4 İş Kolik Arkadaş Sohbet Ediyor.
Konu: Kavgasız Anlaşabiliriz?
Kemal: Olay, 26
Ekim 2013’de Zonguldak-Ankara Karayolu üzerinde bulunan Bakacakkadı
Mevkii’ndeki restoranda meydana geldi. Serkan Arslan ve iki arkadaşı iddiaya
göre alkol aldıktan sonra restorana gitti. 3 arkadaş, istedikleri sucuklu
yumurtanın az olduğunu ileri sürerek çalışanlara tepki gösterdi. Çıkan kavgada
garson Tayfun Eseroğlu, ruhsatsız tabancasıyla ateş ettiği Serkan Arslan’ı
başından vurarak öldürdü.
Caner: Olayın
ardından tutuklanan Eseroğlu hakkında, Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde
’Kasten adam öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Karar
duruşmasına tutuklu sanık Tayfun Eseroğlu, ölen Serkan Arslan’ın yakınları ve
avukatlar katıldı. Son sözü sorulan Eseroğlu, yaşanan olaydan üzgün ve pişman
olduğunu söyledi
Serdar: Mahkeme
heyeti, Eseroğlu hakkında haksız tahrik indirimlerini uygulayarak ömür boyu
hapis cezasını 18 yıla düşürdü. Mahkemedeki iyi halini de indirim sebebi sayan
heyet Eseroğlu’na 15 yıl hapis cezası verdi.
Kemal: Yukarıdakine benzer olaylar yaşanmak zorunda
değil! Kazan& Kazandır Eylem Planı “KAKEP, yaşam değerlerimiz arasına katalım.
Buna benzer trajediler azalacaktır.
- UYANIŞ: “Bilinç Dışı Körlükten Kurtul”
Can: Toplum içinde gördüğümüz muamele, “
örneğimizde garsonun sucuklu yumurtanın sucuğunu az getirmesi” istediğimiz gibi
olmayabilir. Karşımızdaki kişiyi eleştirmeden sorunu çözebiliriz. Yapıcı veya
yıkıcı olsun, eleştirinin her türlüsü yersiz bir öfke yaratıyor. Öfkemiz
aklımızı devreden çıkarınca taraflardan biri mezara diğeri ceza evine
gidebiliyor. Böyle olmak zorunda değil. Bunu engellemek zor değil.
2. AMAÇ: “Kazan& Kazandır Amaçlarını Belirle”
Caner: Yaptığımız
konuşma iki tarafında kazancına hizmet ettiği sürece anlamlıdır. Kişiye değil
olayı konuşuruz. Somut olarak sorun olan
şeyden bahsederiz. Sözlerimizin muhatabımızca doğru anlaşılması önemlidir.
Serdar: Antik
yunan filozofu Sokrates bize bu konuda yol gösteriyor” Kimseye bir şey
öğretmeyi bir kenara bırakalım. Sadece düşünmelerini sağlamaya odaklanalım. Bu
sorunu çözecektir. İletişimde Sandviç Metodu, tam da bu amacımızı
gerçekleştirmenin en kolay yoludur.
Kemal: Sandviçi biliriz.
İki kat ekmeğin arasına sevdiğimiz şeyleri koyarız. Bunlar bizim karşı tarafa
vermek istediğimiz mesaj olur. Sandviç metodunda; ama fakat yalnız gibi
bağlaçlardan sakınırız. “Çocuk istese odasını toplar ama dersleri çok, fırsat
bulamıyor” dediğimizde, çocuğumuzun zihnine senin odanı toplamak için zamanın
yok yalanını sokmuş oluruz. Çocuk bu yalana inanarak tatilde bile odasını
dağınık bırakacaktır.
Can: Eşimizin kredi kartıyla çok alış veriş yaptığından şikâyetçi
olabilirim. Bütçem açık veriyor olabilir. Zor olan eşimin kalbini kırmadan,
aşırı harcamalarından nasıl vazgeçirebilirim. “ Hayatım, evlendiğimiz ilk yıllarda, senin aylık gelir/ gider dengemize
ne kadar önem verdiğini hatırlıyorum. Önümüzdeki aylar çocuğumuz okula başlıyor,
eskiden yaptığın gibi, kredi kartı alışverişlerinde en önemli ihtiyaçlarına öncelik
vereceğinden şüphem yok. Seni seviyorum ve bunu başarabileceğine inanıyorum.
3. HEDEF: “Hedefini Duyur”
Caner: ” Eşime
aslında “Harcamalarını kıs” dedi. Ama “gereksiz
harcamalarından bıktım“. “Bu gidişle kredi kartını elinden alacağım”. “Evde
aldığın ayakkabıları koyacak yer kalmadı.“. “Hem çalışmıyorsun, hem de can
sıkıntısından alışverişe çıkıyorsun” . Gibi sıkıcı ve onu “Müsrifsin“. “Maaşımdan
haberin yok“. “Kredi kartlarından haciz gelecek”. Gibi olumsuz eleştirili hiç bir cümle
kullanmadım. “Harcamalarını azalt” dedim. Cümlenin içinde “harcamalarını azalt”
cümlesi geçmeden dedim üstelik.
Serdar: Metot
özetle şöyle çalışıyor:
1-İlk adım: Karşımdakine
daha önceki başarıları veya iyi huylarından bahsederim.
2-Asıl mesaj: Ama
fakat yalnız gibi bağlaçlardan kullanmam. “Ve” bağlacını tercih ederim. Önemli
olan, asıl yapmasını istediğiniz şeyi söylemektir.
3-Bağlama: Karşımdakine
değer verdiğimi, saygı duyduğumu, sevdiğimi, takdir ettiğimi ve güvendiğimi
belli ederim. Onu motive ederim. Ona gaz veririm. Onu cesaretlendirici
kelimelerle neticeye giderim.
4. STRATEJİ: “Hedefe Uygun Strateji Seç”
Kemal: “Geçen maçta
attığın goller muhteşemdi! Ve önümüzdeki maçta lider olma fırsatımız var, sende
çok formunun zirvesindesin biliyorum. Zaman ne çabuk geçiyor, maça 2 gün kalmış”
Futbolcuya antrenörü aslında şunları demek istiyor: “ Önünde
2 günün var ve sakın karşıma gecelere akıp çıkma” diyor. Sahada yorgunluktan
kötü maç çıkartırsan, karışmam! Ama bunu itiraz etmesine fırsat vermeden veya
baskıcı bir dil kullanmadan yapıyor.
Can: “Geçen
seneki sevgililer gününde aldığın tek taş yüzüğü hiç çıkarmadım? Çok güzeldi ve
bu seneki sevgililer günü yaklaştıkça çok heyecanlanıyorum. Benim ince
düşünceli kocacım.”
Belki de içinizden “Geçen sene ben surat asmasam sevgililer
gününün ertesi de olsa zorla sana tek taş aldırmıştım. Hele bu sene de sevgililer
gününde daha pahalı bir hediye almada gör” demek istiyorsunuz ama gerek yok.
Sandviç metoduyla hiç çaktırmadan aynı şeyleri söylediniz zaten.
Caner: Günlük
yaşamda, evimizde, okulumuzda, işimizde, yürüdüğümüz sokakta ve seyahat
ettiğimiz otobüste bazen vermek istediğimiz mesajı yanlış iletiriz. Sözlerimiz
yanlış anlaşılabilir. Böyle durumlarda sucuklu yumurta olayı gibi kan gövdeyi
götürsün istemeyiz.
5. RİSK YÖNETİMİ: “Dinamik Önlemler Uygula”
Serdar: Günlük
yaşamda çoğu kez ‘Beni anlamıyorsun’, ‘Yine yanlış anladın’ der dururum. Kelimelerimin
sorumluluğunu üstümü almaya başlamalıyım. Yanlış anlaşıldığımı değil yanlış
anlattığımı düşünmeye başlıyorum. Sandviç Tekniğinde koşullu olumsuz kabul
iletisi, iki olumlu kabul iletisi arasına sıkıştırarak vermeye odaklanıyorum.
Kemal: Amacım,
karşımdaki kişinin kişiliğine saygı duymaktır. Bu yolla davranışlarını motive
edebilirim. Karşımdaki kişi temel ihtiyacı olan kabul görmeyi bekliyor. Bunu
ona verdiğimde dağları yerinden oynatacağına eminim.
Caner: Karşımızdakini
direkt eleştirmeye son veriyorum. Kişiliğinin olduğu gibi kabul edilmediğini düşünmesini
istemem. Savunma mekanizmasıyla bana
olumsuz ve ters cevaplar vermesini amaçlamam.
Can: Dikkat etmem
gereken şey olumsuz mesaja geçiş kısmında kullandığım bağlaçlardır. ‘Ama’,
‘Lakin’ ,‘Fakat’ , ‘Ancak’ , gibi
bağlaçlar kendilerinden önceki söylediğimin değerini azaltır. Hatta önceki
cümleyi yalanlar. Başta söylediklerim anlamını yitirir. Seçici dikkat artar. Kişi
eleştirileceğinden emin bir şekilde diğer söylediklerimi dinlemeye başlar. Ve
yüksek ihtimalle de savunma durumuna geçer. Bu nedenle ‘Ama’ ve türevleri
bağlaçlar yerine ‘Ve’ bağlacını kullanarak geçiş yapmak daha doğru olacaktır.
Serdar: ‘Ve’
bağlacı cümleye birliktelik anlamı katar. ‘Önceki söylediklerimi
yalanlamıyorum, seni böyle kabul ediyorum ve bunlarla birlikte başka
söyleyeceklerim de var’ demektir. ‘Ama’ yerine ‘Ve’ kullanmak, kişinin
dikkatini eleştirildiği yönü hakkında savunma oluşturmaya değil, bu olumsuz
yönü düşünüp değerlendirmeye yöneltecektir. ‘Ve’ bağlacı ile birlikte olumsuz
eleştirimizi ilettiğimizde sandviçin malzemelerden oluşan ikinci katını da
tamamlamış oluruz. Bu eleştiriden sonra yine ilk katta olduğu gibi olumlu kabul
iletisi ile son katı oluşturarak mesajımızı bitiririz (Becourtney,1996).
Kemal: Bu
tekniğin günlük hayatta kullanımına ilişkin birkaç örnek verebiliriz. Sandviç
metodu hayır dememiz gereken durumlarda da bize kolaylık sağlar. Örneğin katılmak
istemediğim bir meyhane davetine ısrarla davet eden arkadaşımı şu şekilde hayır
demeyi deneyeceğim: ‘Davetin için teşekkür ederim. Ben de seninle olmaktan ve
kafayı dağıtmaktan gerçekten çok keyif alıyorum. Pazartesi vereceğim eğitim
için sunum hazırlayacağım. Ve eğer gelirsem zor durumda kalacağım. Umarım
haftaya görüşebiliriz. ‘
“Eğer yürüdüğünüz yolda hiçbir engel yoksa o yol sizi hiçbir
yere götürmez.” GEORGE BERNARD SHAW
6. TEKLİF: “Sektör Aktörlerine/Oyuncularına Ret
Edilemeyecek Teklifler Getir”
Serdar: Örneğin:
İşyerinde işveren vekili ve laboratuvar sorumlusu arasında K.K.D( kişisel
koruyucu donanım) konulu bir diyaloga kulak verelim:
Müdür;
Müdür: Fatma Hanım, Sizi çalışırken koruyucu eldiven gözlük
ve yüz maskesi takmadan gördüğümü hatırlamıyorum. Yanlış mı?
Laborant;
Mehmet Bey, Çok haklısınız. Aceleyle analizleri yapayım
derken bugün unutmuşum. Hâlbuki geçen ay kötü bir olaya şahit oldum. Diğer
vardiyada çalışan arkadaşın yüzüne çözelti sıçramıştı! Allah korudu! Kör
olabilirdi!
Size söz, hemen takıyorum. Artık iş acele de olsa ihmal
etmem. Kendi güvenliğimi sağlamadan işe başlamam.
Müdür: Fatma Hanım, Teşekkür ediyorum, kolaylıklar olsun…
Kemal: Bende bir örnek vereyim;
Müdür: Kemal usta, kolay gelsin, “Geçen hafta ayağına kalıp düştüğünü
hatırlıyorum. Ayağına giydiğin çelik burunlu ayakkabı ayağını kurtarmıştı.
Kemal usta: Çok haklısın, müdürüm, Allah korumuştu. Bugün
ise baretim soyunma dolabımda unuttum, Kafama bir şey düşebilir. İzin
verirseniz, gidip giyeyim. İşlerin yoğunluğundan giymeyi unutmuşsun!
Müdür. Teşekkür ediyorum. Sen aileni ve çocuklarını düşünen
bir babasın. Hadi baretini giy de gel.
Giymeyen arkadaşlarına iyi örnek olman güzel!
“Bir gün kalkacaksınız
ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. Şimdi tam zamanı!
Harekete geçin.” PAULO COELHO
7. PAYLAŞIM: “Kazandığından Fazla Kazandır”
8. TAKTİKLER: “Ortaklaşa Kazandıran Taktikler Uygula”
9. KURALLAR: “Kazan& Kazandır Kurallarından Ödün Verme”
Faydalanılan
kaynaklar:
(1)… http://www.hurriyet.com.tr/sucuklu-yumurta-cinayetinde-15-yil-hapis-40200029
(3) http://www.yesiltopuklar.com/iletisimde-tadina-doyulmaz-sandvic-metodu.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder