madde asbest yasaklanmasına rağmen tehlike saçmaya devam ediyor. İstanbul’da 39 ilçenin sadece 7’sinde binalarda yıkım öncesi asbest denetimi yapılıyor. Denetimlerde, geçen yıl yıkılan 1594 binanın 385’inde asbetli malzeme bulundu. Yıkım öncesi binalarda asbest tespiti, laboratuvar süreci ve zehrin bertaraf edilmesi gerekiyor(3)

Caner: ASBEST, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi’nin ‘Kanserojen Maddeler’ listesinde yer alıyor. 1986 yılından itibaren gelişmiş ülkeler asbest kullanımını yasaklamaya başladı. Türkiye’de de 2010’da asbestin her türlü üretimi ve kullanımı yasaklanınca sanayi ve inşaat sektöründe bu malzemelerin kullanılmasına son verildi.

Kemal: Ancak 2010 yılından önce yapılan binaların birçoğunda özellikle eternit levha, çimento ürünleri, iç-dış cephe kaplama ve benzeri inşaat malzemelerinde asbestli malzeme kullanıldığı biliniyor. Bu yüzden asbestli binalarda yıkım öncesinde denetim yapılması, ardından asbestli malzemenin sökümünün insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Serdar: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geçen yıl bu konuda bir çalışma başlattı. Çalışma çerçevesinde ‘Yıkım işlemleri ile hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıkların kontrolü yönetmeliği’ adlı bir taslak hazırlanarak Nisan 2017’de bakanlığın sitesinde yayımladı. Ancak taslak kesinleşmediği için yıkımdan önce asbest raporu ve asbest sökümü zorunluğu belediyelerin inisiyatifine kaldı.

A.Ö.K. K.10:  Çözüm odaklı iletişim kurulur. Ret edilemeyecek bir teklif  yapılır. Sonuçta kazanan Akıllı öfkemiz olacaktır!

Can: Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) hazırladığı rapora göre 39 ilçesi bulunan İstanbul’da sadece 7 belediye yıkım öncesinde ‘Asbest Envanter Raporu’ istiyor. Beşiktaş, Şişli, Maltepe, Tuzla, Bağcılar, Kadıköy ve Ataşehir belediyeleri dışındaki diğer 32 belediyede böyle bir uygulama bulunmuyor.

Caner: Yıkım öncesinde bütün binalarda asbest denetimi yapılması ve asbest sökümü yapıldıktan sonra bina yıkımına izin verilmesi gerektiğini söyleyen TMMOB’den Cevahir Efe Akçelik tehlikeye şöyle dikkat çekiyor: “Çimento ürünleri, iç-dış cephe ve tavan kaplama, çeşitli contalar, tavan/taban döşemelerinde yapıştırıcılar, eternit levhalar, plasterler, çatı malzemeleri, borular, akustik tavan yapımı, macun ve birçok üründe asbestten yararlanılmıştır..

Kemal: İstanbul’da 7 belediyenin verilerine bakarsak yıkımı gerçekleştirilen binaların yaklaşık yüzde 25’inde asbestli malzemeye rastlanıldığı görüyoruz.”Asbest denetimiyle ilgili belediyelere büyük görev düştüğünü söyleyen Akçelik, “Yıkımı yapılacak binadan numuneler alınarak analiz edilmeli, asbest tespit edilirse ilgili yönetmelik hükümlerine göre uzaklaştırılması ve bertarafı sağlanarak binanın yıkımına onay verilmelidir” diyor.  Yıkım öncesi denetim yapılan 6 ilçede 2017 yılında 1594 binanın 385’inde asbetli malzeme bulundu. Yıkımdan önce tonlarca asbestli inşaat malzemesi yetkili firmalar tarafından ‘tehlikeli atık’ çerçevesinde bertaraf edildi.

Can: Binalarda tespit edilen asbestli malzemenin bertarafı için müteahhit veya ev sahibi, yıkım ruhsatı almak için belediyelerin İmar ve Şehircilik Müdürlükleri’ne başvuruyor. Yıkım ruhsatı için öncelikle ‘Asbest Envanter Raporu’ isteniyor. Çevre Koruma Müdürlüğü, yıkılacak binanın tespitini yaptıktan sonra asbest raporunu hazırlayacak firma ile belediye yetkilileri binadan numuneler alıyor.

Caner:  Alınan numuneler analiz edilmek üzere yetkilendirilmiş laboratuvarlara gönderiliyor. Laboratuvar analizinde binanın herhangi bir yerinde asbestli malzeme tespit edildiği takdirde bina çevresinde güvenlik sağlanıyor. Binada bulunan asbestli malzemeler özel kıyafetler giymiş uzmanlarca sökülerek paketleniyor. Bu malzemeler tehlikeli atık yönetmeliği çerçevesinde özel araçlarla özel tesislere götürülerek bertaraf ediliyor.

Can: Bir binada asbest tespiti yapılması ve sökümü en fazla bir haftayı buluyor. 10 katlı bir apartmanda asbest tespiti maliyetinin 1500-2 bin lira tuttuğunu söyleyen Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Cafer Fidan, “Firmaların çoğu İstanbul ve büyük şehirlerde. Anadolu’da asbest sökümü yapacak çok az firma bulunuyor. Asbest insan sağlığını ciddi olarak olumsuz etkilediği için bina yıkımı, fabrikaların bakım ve onarımı ile evlerin tadilatından önce asbest envanteri yapılmalı” diyor.

Son söz:
* Çevrenizde yıkılan bir binadan yayılan kanserojen asbest tozlarını solumak yıllar sonra sizi kanser yapabilir.
*Yerel yönetimlere başvurduğunuzda denetim yaparak çevrede oturanların ve çalışanların kanser riskini azaltacaktır.

 Faydalanılan kaynaklar:

1.        https://www.medikalakademi.com.tr/asbestin-neden-oldugu-hastaliklar-ve-korunma-yontemleri/