4 Öfke Kolik Arkadaş Sohbet Ediyor.
Konu: Bedensel Biliş!
Kemal: Diğer
yazılarım gibi, “Bedensel Biliş”
konusunu, Akıllı Öfke Kazansın “A.Ö.K” kanunları odağında tartışıyoruz.
A.Ö.K. K.1: Sağlık
ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde Devam Eder! Öfke
Kolik lere Yer yok!
Serdar: Her sabah aynanın karşısında 2 dakika kahkaha atınca güne güzel başlıyorum.
Can: Bir iş görüşmesine girmeden evvel tuvalette 2 dakika vücudumu yüksek enerji
durumuna sokuyorum. Görüşme öncesinde motivasyonum ve enerjim dışarıdan fark
edilecek derecede yükseliyor.
Caner: Bu uygulamalara “Bedenlenmiş Biliş” (Embodied cognition) deniyor. (1) Bedenlenmiş biliş bir
felsefe! Buna göre, bilişsel durumlarımı, vücudumun duruş ve hareketlerini
değiştirerek etkileyebilirim.
Kemal: Beynim ve omuriliğimden oluşan merkezi sinir
sistemimden söz ediyorum. Bu sistem, bedenimdeki bütün süreçlerin üst kontrol
santrali gibi görev yapar.
Beynim
ve omuriliğim, bedenimin her noktasından, çeşitli duyu organlarım aracılığıyla
aldığı verileri kullanıyor. Bu verileri
değerlendirip, nasıl bir tepki veya tepkiler dizisi üretilmesi gerektiğini
hesaplıyor.
Serdar: Merkezi sinir sistemime bilgi taşıyan 5 temel duyum
var:
·
Görme,
·
İşitme,
·
Koku,
·
Tat
·
Dokunma,
Bunun
dışında ağrı, kaşınma, gıdıklanma gibi duyularda söz konusu!
A.Ö.K. K.2: Lütfen Kalp
Kırmayalım. Öncelikle Kendi Kalbimizi! Yalanlara Yer Yok!
Can: Birde, beynime
ve omuriliğime bedenimin durumu hakkında bilgiler aktaran “beden duyularım” var;
·
İç
organların gerginliği,
·
Eklemlerimin
açısı,
·
Derimin
gerginliği,
·
Kaslarımın
boyu ve boylarındaki değişimin hızı,
·
Tendonlarıma
binen yük miktarı,
·
Derimin
altındaki katmanlardan taşınan farklı tipte hisler…
Bu ve bunlar gibi
onlarca farklı duyu tipi, ben farkında olmasam da, her saniye milyonlarca
“bit”lik duyu bilgisini merkezi sinir sistemime aktarır.
Caner: Bu duyular sayesinde beynim, bedenimin nasıl bir hareket yaptığını bilir.
Uzaydaki üç boyutlu bedensel durumumu değerlendirir. Az sonra yapacağım bir
hareket için yüzlerce kasımın her birine nasıl emirler göndereceğini
hesaplar. Daha nice karmaşık
hesaplamayı, bana hiç fark ettirmeden her an gerçekleştirir.
Kemal: Kısacası, bedenimin her türlü durumuna dair bilgiler, hiç durmaksızın
sinir sistemime adeta “akar”. Hal böyle olunca, bedenimdeki her türlü
değişiklik, beynime bilgi olarak gönderilir.
Beynimin tepki vermesi sürecinde bu bilgiler esas alınır.
Serdar: Özellikle sabahları ayna karşısında kahkaha atarım. Bunu yaparak beynimin
“kendini daha mutlu hissetmesini” sağlarım! Yüzümdeki gülme kaslarından çıkan
“geri bildirim” sinyalleri, beynime “komik ve keyif verici bir durum” olduğu
sinyalini gönderir. Beynim, daha önceden devreye soktuğu bağlantıları yine
devreye sokar. Ben 2 dakika öncesine göre, kendimi “daha mutlu” hissetmeye
başlarım. Bedensel biliş, bu kadar basit!
Can: Bu konuda bir deney var! Mizahi bir yazı okuyan
bir gruba “dişlerinin arasında yatay olarak bir kalem tutmaları” söyleniyor.
Bu şekilde, bir kalemi
dişlerinizin arasında yatay olarak ısırıp dudaklarını gerecek bir duruşla metni
okuyan gurup beynini maniple ediyor. Metni ağızlarında kalem olmadan okuyanlara
göre daha “komik” bulurlar! Yanak kaslarımızdaki kasılmalar, espri anlayışımızı
doğrudan etkiliyor.
Caner: Bir başka çalışmada güneş gözlüğü takan insanlarla ilgili! Bu durum onları,
güneşli havalarda daha sakin yapıyor.
Hepimizin bildiği
gibi, güneşli bir günde açık havada bulunmak, refleks olarak kaşlarımızı
çatmamıza neden olur. Bu refleks aslında gözümüze giren ışık miktarını
azaltmaya yöneliktir. Fakat yüzümüzün asılmasına engel olamayız. Çatılan
kaşlarımızla, kızgın bir yüz ifadesine bürünürüz.
Sonuçta bedensel
geri-bildirim mekanizması çalışır. Göze gelen yoğun güneş ışığı, bizi daha
sinirli yapar. Bunun önüne geçmenin en kolay yolu ise, bir güneş gözlüğü
kullanmak! Olmadı, gölgelik bir yer bulmak…
A.Ö.K.
K.3: Şimdiyi yaşayınız! Keşke, Asla, Her
Zaman, Mutlaka Demeye son veriniz!
Kemal: Öğrendiklerim ışığında, zihinsel performansımı belli amaçlar doğrultusunda
yönetebilirim;
·
Kendimi zayıf
veya güçsüz hissedersem; sadece iki dakika boyunca “açık duruş” dediğim bir duruşta beklerim.
·
Topluluk
karşısında konuşmak gibi cesaret isteyen bir görevim olduğunda, mikrofona
geçmeden önce, sessiz-sakin bir yerde, gene
açık duruş sergilerim.
Açık duruş dediğim, “Süpermen Duruşu” dur. Ayakta, ayaklar
iki yana açık, eller belde ve omuzlar dik! İki dakika sonunda kan dolaşımımda
stres işareti olan kortizol hormonun azalır. Cesaret verici testosteron artar.
Etkilerini de hemen hissederim. Deneyin ve görün! Üstelik bedava! Olumlu
değişikliği hissedin!
Serdar:
İrade gücümü artırmak istersem, kaslarımı
hafif sıkıp gevşeterek bir egzersiz yaparım. Çok faydalı olur. Gergin kaslarım,
irademi kuvvetlendirir. Karatecileri hatırlayın! Kiremitlere vurmadan önce, kaslarını
gererler.
Can: Çözülmesi zor bir probleme daha iyi yoğunlaşmak için, iki dakika kollarımı
kavuştururum. Çaprazlanmış kolların “sebatı” artırdığı deneysel olarak
gösterilmiş durumda.
Caner: Çok stresli olduğumda kısa bir süre sırt üstü uzanırım. Alternatif
düşünceler üretmemi kolaylaştırır. Kolları kavuşturmak yeterli gelmezse, bir de
bunu denerim…
Bazen de, hazır yere
uzanmışken bir 10 dakika kestiririm. Hafif bir uyku (ama daha uzun olmasın)
bilişsel performansımı dikkat çekici ölçüde artırıyor.
Kemal: Konuşurken elimi kolumu sürekli hareket ettiririm? Konuşmama eşlik eden
beden hareketleri (jestler) hem daha kolay konuşmamı, hem de mesajın karşıya
daha net ulaşmasını sağlıyor.
Karşımdaki insanın
duygularını daha iyi anlamak için, onun hareketlerini taklit ederim. Empati
kurmanın en iyi yollarından birisidir. Evet, bedenimle zihnimi kontrol etmek
aslında bu kadar basit! Deneyin ve görün…
A.Ö.K. K.4: Güç(2)/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 6 S
Uygulayalım.
Serdar: Vücut dilimi güçlendirmenin
en kestirme yolu, içten bir kahkaha patlatmak!(2)
Bilim adamlarına göre, kahkaha stresin aksine hareket
ediyor. Stres hormonu kortizol seviyesini azaltıyor. Bu da sağlığımıza iyi
geliyor…
Can: ABD’deki Maryland Üniversitesi
kahkaha araştırmaları uzmanı Robert Provine, anlatıyor; Örneğin ‘ha ha ha’
derken, gülüyoruz, nefesimizi tutuyoruz, kan basıncımız artıyor ve kalp
atışlarımız hızlanıyor, vücudun farklı bölgelerini zorluyoruz.” Vücuttaki
olumlu etkileri ise kahkaha sırasında değil sonrasında ölçülüyor.
Caner: Maryland Üniversitesi’nden
kardiyolog Michael Miller, kahkahanın kan damarları üzerindeki etkilerini
araştırıyor. Bu deneye sağlıklı, sigara kullanmayan 20 gönüllü katıldı. Deney
sırasında bazı filmlerden sahneler izlediler. İlk önce Steven Spielberg’in
2’inci Dünya Savaşı sırasında geçen Er Ryan’ı Kurtarmak adlı filmi gösterildi.
Filmin açılış sahnesinde, Normandiya kıyılarında ölmek üzere
olan askerler kanlı yakın plan görüntüleriyle görülüyor ve buna kasvetli bir
müzik eşlik ediyor. Deneklere 48 saat sonra ise izlerken kahkahalar atabilecekleri
komedi filmleri gösterildi.
Kemal: Bütün katılımcılar “Er Ryan’ı
Kurtarmak” adlı filmi stresli buldu. Buna ek olarak damarlarında da daralma gözlendi. Ancak komedi filmlerini
izledikten sonra damarlar tekrar
genişledi.
Serdar:
Kardiyolog Michael Miller daha sonra kahkaha yerine müziğin damarlar üzerindeki
etkisini araştırdı. Neredeyse bütün katılımcılar "Heavy Metal" ve "Rap" müziğini nahoş olarak
tanımladı. Tahmin edilebileceği gibi
damarlarda da daralma oldu. Denekleri mutlu bir ruh haline sokmak için en
sevdikleri müzik türünü laboratuvara getirmeleri istendi. Ve çoğu "Country" müziği tercih etti.
A.Ö.K. K.5: Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım.
Teflon Olalım. Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.
Müzik ve kahkaha deneylerinin sonuçları: İyi bir kahkaha, en
sevilen müziği dinlemek kadar güçlü bir etkiye sahip. İkisi de damarları
rahatlatıyor.
Can: Loma Linda
Üniversitesi (3) tarafından yapılan araştırma var;
·
Gülmek, stres hormonu kortizolün beyin
üzerindeki zararlı etkisini azaltıyor
·
Gülmek, hafıza kaybının önüne geçiyor.
Caner: Okan
Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, şunların altını çiziyor;
·
Kahkaha, yaşlanmaya bağlı hafıza kaybı için iyi
bir "ilaç" ,
·
Gülmek, kahkaha atmak ve mizah, insana iyi
geliyor.
·
Stres, alerjileri kötüleştiriyor.
·
Stres beyni mental hastalıklara karşı duyarlı
yapıyor.
·
Stres ileri yaştaki kişilerde hafızayı
kötüleştirip, öğrenmeyi zorlaştırıyor.
·
Nedeni ise, stresin beyin hücrelerine zarar veren
kortizol üretimini artırması.
Kemal: Diyabetli ve
sağlıklı olan ileri yaştakilerden oluşan iki gruba oluşturuldu. Görsel
tanımlamayı, öğrenme yeteneğini ve hafızayı ölçen testler hazırlandı. Teste
girmeden önce 20 dakika komik video seyrettirildi. İleri yaştaki üçüncü grup
ise bu teste videoları izlemeden girdi.
·
Testten önce komik video seyredenlerde kortizol
seviyesi, seyretmeyenlere göre düşük çıktı.
·
Diyabeti olan grupta kortizol seviyesi azaldı ve
hafızada ilerleme gerçekleşti.”
Serdar: Dr.
Şenbursa’nın verdiği bilgilere göre;
·
Mizah, beynin hafıza bölümü olan hippocapmustaki
nöronlara zarar veren kortizol gibi hormonları azaltıp, kan basıncını düşürüyor
·
Mizah, kan akışını artırarak iyilik hali
sağlıyor.
·
Kahkaha atmak ve mizah, keyif ve ödül hissi veren
endorfin ve dopamin salınımını artırıyor.
Can: Öğrenme
yeteneği ve geri çağırma gibi kognitif komponentler yaşlandıkça daha zorlu hale
geliyor. Akıl, vücut ve ruh birliği yaşam kalitesini artırmada ileri yaştakiler
için çok daha önemli. Dr. Şenbursa’ya göre, yaşa bağlı hafıza bozuklukları
olanlar, eğlenceli ve yararlı mizah terapilerine girmeli!
Caner: Eğlenceli
ve komik insanları tercih ederim. Bu tür insanlarla, yalnız olduğumdan çok daha
fazla gülüyorum. Gülmenin bulaşıcı olduğunu söyleyenler haklı!(4)
Kemal: Sık sık ve
içten gülmek vücudumun hastalıklarla mücadele etmesine yardımcı olur. Gülmek
vücudumdaki kortizol seviyesini düşürerek stresimin azalmasına yardım eder.
Serdar: Gülmek
oldukça iyi bir egzersiz! Güldüğümde, yüzümdeki, midemdeki ve diyaframımdaki
kaslarımı güçlendiriyorum. Spor salonunun yerini almaz, ancak biraz gülmek
vücuduma iyi geliyor.
Can: Günlük
hayatımda vücudumu sağlıklı tutmak için içten gelerek 15 dakika güldüğümde 40
kalori yakmış olurum. Diyet mi? Gülmek daha kolay!
Caner: Yapılan
çalışmalara göre 15 dakika gülmek ömrümü 2 gün arttırabilir. Gülerek daha uzun
yaşayabileceğimi biliyorum!
Kemal: Sabahları
kahve içmeyi sevmiyorum? Hiç sorun değil. Uyandıktan kısa bir süre sonra gülmek
vücutta bir fincan kahveyle benzer etkilere neden oluyor. Her sabah kalktıktan
sonra gülmeyi deneyerek ve nasıl canlandığının sen de farkına var!
Serdar: Yapılan
çalışmalar arkadaş bulma kriterlerinden biri olan dış görünüşten daha üst
sırada çekici gülümsemenin olduğunu gösteriyor. Yakışıklı olmasam da,
gülümsemenin gücünden yararlanıyorum.
Can: Komik bir
film seyrettiğimde, kan dolaşımımın arttığını biliyorum. (5) Güldüğümde
damarlarımın kenarları gevşiyor ve esniyor. Bu yüzden bol bol gülüyorum. Kalbim
bana teşekkür ediyor.
A.Ö.K. K.6: Güler Yüz. Güzel
Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır!
Caner: Kahkahalarım,
vücut sağlığım için olumlu etkileri olan bir dizi mekanizmayı harekete
geçiriyor;
·
Bağışıklık sistemim güçleniyor,
·
Enerjim artıyor,
·
Ağrılarım azalıyor,
·
Stresin zararlı etkilerine karşı korunuyorum.
Kahkaha, bağışıklık sistemimi güçlendirir. Kahkaha esnasında
stres hormonları azalır ve böylece hastalığa karşı direnci arttıran bağışıklık
hücreleri, enfeksiyonla mücadele eden antikor üretimini artırır.
Kemal: Kahkaha
bütün vücudumu rahatlatıyor. Güçlü bir kahkaha yaklaşık 45 dakika boyunca
kaslarımın rahatlamasına ve gerginliğimin azaltılmasına iyi gelir. Stresimi
hafifletiyor.
Serdar: Kahkaha,
grup bağlarımı güçlendiriyor ve ekip çalışmamı gelişiyor. Çatışmaların
yatıştırılmasında, sorunların çözülmesine yardımcı oluyor.
Can: Stresi
olmayan bir insan düşünülemez. Ama istediğimde, stresle başa çıkabiliyorum. Sadece
kahkaha atarak… “İnsan stresliyken nasıl kahkaha atsın” demeyin! Kahkaha yogası
ile işe başlayın. (7)
Caner: Olumsuz
stres günümüzde sağlığın bir numaralı düşmanı! Vücudun stres tepki mekanizması
tarih öncesi zamanlarda gelişti. Binlerce yıldır, Stres anında vücut aşırı
derecede fiziksel harekete ihtiyaç duyan “savaş veya kaç” tepkisine hazırlanır.
Bunun için kana stres hormonları ve nöropeptidler salgılanır. Bu tepki, insanüstü
fiziksel bir beceriye enerji sağlar. “Savaş veya kaç” tepkisi bağışıklık,
dolaşım, sindirim ve cinsel sistemler de dahil, bir dizi önemli vücut
sistemlerini kapatır veya işlevini bozar.
Kemal: Stresli
olduğumuzda şunlar olur;
·
Vücudum, olası bir yaralanma durumuna
hazırlanır. Bunun için (artan kan basıncına karşı) kılcallar da dahil pek çok
kan damarını kanamayı azaltmak için daraltır,
·
Savaşmak için enerjiyi sağlamak amacıyla
kanımıza yüksek miktarda glikoz boşaltır (vücudun şeker kontrol sistemini
bozan),
·
“Savaş ya da kaç” tepkisi için kas gruplarını
şişirir.
Serdar: Tarih
öncesi zamanlardaki stres, sadece arada sırada oluşan durumlardı ve organizma
bozulan sistemleri yeniden düzenleyebilmek için yeterli zamana sahipti. Ancak,
günümüzde vücuda stresle ilgili maddelerin sürekli salınımına neden olan,
kronik strese sahibiz.
Can: Yaşamımızdaki
stres kaynaklarının fazlalığı, şiddeti ve sık tekrarı bizlerde fiziksel ve
psikolojik problemlere neden olur. Birçok bilimsel çalışma, akut ya da kronik
stresin ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu ispatlıyor;
Caner: Yüksek tansiyon, migren, kalp hastalığı,
kalp krizi, sindirim rahatsızlıkları, cilt sorunları, astım ve diğer alerjik
koşullar, diyabet, kanser, kronik yorgunluk, anksiyete nöbetleri, depresyon,
kaygı durum bozukluğu, panik atak, uyku sorunları, yeme bozuklukları, peptik
ülser, zayıf bağışıklık fonksiyonu, kronik ağrı, dikkat eksikliği, alkolizm ve
uyuşturucu vb. gibi birçok hastalığın oluşumunda stres en büyük etkendir.
Kemal: Ayrıca
stres bağışıklık sistemi üzerinde çok etkilidir. Soğuk algınlığı gibi basit
gördüğümüz rahatsızlıklardan, ciddi kanser hastalığına kadar geniş bir yelpazede
sağlığı olumsuz etkiler.
Can: Stres ile
baş etmek için çok çeşitli yöntemler olmasına karşın kahkaha yogası bunlar
içinde en etkilisidir. İçten kahkaha atmanın, zihnimiz ve vücudumuz üzerinde,
derin, kısa ve uzun vadeli etkileri vardır.
Caner: Kahkaha,
vücudumuzdaki stres kaynaklı kimyasalların ve hormonların seviyelerini hızla
düşürür. Bu kayda değer düşüş iki dakika
içerisinde gerçekleşir ve gün boyunca sürer. Stres dolaşım, sindirim,
cinsel ve bağışıklık sistemleri de dahil olmak üzere, sistemlerin çalışmasını
engellerken, kahkaha fizyolojik sistemleri çalıştırır ve destekler.
Serdar: Stres;
endişe, korku ve duygusal sorunları artırıp, öğrenme yeteneğini bastırırken, kahkaha; yaratıcılık, takım çalışması,
üretkenlik, verimlilik ve motivasyon gibi nitelikleri artırır. Stres
hastalıkları, depresyonu ve ıstırabı destekler.
A.Ö.K. K.7: Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol
Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. Alaturka tuvalet
kullanalım. Dijital detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua edelim!
Kemal: Bilim, bedenin sahte ve gerçek kahkahayı
ayırt edemediğini kanıtlamıştır. Kahkaha yogası, bilişsel düşünceler dahil
olmadan, yetişkinlerin sürekli içten gelen kahkahaya ulaşmalarını sağlayan tek
tekniktir. Normalde, doğal kahkaha üzerinde bir fren işlevi gören entelektüel
sistemleri devre dışı bırakır.
Can: Gülme esnasında
şunlar olur:
·
Vücudumuzdaki birçok kas uyarılır,
·
Ağrı ve acıya toleransımız artar,
·
Otonom sinir sistemime etki yapılarak stres
hormonlarının salınımı olumlu yönde değiştirilir.
·
Kahkaha esnasında özellikle karım kasları
gerilir ve bu gerilme karın bölgesinin düzleştirir.
Caner: Kahkaha
atmanın formda kalmak yönünde fizyolojik etkisi ile birlikte, psikolojik etkisi
de söz konusudur. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki; mutlu insanlar, mutsuz
insanlardan daha zayıf ve daha formdadır. Gülme eylemi yemeğe olan düşkünlüğü
azaltır. Mutsuz ve depresif insanlarda yeme eğilimi artar. Zamanla bu eğilim
kontrolsüz hale gelir.
Kemal: Gülmek
beyindeki oksijen düzeyini bir anda artırır ve beynin en önemli 2
besininden(glukoz ve oksijen) biri olan oksijenden çok daha iyi yararlanmasını
sağlar. (9)
Serdar: Tümör ve
kanser gibi hastalıklarla mücadele eden savunma hücrelerimizin hem sayısını hem
de fonksiyonelliğini artırır. Gülmek, bu hastalıklarla mücadeleci ruhumuzu
artırır.
Can: Kaslarımızın
özellikle de mimik kaslarımızın çalışmasını yani kasılıp gevşemesini sağlar.
Güldüğümüzde yüzümüzdeki ortalama olarak 15 kas birlikte çalışır.
Caner: Kahkaha
atmak, cinsel yaşamı da olumlu etkiler.
A.Ö.K.
K.8: KAİZEN (8)
Uygulayalım! Korkularımızı Unutalım. Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!
Serdar: Beynin
sakinleşmesinde oldukça önemli olan gülmek o an için kişinin daha mantıklı
fikirler üretmesini sağlar.
Kemal: Kahkaha
atmak, kan basıncımızın normale dönmesini sağlar. Böylece hipertansiyon
sorunumuzu çözer.
Can: Kahkaha ve gülmek
sindirim sistemi için özel bir öneme sahiptir. Gülme esnasında sindirim sistemi
organları daha aktif olur. Sindirim süreci biraz daha hızlanarak sindirime
yardımcı olur.
Caner: Kahkaha
esnasında akciğerlerde tam anlamıyla boşalma durumu gerçekleşir. Solunum
derinliğimiz artar. Akciğerlerimizin gerçek kapasitelerinin aktif olmasını
sağlar. Bunun sonucunda vücuda alınan oksijen miktarı da artar.
Serdar: Kahkaha
atmak; Antikorlar, T hücrelerimizi çoğaltır. Böylece daha az hastalanırız.
Kemal: Gülme
alışkanlığı olan kimseler daha rahat ve iyi bir uyku düzenine sahiptir.
Can: Gülmenin
şeker hastalarına pozitif etkisi bildirilmiştir.
A.Ö.K. K.9: Birbirimizi Akıllıca
Dinleyelim. Empati kuralım! Amaç kavga değildir. Öfkenin kök
nedenini yakalayalım!
Caner: Kalp için
oldukça faydalıdır. Kahkaha atmak, kalp krizini azaltır. Gülmek, sinir
sistemini bastırır. Agresifliği belli seviyeye kadar azaltır. İnsanların
rahatlatır. Günde sadece 2 dk.’ lık gülmek 45 dk’lık rahatlamaya eşdeğerdir.
Can: Çocuklar
günde ortalama olarak 300 kez gülerken bizler yetişkinler olarak günde sadece
17 kez güleriz. Yaşlandığımız için gülmüyor değiliz, gülmediğimiz için daha
üzgün ve yaşlı oluyoruz. Kahkaha atmanın keyfini yaşayabilmek için kendimize fırsatlar
yaratalım:
Kemal: Seyrettiklerimize
dikkat edelim: Boş zamanlarımızda seyrettiğimiz stres yüklü hatta saçma sapan
film veya programlar yerine daha komedi ağırlıklı filmler izleyelim. Bizi
kahkaha atmaya yönlendiren dizi veya filmlere ağırlık verelim.
Serdar: Gülmek için
ne zaman karikatür dergisini kurcaladık? Karikatür dergilerini almaya ve
incelemeye özen gösterelim. Gülmek için bir neden oluşturalım.
Caner: Tek başımıza
kahkaha atmak epey zordur. Bunun yerine kahkahalarımızı çevremizle paylaşarak daha
güzel bir anı yaşayabiliriz. Unutmayın kahkaha atmak bulaşıcıdır ve gerçek
zevki de o zaman ortaya çıkar.
Caner:’’ Hayat
size limon veriyorsa limonata yapın!’’ cümlesini hatırlayıp, hayatımıza uygulayabiliriz.
Farklı bakış açısından bakamadığınız için gülümsemekten uzak kalmayalım.
Kemal: Hayatı çok
fazla ciddiye almayalım. Sonuçta hayat dediğimiz nedir ki? Ciddiyet kahkahayı
azaltır.
Serdar: Mizah dergilerine
abone olalım. Video: İnternetten komik video ya da resimlere bakabiliriz. Bizi
güldüren olayları da mutlaka arkadaşlarımızla paylaşalım. Bu sizi daha da
güldürecektir.
Can: Sonuç olarak
beyninizi gülmeye odaklayalım. Güldükçe gülesimiz gelir. Zihin-beden ilişkisi
çift yönlü bir ilişki! Tam tersinden de ele alınabilir. Olumlu duygular
hissederek de hastalıklarımızı iyileştirebiliriz. Negatif duygular bizi hasta
edebiliyorsa pozitif duygular ve şükran duymak sağlığımızı koruyor olamaz mı?
Caner: Dr.
Liponis geçmiş ya da gelecek için endişelenmenin kişiyi alt üst etmeye
yeteceğini söylüyor. Bunu aşmanın yolu ise şimdiki ana odaklanmak ve kısa bir
gözden geçirme yapmaktır.
Serdar: İki kolum, iki de sağlam bacağım var, iki
gözüm de görüyor, nefes alabiliyorum. Ağrı duymuyorum, bugün yemek yedim,
açlıktan ölmüyorum. Yatacak yerim de var.
Can: Vay canına o
zaman kendimi gayet iyi hissediyorum. Hayat güzel. "
Kemal: İnsanların
sağlıkla ilgili en büyük sorun; enflamasyonlar! Örneğin, streptokok bakterisi
boğaza yerleşip boğaz ağrısına neden oluyor. Bağışıklık sistemi iş başına geçer
ve akyuvarlar bakteriyi yok etmek için hücuma geçer.
Bu süreçte bu bölgede kan dolaşımı artar, hastalıklı bölgede
yaklaşık 150 milyar yani normalin üç katı akyuvar antikor üretimi yapar. Akyuvarlar çalışırken bu bölgede şişme
kızarma ve enflamasyon oluşur, hatta ateşimiz bile çıkabilir. Yani akyuvarlar
enfeksiyonu yok etmek için savaşır ancak arkalarında enflamasyon bırakırlar. Bu
sorun Amerika'daki yeni en büyük ölüm sebepleri arasına girmiştir.
A.Ö.K. K.10: Çözüm odaklı iletişim
kurulur. Ret edilemeyecek bir teklif (9) yapılır. Sonuçta kazanan
Akıllı öfkemiz olacaktır!
Can: Dr.
Liponis, bağışıklık sisteminin duygulara
tepki verdiğini söylüyor. Kaygı, öfke,
korku gibi stresli duygular aynı akyuvar hücrelerini devreye sokuyor ve
saldıracak hastalıklı hücre olmasa bile geride tehlikeli bir enflamasyon izi
kalıyor. Akyuvar hücrelerinin üzerinde yüzey reseptörleri bulunur.
Endorfin, dopamin, serotonin, adrenalin gibi kimyasallar nöro transmitter denen
beyne duygu sinyallerini ileten kimyasallardır.
Serdar: Akyuvarlar
yüzeylerindeki reseptörler sayesinde bu kimyasalları algılayarak üzgün
olduğunuzu anlıyor ve harekete geçiyorlar. Ve geride enflamasyon bırakıyorlar. Yani bedeninizde hastalıklı hücre olmasa
bile hissettiğiniz negatif duygular bağışıklık sisteminizi alarma geçiriyor.
Kemal: Şükran
duymak, sevgi ve merhamet hormonlarını devreye sokar, negatif duygu
moleküllerini uzaklaştırır. Böylece akyuvarlar her şeyin yolunda olduğu
mesajını alır ve devreden çıkarlar. Akyuvar sayısı azalır, enflamasyonlu hücre
sayısı azalır ve kişi kendini daha sağlıklı ve iyi hisseder.
Serdar: Beden ve
zihin ayrılmaz bir bütündür. Örneğin kaygılı, yorgun ya da stresli olduğumuzda bedenimiz bir tepki verir, ya grip
oluruz ya migren tutar ya da mide ağrıları başlar. Oysa bu bedenimizin
zihnimize verdiği tepkiden başka bir şey değildir.
Can: Son söz: Beden-
zihin ilişkisi iki yönlü ise, bedenimizi kullanarak zihnimize iyi olduğumuz mesajı
veriyoruz. Güçlü vücut dili, kahkaha yogası ve şükran duygusu! Bu saydıklarımın
hepsi bedava! Üstelik sağlık, mutluluk ve başarımızı garantiliyor.
Benden önermesi!
Kemal: Bu
yazıdaki öneriler, yer alan görüşler belirtilen kaynaklar esas alınarak oluşturulmuştur.
Öneri ve tavsiyeler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızı, kariyerinizi,
güvenliğinizi ilgilendiren konularda konunun uzmanlarına muayene olmadan,
bilgi, görüş almadan karar vermeyiniz. Mümkünse aynı doğrultudaki görüş, teşhis
ve önerileri konunun farklı uzmanlarına doğrulatınız.
“Gülmeden geçen bir gün harcanmış demektir. Charlie
Chaplin
Faydalanılan
kaynaklar:
(1) https://www.sinancanan.net/beden-uzerinden-zihin-kontrolu/
(5) https://www.hemensaglik.com/makale/kalp-sagligi-ve-kalp-hastaliklari-hakkinda-inanilmaz-gercekler
(10) https://cellabencuya.blogspot.com.tr/2017/05/zihin-ve-beden-iliskisi.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder