4 İş Kolik Arkadaş Sohbet
Ediyor.
Konu: Gripten Nasıl Korunmalı?
Kemal: İnsanlık tarihinin bildiği en büyük salgın hastalığı; ‘İspanyol Gribi’ ni
konuşalım. (1)
Bu grip, savaştan
beter! 1918 yılında çıkıp, dünyanın dört
bir yanına yayılmış. Dünyada
yaklaşık 50 milyon insanın hayatını kaybetmiş. Birinci Dünya Savaşında hayatını
kaybeden insanların üç katından söz ediyoruz.
Can: İspanyol Gribinin ilginç; Beklenenin
tersine, yaşlılar ve çocuklardan az etkilenmiş. Daha çok genç ve sağlıklı insanları ölmüş.
- UYANIŞ: “Bilinç Dışı Körlükten Kurtul”
Caner: Hastalık,
ilk olarak, 1918 yılının Mart Ayında Amerika’nın New Mexico eyaletinde teşhis
ediliyor. Aynı yıl, ülkemiz de dahil tüm Dünya’yı etkisi altına alıyor.
Hindistan’da yaklaşık 17 milyon insan ölüyor. Amerika nüfusunun ise %28’i
hastalanıyor. Kayıp ise, 500 bin ila 675 bin arasında! İngiltere’de 250 bin,
Fransa’da 400 bin civarında insanın ölüyor.
2. AMAÇ: “Kazan& Kazandır Amaçlarını Belirle”
Serdar: Gelelim bu güne! Tarihten
ders alalım. Gribe yakalanmayalım. Öncelikle grip olduğumuzu nasıl anlarız, tartışalım. (3)
İlk belirti yüksek
ateş, 38-39 C ateşiniz olur. Vücudunuzda yaygın ağrı, yorgunluk ve kırgınlık
olur. “Dayak yemiş gibiyim” der bazen hastalar. Genelde şunlar görülür:
- · Kuru öksürük,
- · Bazen burun tıkanıklığı,
- · Hapşırma,
- · Boğaz ağrısı,
- · Üşüme,
- · Titreme,
- · Terleme
Kemal: Grip nasıl bulaşır? Başlıca bulaşma yolları şunlardır.
- · Yakın konuşma,
- · Öpüşme,
- · Tokalaşma,
- · Öksürük,
- · Hapşırma,
3.
HEDEF: “Hedefini Duyur”
Can: Griplilerle aynı ortamda bulunduğumuzda neler oluyor?
Grip’ li kişideki, bakteriler
ve virüsler nefes alıp verme, öksürük, hapşırma sırasında dışarı çıkar. Ortam
havasına, bizlerin solunum yollarına, cildimize, kıyafet ve eşyalarımıza
bulaşırlar. Hasta kişiyle temastan kaç gün sonra bizde de grip başlayabilir?
Caner: Hastalık bulaştıktan sonra ne zaman ortaya çıkar?
Grip virüsünün
hastalık öncesi dönemi 2-3 gündür. Bağışıklık sistemimiz, başka
hastalıklarımız, stres, beslenme durumumuz bu süreyi değiştirebilir. Bu neden
İspanyol gribinde milyonlarca genç insan ölmüşken, yaşlı ve hastalar hayatta
kalmayı başarmışlardır.
Serdar: Grip ne kadar sürer?
“İlaçla 7 günde, yatarak bir haftada” tabiri
doğru değildir. Virüslere karşı başarılı bir anti viral ilaç olmadığı ise
doğrudur. Grip olmamak ve olunca iyileşmek için bağışıklık sistemimizi
güçlendirmeliyiz.
4. STRATEJİ: “Hedefe Uygun Strateji Seç”
Can: Hangi durumlarda Acile başvuralım? 39 dereceyi geçen ateşimizi var ise önce
evde düşürmeye çalışırım. Evde ateşi düşürmenin değişik yolları var(5)
Ateş, vücudunuzun virüs
ve bakteri enfeksiyonuna doğal bir tepkisidir. Hastalığa davetiye çıkaran virüs
ve bakteriler normal vücut ısısında yaşamlarına devam ederler. Bağışıklık
sistemimiz, vücudun ısısını yükseltir. Hastalığa sebep olan virüs ve
bakterilerden kurtulmak ve onları sınırlandırmak ister. Ateş belli dereceyi
geçtiğinde düşürülmelidir.
Caner: Evde Ateş Düşürmenin Yolları şunlardır:
Ateşli olduğumuzda 2 saatte
bir su içerim. Ateşliyken vücudum hızlı bir şekilde terleme ile su kaybeder.
İyileşmem için de su gerekli! Ateşliyken su içmezsem, baş ağrısı, baş dönmesi yapar.
Ortalama olarak günde 2 litre su içerim. Kafeinli içecekleri (kahve, çay)
fazlaca tüketirsem, içtiğim her fincan kahve için ilave 1 fincanda su içerim.
Kemal: Rahat kıyafetler giyerim Ateşliyken uzak durmam gereken bazı kumaşlar
vardır; saten, polyemid, keten vb. Vücudumun dinlenmesine ve serinlemesine yardımcı
olurum. Ateşliyken terletmeyecek koton kumaşlar ve bol kıyafetler giyerim. Uyku
halindeyken hafif giysiler giyerim. Çok üşürsem ince pike, battaniye örtünürüm.
Serdar: Odanın sıcaklığını düşürürüm. Ateşliyken yüksek sıcaklıklarda durmam!
Sıcak oda vücudunuzun su kaybettirir. Oda sıcaklığını 17-20 derece yaparım. Üşüme hissim normaldir.
Caner: Çok maharetmiş gibi, ateşim varken çalışmam. Bol bol dinlenirim. Bedenimi
yormam. Bağışıklık sistemimi kuvvetlendiririm.
Stres yaratacak olay ve kişilerden uzaklaşırım. İyi bir uyku çekmeye çalışırım.
Kemal: Ateşim 39 dereceyi geçerse, ateş düşürücü ilaçlar kullanırım. Aspirin,
parasetamol, ibuprofen gibi ilaçlar ateşimi azaltabilir.
Serdar: 5-10 dakika sürecek sıcak duşlar alırım.
Vücudunuzu serin tutarım. Duş alınca, vücudum viral bakterilerden
arınır. Vücudumdaki nemi ve suyu artırırım.
Bu da ateş düşürmeye katkıda bulunur.
5. RİSK YÖNETİMİ: “Dinamik Önlemler Uygula”
Caner: Sıcak sulu havlular yaparım. Duş alamayacak kadar halsiz ve güçsüzsem, sıcak
suda bir parça havlu bekletirim. Sıcak havluyu, alnıma ve koltuk altlarıma
koyarım. Havlu yerine sirkeli su da olabilir.
Kemal: Ateşlendiğimde burnumu temiz tutar, tıkanmamasını sağlarım. Burnum
tıkanırsa, kulak ağrısı çekebilirim.
Can: Dışarı da yakalanacağım virüs riskine karşı ev ortamında bulunurum.
Serdar: Sigara bağışıklık sistemimi zayıflatır. İçmem! Ateşliyken sigara içersem,
ateşim düşmez.
Caner: Baş ağrısı, uykusuzluk ve ishale neden olan kafeini ateşliyken tüketmem. Kafein,
vücudumdaki tüm su haznesinin tamamını tüketir.
Demlenmiş (filtre) 1
fincan kahve 133 mg kafein içerir.
1 fincan çay ise 53 mg
kafein içerir.
Ateş esnasında bir
fincandaki kafein, bulantı ve kusmanıza sebep olur! Ateşimi tetikler ve
düşmesini de engeller.
Kemal: Ateşliyken soda ve enerji içecekleri içmem. Bu içecekler bulantı ve
kusmaya yol açar. Ateşimi yükseltir.
6. TEKLİF: “Sektör Aktörlerine/Oyuncularına Ret
Edilemeyecek Teklifler Getir”
Can: Hafif de olsa ateşliyken alkol kullanmam. Aslında alkollü içeceklerin ve sigaraların etiketlerine görünür şekilde
yazılmasının savunuyorum. “Nezle,
grip, ateş halinde kullanılması ölümcül olabilir.” Alkol bağışıklık
sistemimi tamamen zayıflatır. Savaş halindeki vücudumu mağlup ettirir.
Caner: Ateşli olduğumda vücuduma ispirtolu bezler sürmem! Yanlış bilinen bu
yöntem vücudumun üşümesine ve titremesine sebep olur. Ateşimi kesinlikle
düşürmez. İspirto, kolonya gibi hafif ve uçucu alkollerden uzak dururum.
Kemal: 48 saate her ne yaptıysam, ateşim düşmüyor ise;
-Grip hastalığını
takiben nefes darlığım var ve kısa kısa nefes alıyorsam hemen bir hastane
aciline başvurur veya 112'ye haber veririm.
-Gripten sonra şiddetli
ve geçmeyen baş ağrım varsa veya bilinç bulanıklığım var ise bir hastane
aciline başvurur veya 112'ye haber veririm.
-3 aydan büyük
bebeklerde grip var ve yüksek ateş varsa (havale geçirme riski 3 aydan büyük
bebeklerde ateş olduğunda son derece yüksektir) hemen bir hastane aciline başvurur
veya 112 ye haber veririm.
Ayrıca, aşağıdaki
durumlarda doktora başvururum:
- Yutkunurken zorlanma ve ağrı,
- Göğüs, kulak ve sinüzit bölgemde ağrı,
- Balgamlı öksürük,
- Dudaklarda-parmak uçlarında morarma,
- Nefes darlığı,
Kemal: C vitamini alacağımız sebze
ve meyveleri çiğ olarak tüketirim. (4) C
vitamini vücutta depo edilmiyor. Her 5 saatte bir atıldığından benim önerim su
içerken içine limon dilimleri atmak veya limonlu su içmektir. Şahsen ben öyle
yapıyorum. Fazla limon, portakal, greyfurt suyu işe yaramaz. Sadece kilo almamı
sağlar. Günde 5 öğün sebze meyve yerseniz obez olup çıkarsınız.
7. PAYLAŞIM: “Kazandığından Fazla Kazandır”
Serdar: Balığın içeriğindeki yağlar gribe karşı koruyucu! Somon ve uskumru gibi omega 3 yağ asidinden zengin balıkları
tercih ederim. Onlar vücutta iltihap azaltıcı etkiye sahipler. İltihaplanmayı
azaltmak, bağışıklık sistemini güçlendirir. Gribe karşı savunma kalkanı oluşturur.
Balığın haftada 3 gün 150-200 gram ızgara ya da buharda pişmiş şekilde yemeye
çalışırım. Haftada 2 günün altında yiyorsam mutlaka dışarıdan omega 3 takviyesi
alırım.
Can: Sarımsağı çiğ yerim. Antioksidan
etkisi böyle artar. İçeriğinde bulunan sülfür kaynağı antioksidan etki
gösterir. Gribe karşı korur. Soğan, lahana, karnabahar ve brokoli gibi
sebzelerde aynı etkiyi yaratır.
Kemal: Kırmızı et yerine, mercimek, nohut ve ıspanak tercih ederim. Zengin çinko
içeren gıdalar bağışıklık sisteminin temel destekleridir. Et ve tavuk yerine, mercimek,
nohut, ıspanak, fıstık, badem ve kabak çekirdeği gibi çinko içeren yiyecekleri
tercih ederim.
Serdar: D vitamini sadece kemikleri korumuyor, gribi de önlüyor. Yaz olsun, kış
olsun, sık sık güneşte yürürüm. Vücudumun % 20 sinin güneş almasını sağlarım.
Kışın vitamini seviyemi kontrol ettiririm. D vitamini yetersizliğim var ise
hekim kontrolünde dışarıdan takviye alırım.
8. TAKTİKLER: “Ortaklaşa Kazandıran Taktikler Uygula”
Can: Günde 1 çay bardağı boza içerim. Bağışıklığımı kuvvetlendirir. Bozada
bulunan probiyotikler bağırsaklarımın sağlığını korurlar. Bu yararlı bakteriler
bağışıklık sistemini desteklerler. Grip virüsüne güçlü bir savunma oluşturuyorlar.
Yoğurt ve kefir de benzer etkiye sahiptir. 1 çay bardağı boza ortalama 2 dilim
ekmeğin besin değerine eşdeğerdir. Günde 1 su bardağı kefir ve 2 su bardağı
yoğurt tüketimi hem probiyotiklerin alımını sağlar hem de yeterli kalsiyumu
elde etmeye yardımcı olur
Caner: Salatalarıma pancar koyarım! Birçok vitaminden zengin olan pancar, folat
ve beta karoten içeriğiyle bağışıklık sistemini güçlendirir. Gribe karşı korur.
Kemal: Süper besin balkabağı gripten korur! Bal kabağı bağışıklık sisteminin en
önemli parçalarından biri olan beta karoten deposudur. Balkabağını yemeklerde;
çorbasını yaparak ya da etin yanında püresini yaparak tüketirim. Trabzon
hurması, havuç gibi turuncu olan diğer sebze ve meyvelerden de benzer etkiye
sahiptir.
Serdar: Brüksel lahanası, karnabahar, turp, brokoli ve lahana gibi turpgilleri her
gün yerim. Onlar bağışıklık sistemimi güçlendirir. Glutatyonun kaynaklarıdır. Salgın
zamanlarında gripten korunmak için glutatyonu en çok içeren bu besinlere gribe
dur demeye yarıyorlar.
9. KURALLAR: “Kazan& Kazandır Kurallarından Ödün Verme”
Can:
Kayısı kıvamında her gün 1 organik yumurta yerim. Yumurta, antikor üretimi için
kaynak sağlayarak güçlü bir bağışıklık sistemi sağlıyor.
Caner: Gün içinde içtiğim siyah çay
miktarını azaltıp bunun yerine kuşburnu, ıhlamur ve böğürtlen gibi bitki
çayları içerim. Bitki çaylarının antioksidan etkisinden en iyi şekilde
faydalanmak için kaynamış suya bitki çayını koyarak 3-4 dakika demlemeye bırakırım.
Süzüp içerim. Böbrek sağlığım için de günde 3 kupa bitki çayını geçmem.
Kemal: Arıların farklı bitki ve
çiçeklerden aldığı öze bazı enzimleri ekleyerek elde edilen propolisi her gün
alırım. Güçlü bir antioksidan olan propolisin hem antiviral hem de antibiyotik
etkisi bulunuyor. Propolis nar suyundan 70 kat daha fazla antioksidan etkiye
sahip! Özellikle grip mevsimi öncesi ve süresince propolis kullanırım. Bu gribe
yakalanma riskimi minimize eder.
Can: Grip
hangi yaşlarda daha zor geçer?
6 ile 23 ay arası
bebekler, İleri yaşta olanlar (65 üstü...) hastalık açısından daha büyük
riskler taşırlar. Hastalığın bu yaşlarda başlaması kolay, geçmesi zordur.
Ayrıca zatürree ve solunum yetmezliği açısından bu yaş grupları daha risklidir.
110. SÜREKLİ İYİLEŞTİRME”KAİZEN” “Hedefleri sürekli iyileştir”
Caner: Kimler
grip açısından riskler taşıyor? Grip
geçirirken solunum yetmezliği ve ölüm açısından yüksek riskli gruplar şunlardır:
- · Yuvaya giden çocuklar,
- · İlkokul öğrencileri,
- · Yaşlı ve bakım evi kalanlar ve çalışanlar,
- · İleri yaştaki insanlar,
- · Kalp ve hipertansiyon hastaları,
- · Kronik akciğer hastalığı olanlar,
- · Hastanelerde sağlık personeli,
- · Diyabeti olanlar (şeker hastalığı),
- · Böbrek hastalığı olanlar,
- · “Hemoglobinopatiler” denilen kan hastalığı grubundakiler,
- · Vücut bağışıklık sisteminde zayıflık oluşturan hastalığı bulunanlar (immünolojik hastalıklar)
Faydalanılan Kaynaklar:
(1) http://slideplayer.biz.tr/slide/2726910/10/images/4/20.+Y%C3%BCzy%C4%B1l%C4%B1n+Grip+Pandemileri.jpg
(5) http://www.sosyallob.com/evde-ates-dusurmek/#
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder