Konu: Kral 14. Louis ve Demir Maskeli Adamın Gizemi!
Kemal: Diğer
yazılarım gibi, “Kral 14. Louis ve Demir Maskeli Adamın Gizemi”
konusunu, Akıllı Öfke Kazansın “A.Ö.K” kanunları odağında
tartışıyoruz.
A.Ö.K. K.1: Sağlık
ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde Devam Eder! Öfke
Kolik lere Yer yok!
Can: Demir maskeli adam gerçekten yaşadı mı?
Demir maskeli adam,
1703 yılında Fransa'nın ünlü Bastille hapishanesinde ölmüştür. Demir maskeli
adam 14. Luis'in bizzat emriyle 1703 gecesi hapishaneye getirilmiş, o gün
sabaha karşı hücresinde ölü bulunmuştur. Hücresindeki tüm eşyalar mobilyalar
dahil yakılmış cesedi bilinmeyen bir yere gömülmüş ve hücresindeki duvarlar
beyaza boyanarak kazınmıştır. (1)
Caner: Demir maskeli adam kaç yıl hapis yatmıştır?
Kral 14. Louis'in
emriyle demir maskeli adam 34 yıl hapishanede kalmış, kralın özel takibatına
tabi tutulmuştur. Kralın emriyle (belgeler mevcuttur) kendisine çok iyi
bakılması, yüzündeki maskenin kesinlikle çıkarılmaması, kimseyle konuşmaması,
sadece gözetim altında tutulması emredilmiştir. Aksi emre itaatsizlik cezası
ölümdür.
Serdar: Peki bu kadar gizemin sebebi neydi?
Bu tarihin karanlık
sırlarından biri olmaya devam etmektedir hâlâ. Demir maskeli adamın aslında
kralın gayrimeşru ikizi olduğu veyahut İngiltere kralının oğlu olduğu ve
hapsedildiği, bir başka iddiada 13. Louis'in metresinden olma gayri meşru
çocuğu olduğu ve krala çok benzediği için yüzünün kesinlikle gösterilmemesinin
emredildiği bir başka teoridir. Aslında kimilerine göre ise gerçek, demir
maskeli adam kralın ta kendisiydi. İkizi onun yerine geçip onu hapsettirdi ve
krallığın keyfini sürdü.
A.Ö.K. K.2: Lütfen Kalp
Kırmayalım. Öncelikle Kendi Kalbimizi! Yalanlara Yer Yok!
Kemal: Demir maskeli adamın yüzünü kimse görebildi mi?
Gerçek şu ki Bastille
hapishanesinin teğmenlerinden tutun, kralın özel yazışmaları ne kadar pek çok
belgede ve tanık demir maskeli adamın gerçek olduğunu, hapiste kaldığı süre
boyunca yüzünü hiç kimse görmediği, kimseyle konuşmadı aşikârdır.
Can: Gizemli demir maskeli adamın arkasındaki Fransa kralı 14. Louis kaç yaşında tahta çıktı?
Yedi yüzyıldan uzun
süren hükümdarlık döneminde, Fransa’yı Kral 14. Louis kadar etkileyen insan
neredeyse yoktur. 1638 yılında doğan Louis, 4 yaşında tahta yükseldi ve diğer
tüm hükümdarlardan daha uzun süre tahtta kaldı. (2)
Caner: Fransa kralı 14. Louise neden Güneş kralı denmiştir?
Krallığın Tanrı
tarafından verildiğine inanan 14.Louis, ülkesini mutlak monarşi ile yönetti.
Güneş Kral olarak bilinen hükümdar, bu unvanı yalnızca eski av köşkü olan
şatoyu geliştirerek Versay Sarayı’na çevirmesiyle değil, aynı zamanda
kendini krallığın merkezi olarak tasavvur ettiği için de almıştır. Güçlü
Kral 14.Louis döneminde, Fransa her yerde sözü geçen bir süper güce dönüşmüştür.
Öngörüleri ve iş anlaşmalarıyla Fransa’nın ekonomisini geliştirmiş,
egemenliğini artırmıştır. Kelimenin doğru anlamıyla 14. Louis için işin ustası
diyebiliriz.
Can: Hükümdarlığın süresince yoksul halkın durumu nasıldı?
14.Louis döneminin
simgesi Versay Sarayı, müsrifliğin boyutlarını gözler önüne sermektedir.
Dönemin aristokratlarını Paris’ten Versay’a taşıyarak balolara, akşam
yemeklerine, partilere davet etmiştir. Tüm bu gelişmeler yaşanıyorken halk ise
açlık sınırındadır. Versay Sarayı günümüzün en önemli yapılarından olup,
sarayın içerisindeki aşırı lüks eşyalar ülkenin ekonomik saygınlığını ifade
etse de, 14. Louis’in Fransız kültürüne önemli bir iz bıraktığını
söylemek mümkün.
A.Ö.K. K.3: Şimdiyi
yaşayınız! Keşke, Asla, Her Zaman, Mutlaka Demeye son
veriniz!
Kemal: Kral 14. Louis Moda konusunda tavrı neydi?
Kral 14. Louis, aynı
zamanda hükümdarlığı boyunca lüks endüstrisini de yaratmıştır. Her yeri
mobilyalarla, kıyafetlerle, takılarla donatmış, Parisliler’ in üçte birini
emrinde çalıştırmıştır. Ayrıca yeni moda ürünlerin senede iki kere
yaratılmasını emrederek günümüz moda sezonlarının temellerini atmıştır. Tahta
çıktığında modanın başkenti Madrid iken, tahttan indiğinde Paris olmuştur ve
günümüzde de öyledir.
Serdar: 14. Louis, kaç yaşında tahta çıkar?
14. Louis, (1638-1715) devlet benim demiş ve Fransa'yı
dünya devi yapmıştır. Fransa'nın en uzun süre tahtta kalan kralıdır. Babası 13.
Louis o henüz dört yaşındayken ölünce, taht 14. Louis'e kalacaktı. Bacak kadar
çocuk yılgın istikrarsız nerdeyse batık durumda ki Fransa'nın başına geçmiştir.
(3)
Can: 14. Louis, muhaliflere karşı acımasız tavrı nereden
geliyor?
4 yalında tahta çıkınca, koskoca devlet çocuğun eline
bırakılamayacağı için annesi ve yakın sırdaşı ve aşığı İtalyan başbakan
kardinal Mazerin ile birlikte iktidarı devralır. Çocuk 14. Louis serpilip kral
olana dek annesiyle kardinal, icraatlarıyla monarşinin gücünü pekiştirirler.
Soyluları kızdırırlar ve en sonunda büyük bir iç savaşa neden olurlar. Neyse ki
hünerli Mazerin ayaklanmayı bastırır. Ancak 14. Louis gençliğinde bilinçaltına
işlenen ayaklanma korkusu ile yaşamaya mahkûm olmuştur. Bu nedenle kendisine
krallığı boyunca hiç muhalif bırakmamıştır.
A.Ö.K. K.4: Güç/Tüketim Sarhoşluğundan ayılalım. 6 S
Uygulayalım.
Caner: 14. Louis, idareyi kaç yaşında ele aldı?
Mazerin, 1650 li yıllarda İspanya'da barış anlaşması
yaptı. Ülkeyi derleyip toparlayınca Fransa, Avrupa'nın önemli güçlerinden biri
olmuştur. Tüm bunlar yaşanırken iyice serpilen 14. Louis 22 yaşına geldiğinde
kuzeni İspanya kralının kızı ile evlendi. Siyasi bir evlilikti. Mazerin 1661’de
ölünce 14. Louis nihayet resmen işin başına geçti.
Kemal: “Devlet benim” çıkışı nereden geliyor?
Kral "Tek başına her şeyi ben yöneteceğim dedi.
Ben Tanrı'nın temsilcisiyim. Monarşinin elindeki gücü sonuna dek kullanmak bana
verilmiş ilahi bir haktır" diyerek güneşi kendine sembol seçti.
"Güneş kral" olarak tarihe geçişi de bu şekilde olmuştur. Onunla
özdeşleşen "devlet benim" çıkışı da monarşik yaklaşımın ürünlerinden
biridir.
Serdar: Ekonomide hangi reformları yaptı?
Kral, idareyi ele alır almaz hemen Fransa'da hem de
denizaşırı sömürgelerde reformlarla ekonomiyi mali disipline soktu. Bütçe
açığını azalttı, sanayi üretimi artarken orduyu modernize etti. Her zaman sorun
yaratmış olan soylu kesimi tavladı bu sayede onların karışıklık çıkarmasının
önledi.
Can: Kral, Avrupa’nın Osmanlı korkusuna karşı ne yaptı?
Daha sonra güneş kral 1667 de Veraset savaşı ile
burası çeyiz olarak karıma verildi diyerek Belçika'ya saldırdı ardından
İngiltere, İsveç ve Hollanda direnişi üzerine 14. Louis İspanya'ya iade etti. Ancak
hesap kapanmamış ve tekrar savaş birkaç yıl sonra başladı burada daha çok
toprak kazanan 14. Louis Avrupa'nın en güçlü hükümdarı olarak parlamaya
başlamıştı.
A.Ö.K. K.5: Öfkeye Karşı Sünger Olmayalım.
Teflon Olalım. Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.
Birkaç yıl sonra durumu kabullenmeyen ülkelerin bir
araya gelmesiyle yapılan savaşta çok acımasız oldu. Köyleri yakıp yıktığı kimse
canlı bırakmadı psikolojik savaşta İspanyolları yıldırmaya çalışıyordu. Ancak
Avrupa'nın başına daha büyük bir sorun açılmıştı doğudan Osmanlılar geliyordu. Yaptığı
savaşları Almanları, Avusturyalıların, İspanyolları kutsal ittifaka katılma
isteğini reddederek onları Osmanlılarla baş başa bıraktı.
Caner: Savaşmadan İspanyayı nasıl topraklarına kattı?
14. Louis 1678 deki savaşlardan Avrupa'nın en kudretli
olarak çıkması sonucu ayrıca Almanya içlerine doğru yayılma isteği, Protestanlara
yönelik baskıları, yayılmacı politikaları nedeniyle irili ufaklı güçler ve
ülkeler Fransa'nın karşısına dikildi. Büyük ittifak olarak tarihe geçen ittifak
ile Fransa yaklaşık 10 yıl savaştı.
Fransa bu büyük kapışmadan elindeki topraklar muhafaza
ederek çıksa da kaynakları çok azalmıştı. Bu savaşın ardından İspanya kralı
Charles ölünce büyük bir miras kalmıştır. Charles’ in varisi yoktu ve İspanyol
mirasa soyunan iki hanedan vardı. Biri 14. Louis, diğeri Avusturya idi. Halsburg
yani Avusturyalıların Charles'ın babası 4. Philip ile yakın bağları vardı,
ancak bir numaralı varis 15. Louis idi. Yani 14. Louis bu durumda Fransız ve
İspanyol tahtlarını birleştirip Avrupa'nın güç dengesini bozacağını inanın Louis'in
ağzı sulanıyordu.
A.Ö.K. K.6: Güler Yüz. Güzel
Duruş. Güzel Söz. Güzel Enerji göndermek bedavadır!
Ancak Charles, ölmeden kısa bir süre önce vasiyetin
değiştirmiş imparatorluğu 15. Louis'e bırakmıştı. Vasiyetname aynen şöyleydi
İspanya toprakları bütünlüğü bozulmadan 14. Louis'in torununa kalacak ancak
Fransa ve İspanya tahtları birleşmeyecek tir.14. Louis bu teklifi kabul etmezse
ta aynı koşullarda taht Avusturyalılara kalacaktır diyordu. Tabi ki 14. Louis
vasiyetin üzerine atladı ve şartları kabul etti. Koskoca İspanyol imparatorluğu
torununa kalmıştı.
Kemal: Kutsal Roma imparatorluğu neden Avrupa’yı
savaşa sürükledi?
Kutsal Roma imparatorluğu bu durumu kabullenmedi. İngiltere
Hollanda ve ona bağlı onlarca dukalık hemen Fransa'nın karşısına dikildi! Bu
ilk dünya savaşı olarak tarihe geçti. Utrecht barışı ile İspanya'nın
parçalanması ile sona erdi.14. Louis torunu İspanya kralı olarak tahta çıksa da
bir bu uzun süreli çarpışmalar Fransa'yı kıtlıkları sürükledi. Bu da ülkeyi
borç yükü altına sokacak bir duruma getirdi.
Serdar: Askeri açıdan başarılı mı?
Askerlik onun döneminde bir sanata dönüşmüştür. Bonapart
dönemi hariç Fransa'nın en ünlü mareşal ve komutanları onun devrinde boy göstermiştir.
Gösterişi ve lüksü fazlasıyla seven bir yapısı vardır. Versay sarayında verdiği
balolar dillere destandır. Doğudaki savaşlarla, başarılı diplomatik
manevralarla Fransa'nın bugünkü doğu sınırı garanti altına almıştır.
Can: Dindar mıydı?
A.Ö.K. K.7: Sağlıklı yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol
Kahkaha atalım. 10.000 adım yürüyelim. Alaturka tuvalet
kullanalım. Dijital detoks uygulayalım. Şükredelim ve Dua
edelim!
14. Louis koyu bir Katolik olduğu için Protestan
kiliseleri yerle bir edilmesi okullarının kapatılması ve din adamlarının
ülkeden atılmasını emretti. Tüm çocukları Katolik eğitimden geçecekti. O
günlerde Fransa'da neredeyse 1 milyon Protestan yaşıyordu ve çoğu ülkenin
kaymak tabakasını oluşturması nedeniyle elit tabaka kaçırılırken Protestan
komşuların tepesi atmıştı.14. Louis nihayet 1 Eylül 1715 de 77 nci doğum
gününden 4 gün önce Versay Sarayı’nda kangrenden öldüğünde 72 yıllık saltanatı
sona ermiştir.
Caner: Kaç kere banyo yaptığı söyleniyor?
Ayrıca 14. Louis, İtalyan bir kimyacının biyolojik
silah üretimi buluşunun teklifini almış, bu buluşu beğenerek hiç kimseye
söylememesi ve paylaşmaması için Kendisini maaşa bağlamıştır.
Fransa'nın kültürü tarihi ve kaderi üzerinden silinmez
bir iz bırakırken tarihi gelişmeleri şahitlik etmiş bir kral olarak savaş ve
şatafatlı hayat sürerek dünyadan göçmüştür. Suyu ve Banyoyu hiç sevmediği,
hayatında 2 ya da 3 kere banyo yaptığı söyleniyor.
Kemal: Günümüzde hala Portreleri ve koleksiyonları çok ilgi
görüyor.
Bu ay Paris’te Versailles Sarayı’nda XIV. Louis ile
ilgili saraydaki bazı koleksiyonlar teşhir ediliyor. Mektuplar, ama asıl onunla
ilgili portreler, kullanılan eşyalar, sayısız sanat eserlerinden ve ilgili
heykellerden seçmeler göz alıyor. (4)
Serginin katalogları çıkmış. Beş yaşından 77 yaşında
ölene kadar 72 yıl Fransa kralı olan bu hükümdarın hiç şüphe yok ki muhtelif
zamanlarda yapılan portreleri bırakınız bir hükümdarı, bir insanın geçirdiği
fizikî değişim açısından çok önemli. IV. Murad gibi değildi ama Louis spor
yapmayı bütün Fransız asilleri kadar gerekli görür ve severdi. Askerlikten
anlardı; Portrelerinden bu genç, endamlı hükümdarın yavaş yavaş yaşlandığını da
görüyorsunuz.
Serdar: Gösterişi severdi!
Kral kumaş ve porselen üretimini teşvik etti
Bilhassa Antoine Benoist’nın 1700’de yaşlı kralın
saçlarını ve kıyafetinden kumaş parçalarını kullanarak yaptığı bir portresi
fazla realisttir. Ama Lorenzo Bernini’nin 1665’te yonttuğu mermer büstteki genç
ve gösterişli adamın yaşlılıkta ne hale geldiğini görürsünüz. Claude Lefevre’in
o yıllarda yaptığı portre sahibinin “Güneş Kral” unvanını hak ettiğini
gösterir. XIV. Louis Fransa’da kumaş üretimini, bijuteriyi, porselen üretimini
teşvik etti, bunu bir ihraç metası haline getirdi. En baş tüketici de kendiydi.
Fransa’daki üst sınıfın giyimindeki israf ve pahalılık, sokaktakilerin sefaleti
ile mutlak tezat teşkil ediyordu.
Caner: Sansürü severdi!
XIV. Louis Fransa’ya Kardinal Richelieu devrinden
miras aldığı iki akademiyi geliştirerek açtı. 1637’de kurulan Fransız Akademisi
ve 1648’de henüz o çocuk kralken kurulan Kraliyet Akademisi. Her ikisi de dilin
ve sanatların gelişmesini kontrol eden, mutlaka bir devlet sansürünün ama daha
önemlisi katı akademik kuralların Fransız medeniyetine öncü olmasıyla, kültürel
gelişimi sağlayan kurumlardı.
A.Ö.K. K.8: KAİZEN (8) Uygulayalım!
Korkularımızı Unutalım. Yaşam Değerlerimiz için yaşayalım!
Kemal: Sanayinin temelleri attı.
5 yaşında tahta geçen ve 77 yaşında ölen kral Fransa
tarihine damgasını vurdu. Richelieu ve Mazalin’in bıraktığı sağlam bir merkezi
mali sistemin üstüne Colbert gibi akıllı bir başbakan ve maliye nazırının
teşviki sayesinde Fransa sanayini kurdu.
Bu gelecekteki ağır sanayinin temeli olan ve 17. asır
için öncü bir sistem sayılan devlet sanayisiydi. Fransa’nın kumaşları,
mobilyası, porseleni giderek silahları bütün Avrupa’nın ordularını ama asıl
önemlisi doymak bilmeyen ve Avrupa’nın her yerinde kalkınan ziraatın
zenginleştirdiği hükümdarlar ve soyluların saraylarını doldurdu.
Serdar: Aristokrasiyi nasıl kendine bağladı?
XIV. Louis, 18. yaşından itibaren evvela soy yakınlığı
olan İspanya Habsburgları’ yla evlilik yoluyla kurduğu bağ, ardından kendinin
ömür boyu hizmetkârı olan Colbert’ in temellerini attırdığı mali sistem
sayesinde zenginleşip ortaya çıkan burjuva sınıfından aldığı destekle
aristokrasiyi kendine bağladı.
Fransız asillerinin boyunları zaten Mazarin
dönemindeki Fronde Savaşları’nda bükülmüştü. XIV. Louis’e kalan, onların
kırılan gücü üzerinde teatral bir ihtişamla mutlak monarşiyi sağlamlaştırmaktı.
“Teatral ihtişam” sözü lafın gelişi değil, Louis gösterişi seviyordu. O
François Girandon’un heykel grubunda görüldüğü gibi bazen Apollon’du, bazen
aynı sanatçının yontusunda bir savaş tanrısı Mars’tı.
Versailles’daki balolar
kabul resimleri bu ihtişamı ifade ediyordu. XIV. Louis ve XV. Louis Fransa’sında
ilginç kıyafetleriyle ve zenginlikleriyle gelen Osmanlı ve İran elçileri
dışında hiçbir sefaret heyeti majestelerinin maiyetini ve Versailles halkını
büyüleyememişti. Avrupa’nın en iddialı ve gösterişli sarayı Versailles’dı.
A.Ö.K. K.9: Birbirimizi Akıllıca Dinleyelim. Empati
kuralım! Amaç kavga değildir. Öfkenin kök nedenini yakalayalım!
Can: Soylularının Versailles denen kafese hapsetti!
XIV. Louis 1648 Vestfalya Antlaşması’nın tespit ettiği
bir Avrupa bulmuştu. Onu kendine göre değiştirdi. Dönemi barışta geçecek israf
ve gösteriş kadar, savaşlarla da doludur. Fransız soylularının beli kırılmıştı,
onları Versailles denen kafese hapsetti. En tanınmışları orada yaşamaya
zorlandı ve genç soylular da Versailles’in sayısız apartmanları arasında kapı
kapı dolaşıp, itaat etmeyi öğrenen bir sınıfın üyeleri haline geldiler.
Kral
sofrada yalnız yemek yerdi ama etrafında bekleyen soyluların ortasında;
sabahtan akşama yatana kadar saray halkı onun etrafında dikilip dururdu.
XIV. Louis
yerken, gezerken, avlanırken, dans ederken portreleri ve heykelleri yapılırken
kendini “Güneş Kral“ diye uyruklarına ve soylularına kabul ettirmeyi başardı.
Güneş Kral büyük bir Fransa kurdu ve ardından sarsılacak bir maliye ve müsrif
bir devlet bıraktı; ama Fransız toplumu üretiyordu.
Caner: “Bir inanç,
bir yasa, bir kral” ilkesiyle ekonomik krizi aştı.
Bu düzen sağlama isteği, iktisadi alanda da kendini
gösterdi ve Louis XIV 1661’de Fouquet’yi görevinden uzaklaştırdı. Onun yerine
geçen Colbert, krallığın maliye işlerini yeniden düzene koymaya girişti ve
belli bir süre için devlet bütçesini dengeli bir hale getirmeyi başardı.
Bununla birlikte, Hollanda savaşı bu girişimleri boşa çıkardı ve 1672’den
başlayarak, bütçe dengesinin açık vermesi bir kural halini aldı. yy’ın ikinci
yarısı genel bir iktisadi bunalımla kendini gösterdi. Ortaçağ’da ortaya atılmış
olan “bir inanç, bir yasa, bir kral” ilkesini, krallığın din alanındaki temel
üç sorununa (janseniusçuluk, Gal- likanlık, Protestanlık) titizlikle uygulaması
gerekti.
A.Ö.K. K.10: Çözüm odaklı iletişim
kurulur. Ret edilemeyecek bir teklif yapılır. Sonuçta kazanan Akıllı
öfkemiz olacaktır!
Kemal: Farklı dinlere hoşgörü göstermedi:
Döneminin öbür prensleri gibi Louis XIV de
kendisininkinden başka bir dine hoşgörü göstermedi. İlk aşamada, 1679’a kadar
güneyde, batıda ve Paris’te bulunan çok sayıdaki Protestan’ı tümüyle boyun
eğmek zorunda bıraktı; 1679’dan başlayarak Protestan güçlerine sürekli karşı
çıkmayı yoğunlaştıran Louis XIV şiddete başvurdu; krallık dinini birleştirme
zamanının geldiğine inanarak 18 Ekim 1685’te Nantes fermanını yürürlükten
kaldırdı.
İktisatta önemli yer tutan Protestanların krallığı
terk ederek komşu Protestan ülkelere gitmeleri Fransız iktisadının bozulmasına
yol açtı. Fransa dış ülkelerde kendisine karşı bir araya gelen Protestan
güçleriyle çatışmak zorunda kaldı.
Son sözler:
Can: Ölümünden
sonra hanedan fazla dayanamadı!
Parlak XIV. Louis Fransa’sı ve Bourbon Hanedanı onun
1715’teki ölümünden sonra ancak 70 yıl dayanabildi. Prusya krallığı gerekli
sosyal reformlarını ve israfta kısıntıyı yapmış, hayatta kalmıştır. Avusturya,
Fransız ihtilalinin dehşetini görerek Marie Antoinette’in kardeşi imparator II.
Joseph’in reformlarıyla hayatına devam edebilmiştir. Rusya Çarlığı’ nın ise
böyle reformlar yapmasına hiç lüzum yoktu; adaletsizlik ne Çar’ın ne de halkın
umurlarında dahi değildi, ta ki 1917 kışına kadar.
Faydalanılan kaynaklar:
(1) http://www.tarihkomplo.com/2015/08/demir-maskeli-adamn-gizemi-gercek-mi.html
(6) http://www.panoramitalia.com/en/arts-culture/history/curious-case-man-iron-mask/748/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder