Serdar: Demet
Demirkır’ ın haberi çarpıcı; Türk Toraks Derneği, Türkiye'de havası temiz tek
yerin Rize olduğunu açıkladı!(2)
Kemal: Kirli hava sorununa “Akıllı Öfke Kazansın” (A.Ö.K) Kanunları
odağında öneriler getirelim.
A.Ö.K. K.1: Sağlık
ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde Devam Eder! Öfke
Kolik lere Yer yok!
Can: Bilim insanları, İstanbul, Ankara ve İzmir'deki havası en kirli yerleri
açıkladı!
Kemal: Türk Toraks Derneği “Hava Kirliliği ve Akciğer Sağlıklı” sempozyum
düzenliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Avrupa Solunum Derneği’nin de
destekçileri arasında! Sempozyumda uzmanlar, “İstanbul'da Esenyurt, Göztepe ve
Aksaray'dan kaçın” çağrısında bulunuyor.
Caner: Kaçın demek kolay,
nereye kaçalım? Kaçmaktansa şehirleri yaşanılır hale getirelim.
Serdar: Türk Toraks Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Kalyoncu’ ya kulak
verelim.
·
“Sigara ne
kadar zararlıysa ülkeler için de hava kirliliği o derece zararlı.
·
Mutlak
suretle bu hava kirliliğinin yaşamsal bir şekilde en kısa sürede ülkemizde ve
dünyada makul limitler altına indirilmesi gerekiyor.
Kemal: Doç. Dr. Osman Elbek, Kasım 2016–Ekim 2017 arasında şunları ekliyor;
·
Partikül
madde açısından sadece Rize’de Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık açısından izin
verdiği sınırın aşılmıyor.
·
Şırnak’ta
yeterli ölçüm yapılmamış
·
Geri kalan
79 ilde de hava kirliliğinin yaşanıyor.
A.Ö.K. K.2: Lütfen Kalp
Kırmayalım. Öncelikle Kendi Kalbimizi! Yalanlara Yer Yok!
Can: Doç. Dr. Elbek’ e göre; “Türkiye’nin ulusal mevzuat sınırları değerlerine
göre;
·
Yeterli
ölçüm yapılan 80 ilin 53’ünün (%66) havası kirlidir”.
·
“Gerçek
bilimsel ölçüt sadece Rize’deki insanların sağlıklı hava soluduğuna,
·
Ülkedeki
diğer insanların boğulduğuna, nefes alamadığına işaret ediyor.
Caner: İstanbul’daki kirli bölgeler dikkate alındığında ise tablo şöyle:
·
“İstanbul’da
Göztepe, Esenyurt ve Aksaray yaşanamayacak kadar kirliler.
·
Dünya
Sağlık Örgütü’nün izin verdiği sınırlar içerisinde olmasa da en yaşanabilecek
ilçeler Silivri, Şile ve Sarıyer.
·
Ankara,
ülkenin başkenti… Kapkara, boğuluyor. Hiçbir yer nefes alamıyor. Ankara’yı
hızlıca terk etmemiz lazım.
·
İzmir’de
aylar içerisinde DSÖ’nün verdiği ölçütlere yaklaşıyor. İzmir’in en önemli ilçesi
Güzelyalı, çünkü ağaç var, az beton var. Ne kadar çok ağaç o kadar çok sağlık…
Boğulmamak için el birliğiyle bu ülkeyi değiştirmek zorundayız” dedi.
Kemal: Doç. Dr. Haluk Çalışır’ın verdiği bilgiler oldukça ürkütücü;
·
İstanbul
Göztepe’de yaşayan bir insan hiçbir egzersiz yapmıyorken yani istirahat
halindeyken 233 gram zehirli toz soluyor.
·
“Bu tozlarda kanser, kalp krizi, inme, felç, çocuklarda gelişim
geriliği, sık hastalanma, alerji, KOAH, diyabet, apandisit var.
·
Bir kişi
Ankara Kayaş’ta 319 gram;
Serdar: Hoca soluduğumuz zehirli tozun olası etkilerini anlatıyor; Bir an evvel
ülkemizde temiz ve sağlıklı bir hava solumak istiyoruz. Eğer ülkemizde temiz
hava soluyacak olsaydık bu yıl 30 bin kişiyi kaybetmemiş olacaktık. Her yıl
yaklaşık 30 bin civarında insanımızı hava kirliliğinin neden olduğu hastalıklar
nedeniyle kaybediyoruz.
Can: Bunlar tamamen önlenebilir hastalıklardır. Türkiye’de her yıl yaklaşık 350
bin kişi vefat ediyor; bunların yüzde 10’u zehirli tozları ve diğer
kirleticileri soludukları için hayatını kaybediyor. Eğer temiz bir havada
yaşıyor olsaydık o insanlarımız hayatta olacaktı. Önümüzdeki senenin daha iyi
olacağına yönelik bir şey söylemek bu koşullarda çok zor!”
A.Ö.K. K.3: Şimdiyi
yaşayınız! Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeye son
veriniz!
Kemal: Dünya Sağlık Örgütü Çevre Bilimleri Bölümü’nden Dr. Annette Prüss-Üstün anlatıyor:
·
“Dünya’da
altı buçuk milyon kişi her yıl hava kirliliği nedeniyle ölüyor.
·
Bunların
üç milyonu açık havada bulunan kirlilik nedeniyle hayatını kaybediyor.
·
Dünyanın
yüzde 92’si güvenli olmayan bir hava soluyor.
Türkiye, orta derecede
hava kirliliği olan bir ülke! Dünya Sağlık Örgütü olarak biz, hava kirliliğini
halk sağlığı aciliyeti ilan etmiş vaziyetteyiz” dedi.
Serdar: Avrupa Solunum Derneği’nden Bert Bruneekref, önerileri var: “Biz bilim
derneği olmamıza rağmen Brüksel’de Avrupa Birliği kademesinde hava kirliliğini
önlemek için lobi faaliyetleri yürütüyoruz.
Bu emisyonların sınır
değerlerini bilimsel çalışmalarla buluyoruz ve yanlış değerlerin düzeltilmesini
sağlıyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinde emisyonlarla ilgili limitlerin tekrardan
oluşmasını sağlıyoruz, bu limitler yeniden ayarlandı. Dolayısıyla bilim
insanları sadece bilimi yaratmıyor, aynı zamanda bunların politikaya
dönüşmesini de sağlıyor.
·
Klasik
hava kirleticileri nitrik oksit, kükürt oksit, metan soluduğumuz havayı
zehirliyor.
·
Tarımda
çok kullanılan amonyak da havaya karışarak insanları zehirliyor.
A.Ö.K. K.4: Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 6 S
Uygulayalım.
Can: Sempozyum Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram’a göre, havadaki
zehirli Partiküller özellikle aşağıdaki hastalıkların gelişimini hücre
düzeyinde başlatıyor
·
Kanserler,
·
KOAH,
·
Akciğer
hastalıkları
Prof. Dr. Bayram’a
göre, “Ülkemizde trafik kazaları nedeniyle her yıl 4 bin kişi hayatını
kaybetmektedir. Yani hava kirliliği
Türkiye’de ‘trafik canavarından 8 kat daha fazla insan öldürmektedir” diye
konuştu.
Kemal: Meksika'nın başkenti Meksiko'da yapılan C40 Kentleri Belediye Başkanları
Zirvesi yapılıyor.
Konu: Kentlerde hava
kalitesinin geliştirilmesi ve karbon emisyonlarının azaltılması.(3)
C40 Kentleri olarak da
bilinen "Büyük Kentler İklim
Liderlik Grubu" tarafından yapılan bir açıklama var;
Paris, Meksiko, Madrid ve Atina belediye başkanları yayımladıkları ortak
bildiriyle dizel yakıtlı araçları 2025 itibarıyla trafikten tamamen men etmeyi
taahhüt ettiler.
İmzalanan bildiride
başkanlar,
·
"Elektrik, hidrojen ve melez yakıtlı araç
kullanımını ellerindeki tüm yetki ve imkânlarla teşvik etme" sözünü
verdiler.
·
Liderler
ayrıca bisiklet kullanımını destekleyecekler.
·
Yaya
ulaşımını teşvik etmek için de adımlar atacaklarını taahhüt ettiler.
A.Ö.K. K.5: Öfkeye
Karşı Sünger Olmayalım. Teflon Olalım. Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.
Serdar: Dünya Sağlık Örgütüne göre, dünyada her yıl hava kirliliğiyle bağlantılı 3
milyon ölüm vakası yaşanıyor.
·
Dizel
araçlar, hem parçacık madde (PM) hem de azot oksit (NOx) emisyonu bakımından
hava kirliliğini artırıyor.
·
Solunum
yoluyla insan ciğerine nüfuz eden parçacık maddeler, kalp, damar ve solunum
hastalıklarına sebep oluyor.
·
Azot oksit,
yer seviyesinde ozon oluşumuna katkısıyla solunum rahatsızlığı olmayan
insanlarda dahi nefes alma güçlüğü ortaya çıkmasına yol açabiliyor.
Kemal: Geçtiğimiz günlerde küresel ısınmaya karşı verilen savaşta İngiltere ve Fransa 2040
yılından itibaren fosil yakıtlı araçları yasaklayacağını duyurmuştu.(4)
Caner: Benzer bir hamle ise Almanya’dan geldi. Almanya 2018 Ocak ayı itibariyle Stuttgart şehrinde dizel yakıtlı araçların trafiğe
çıkmasını yasakladı.
Stuttgart İdari
Mahkemesi tarafından
verilen karara göre, 1 Ocak 2018tarihinden
itibaren dizel yakıtlı araçlar trafiğe çıkamayacak. Kararın altında yatan sebepler
şunlardır:
·
Sağlığa zararlı nitrik oksit emisyonu havayı zehirliyor
·
Dizel
motorlarda, emisyon azaltıcı önlemler alınmasına rağmen nitrik oksit emisyonunun azaltılamıyor.
·
Hollanda
Parlamentosu Nisan 2016'da 2025 yılından itibaren dizel araçların satışını
yasaklayan bir yasa tasarısını onaylamıştı.
A.Ö.K. K.6: Güler
Yüz. Güzel Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır!
Kemal: Hatırlanacağı gibi geçen yıl dünyanın en önemli otomobil üreticilerinden
birisi olan Volkswagen’in dizel motorlu araçların emisyon değerlerinin ölçümünde
hile yaptığı ortaya çıkmıştı.(5) Bu
durum sonucunda Alman otomotiv devi birçok ülkede çok ciddi yaptırımlara maruz
kalmıştı.
Bu skandalın ardından
laboratuvar ortamında yapılan testlerde manipülasyon yapıldığının ortaya
çıkmasıyla, Avrupa Birliği artık bu testlerin sadece laboratuvarda değil,
araçların sürüş sırasında yaptığı gaz salınımların ölçümlenmesiyle de
gerçeklemesinin kararını aldı.
Serdar: Dizel motorlu araçların çevreye ve insana verdiği zararın tahmin
edilenden çok daha üst seviyelerde! Ülkeler de aldıkları kararlar ve
yaptırımlarla dizel motorların azaltılması için düğmeye bastılar.
·
Örneğin Fransa’da Paris Belediye Başkanı, 2020
yılından itibaren şehre dizel araçların girişini yasaklayacaklarını belirtti.
·
Hindistan ise bu konuda daha hızlı davranıp
başkent Yeni Delhi’ye dizel motorlu araçların girişini şimdiden yasakladı.
·
Hollanda ve Norveç meclisleri ise 2025 yılından
itibaren ülke genelinde dizel motor araçların satışının tamamen yasaklanması
kararı aldılar.
·
İran ve Çin gibi enerji devleri ise dizel araç
kullanımını azaltmak için elektrikli ve hibrit araçlardaki vergileri
%90’lara varan oranlarda düşürdüğünü açıkladı.
Caner: Dizelin, Benzine Göre Tasarruf Sağlaması yoksa bir
şehir efsanesi mi?
Ülkemizde son açıklanan istatistiklere bakalım:
LPG’li araç kullanımın ardından en çok tercih edilen yakıt
türü dizel! Sürücülerin bu tercihinde dizel yakıtın, benzine göre daha ucuz
olması yatıyor. Ancak, ufak bir hesaplama yapıldığında işin arka yüzünün hiç de
düşünüldüğü gibi olmadığı ortaya çıkıyor;
·
Bilindiği gibi dizel otomobiller
ile benzinli otomobillerin satış fiyatları arasında ciddi bir fark
bulunmaktadır.
·
Ayrıca ortaya çıkardığı arızalar ve servis,
tamir ücretleri açısından da dizel otomobiller benzinli otomobillere göre daha
masraflıdır.
Tüm bu faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda dizel
araçların daha tasarruflu olduğu algısı, uzun vadede düşünüldüğünde yanlış
çıkıyor.
A.Ö.K. K.7: Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol
Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. Alaturka tuvalet
kullanalım. Dijital detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua
edelim!
Caner: Zehirli havanın sağlığımıza yaptıklarını birde Prof. Dr.
E. Murat Tuzcu’ dan öğrenelim.(6)
Akciğerlerinden hasta olanların böyle zamanlarda artan nefes
darlığı şikâyetleriyle acil servislere koştuklarını duyarız. Ama hava
kirliliğinden söz ederken kalp hastalığı pek aklımıza gelmez. Oysa kirli hava,
damar sertliğinin ilerletip kalp krizi hatta ölüme neden olmasına yol açabilir.
Karbon monoksit gibi gazların yanı sıra gözle görünmeyen,
havada asılı kalan küçük parçacıklar da havayı kirletir. Boyları, şekilleri,
kimyasal bileşimleri birbirinden farklı olan bu parçacıklar, kalp ve
akciğerlerimizin baş düşmanıdır.
Serdar: Kalp ve
Akciğerlerimize zarar veren parçacıklar aşağıdaki kaynaklardan geliyor;
·
Isınma amacıyla yaktığımız odun, kömür
·
Sanayinin atmosfere verdiği atıklarından
·
Otomobillerin egzozundan
Havaya yayılan bu parçacıklar çeşitli büyüklüktedir;
·
Çapı 10 mikrondan (1 mikron bir milimetrenin
binde biri) küçük olan parçacıklara PM10;
·
2,5 mikrondan küçük olanlara ise PM2.5 denir.
PM harfleri, parçacık halindeki maddelerin ingilizce
karşılığı olan “particulate matter” in baş harflerinin kısaltmasıdır.
Can: Çok küçük
olan PM2.5 soluduğumuz havayla beraber akciğerlerimizin en derin köşelerine
kadar gidip oralara yerleşip yangı oluşturur. Tıbbi adı enflamasyon olan
yangıyı, günlük yaşantımızda ortaya çıkan ve bizi çok kızdıran bir olayın
yarattığı huzursuzluğa benzetebiliriz.
Öfkemiz, sağduyumuzu, muhakeme kabiliyetimizi etkileyince,
tepkimizi başka tarafa yöneltip hırsımızı suçsuz birinden almamız gibi
vücudumuzun bir yerindeki yangı da, öfkemizin bize yaptırdığını, damarlarımıza
ve kan hücrelerimize yapar;
·
Yangı, damarlarımızın içini döşeyen ince örtünün
sağlığını bozar,
·
Yangı, damarların yer yer büzüşüp daralmasına
yol açar,
·
Yangı, kanı pıhtılaştıran hücreleri azdırır,
damarın pıhtıyla tıkanmasına yol açar.
Caner: İş
yangıyla bitmiyor;
·
Kirli havadaki PM2.5 dan 20 - 30 kat daha küçük
olan parçacıklar (PM0,1) kana karıştığından kalbi ve damarları doğrudan
etkilerler.
·
Bu parçacıklar akciğerlerdeki havayla kanı
ayıran incecik duvardan geçecek kadar küçüktürler.
·
Kan dolaşımına geçen bu zararlı maddeler damar
duvarındaki tahribata bizzat katılıp damar sertliğini ilerletirler.
Serdar: 2004
yılında yayımlanan bir bilimsel makalede, ABD’nin 50 eyaletinde 500 bin kişinin
16 yıl izlenmesiyle yapılan büyük bir araştırmada, havadaki PM2.5
miktarının ölçülmüştür. Bu araştırmanın bulgularına bakalım;
·
Havadaki zararlı parçacıklardaki küçük artışlar
bile kalp krizi ve ani ölüm riskini arttırıyor.
·
Sigara içenlerde bu risk daha da yüksek!
Kemal: Yine
ABD’de, 50 yaşın üstündeki 65 bin sağlıklı kadının 6 yıl izlendiği bir
çalışmada sonuçlar korkutucuydu.
·
Solunan havadaki parçacıklar arttıkça, kalp
damar hastalıkları da artıyor.
·
Bu çalışmaya göre, bir metreküp havada PM2.5
miktarı her 10 mikrogram arttığında kalp krizi riski yüzde 76, inme riski yüzde
34 artıyor.
A.Ö.K.
K.8: KAİZEN (8)
Uygulayalım! Korkularımızı Unutalım. Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!
Can: Bir
araştırma da Almanya’dan;
·
4 bin 500 kişinin evinin, trafiği yoğun bir kara
yoluna uzaklığı tek tek kaydedilmiş.
·
Yola 50 metre yakın olanlarda damar sertliğinin,
200 metreden uzakta oturanlara göre, 2/3 oranında daha fazla olduğu
görülmüş.
Bu bulguları somut ortaya koyan ilginç bir çalışma da Abant
İzzet Baysal Üniversitesi Düzce Tıp Fakültesi’nde yapıldı. Araştırmacılar
ultrason ile şah damarının duvar kalınlığını ölçüp damar sertliğinin şiddetini incelediler.
Kara yollarındaki gişelerde çalışıp her gün egzoz dumanı solumaya mecbur kalan 61 kişide kalp damar
sertliğinin daha ileri olduğunu gösterdiler.
A.Ö.K. K.9: Birbirimizi Akıllıca
Dinleyelim. Empati kuralım! Amaç kavga değildir. Öfkenin kök
nedenini yakalayalım!
Caner: Bu
araştırmalar şunu gösteriyor;
·
Hava kirliliği var olan kalp - damar
hastalıklarını azdırıyor.
·
Hava kirliliği damar sertliği oluşumunu ve
ilerlemesini hızlandırıyor, yeni kalp hastaları yaratıyor.
Serdar: Hava
kirliliğinin kalp sağlığımıza uzun vadede verdiği zararların yanı sıra çok kısa
sürede yaptığı olumsuz etkiler de var.
Almanya’nın güneyinde yapılan bir araştırmada yoğun trafikte
1 saat geçirenlerin kalp krizi risklerinin o gün neredeyse 3 kat arttığı
gösterildi.
Kemal: Benzer bir
çalışma da ABD’den;
·
Hava kirliliğinin ve parçacık miktarının her gün
ölçüldüğü Boston şehrinde, 770 kalp hastasına kalp krizi geçirmeden önceki
saatlerde ne yaptıkları soruldu.
·
Kalp krizlerinin daha çok, artan hava
kirliliğine maruz kaldıktan sonra oluştuğu ortaya çıktı.
·
Solunan kirli havanın çektiği tetikle, damarın
zaten hasta olan bölgesinde oluşan pıhtı, kan akımını durdurup krize yol
açıyor.
ABD’de son 30 yılda başarıyla yürütülen temiz hava
kampanyası sonunda hava kirliliğinin yarattığı kalp hastalıklarında önemli
azalmalar saptandı. Bizim de ülkemizdeki hava kirliliğini düzelttiğimiz ölçüde,
kalp sağlığımızı koruyacağımızdan hiç kuşkum yok.
A.Ö.K. K.10: Çözüm odaklı iletişim
kurulur. Ret edilemeyecek bir teklif (9) yapılır. Sonuçta kazanan
Akıllı öfkemiz olacaktır!
Serdar: Sağlığımızı
korumayı tek başına kişisel gayretlerimiz veya doktorumuzun çabalarıyla
başarmamız mümkün değil. Toplumsal düzenlemelerimizin de bu yönde olması şart.
Şehirlerimizde çok ciddi hale gelen hava kirliliğiyle mücadele önerilerini
sıralayalım;
·
Devlet, vatandaş el ele vermeli
·
Isınmak için yaktığımız kömür azaltılmalı
·
İşimize gücümüze giderken bindiğimiz dizel motorlu
araçların şehir içine girmesinin önlenmesi için düzenleme yapılmalı,
·
Sanayimizin kullandığı yakıttaki kirlilik
minimize edilmeli.
Bunlar gibi her adımı sorgulamamız, sorunlara çareler arayıp
bulmamız, kısacası üstümüze düşen görevi yapmamız gerekiyor.
Önemli Not:
Kemal: Bu
yazıdaki öneriler, yer alan görüşler belirtilen kaynaklar esas alınarak oluşturulmuştur.
Öneri ve tavsiyeler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızı, kariyerinizi,
güvenliğinizi ilgilendiren konularda konunun uzmanlarına muayene olmadan,
bilgi, görüş almadan karar vermeyiniz. Mümkünse aynı doğrultudaki görüş, teşhis
ve önerileri konunun farklı uzmanlarına doğrulatınız.
Caner: Lütfen
unutmayınız, sağlık sizin sağlığınız, hayat sizin hayatınızdır. Karar alma
sorumluğu sadece size aittir. Sorumluluk devredilemez. Sağlığınızla ilgili bir operasyon
kararı almadan önce o konuda uluslararası geçerli uzmanlık sertifikası olan bir
tıp uzmanı olduğundan emin olunuz.
Serdar: Mutlaka sağlık bakanlığı onaylı ve/veya denetiminde tam teşekküllü bir hastane ve sağlık merkezinde operasyona karar veriniz. En ucuzunu ve ya pahalısını değil, en güvenilir olanı seçiniz. Mümkünse aynı operasyonu geçirmiş kişilerin tavsiyelerini alınız. Ameliyat olacaksanız, sonrasında epikriz veya ameliyat raporu alarak ömür boyu saklamanızı öneriyorum.
Serdar: Mutlaka sağlık bakanlığı onaylı ve/veya denetiminde tam teşekküllü bir hastane ve sağlık merkezinde operasyona karar veriniz. En ucuzunu ve ya pahalısını değil, en güvenilir olanı seçiniz. Mümkünse aynı operasyonu geçirmiş kişilerin tavsiyelerini alınız. Ameliyat olacaksanız, sonrasında epikriz veya ameliyat raporu alarak ömür boyu saklamanızı öneriyorum.
Faydalanılan kaynaklar:
6.
http://www.milliyet.com.tr/hava-kirliligi-kalp-dusmani--pembenar-detay-genelsaglik-1045920/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder