(1)
Mahşerin Dört Öfkelisi;
Kemal, Can, Serdar, Caner
“Kadınlar Ne İster? Erkekler
Ne Bekler? ”
Sorununu Tartışıyor.
Arkadaşlarla
bu konuyu tartışırken telefonum (Serdar) çalıyor!
Arkadaşları
çıldırtmak için yanlarında açıyorum.
Serdar: Canım nasılsın?
Telefonumun
hoparlörünü açtım, bizimkiler dinliyor.
Elimle
de sessiz olun işareti yaptım.
Jale
(Arayan
arkadaşım): Aşkitom beni hiç mi özlemedin mi?
Hiç
aramıyorsun, beni ihmal etme ne olur.
Karışmam
sonra!
Serdar: Tatlım, balım, aşkım seni
aramamak ne demek, canımsın.
Jale: Öyle diyorsun da, daha
görüşemedik bile.
Bak
bu akşam kıvırmak yok. Bendesin.
Seni
evime bekliyorum.
Balkonda
mangal partisi!
Yoksa
beni istemiyor musun?
Kendine
başka sevgili mi yaptın?
Serdar: Aşkım, bir tanem, senin
gibi kadın bırakılır mı?
Genede
biraz hızlı mı gidiyoruz, ne?
Birbirimizi
daha hiç görmedik!
Sadece
telefonla konuştuk!
Evine
davet ediyorsun!
Ya sapık falan
çıkarsam?
Hiç
korkmuyor musun?
Jale: Aşkım niye korkayım?
Hem iyi
birisin.
Hem
oturduğum sitenin güvenliği var.
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.6
Güler
Yüz. Güzel Duruş. Güzel Söz.
Güzel Enerji
göndermek bedavadır!
Serdar: Tamam aşkitom, söz!
Akşam
6 gibi sendeyim.
Bana
konum atar mısın?
Jale: Aşkım tamamdır.
Atıyorum.
Akşama
görüşürüz. Kocaman öptüm.
Akşam
saat 6’da jale’ nin kapısındayım, zili çaldım.
Az
sonra kapı açılacak, sonunda kavuşacağız.
Kısa
bir bekleyiş kapı açılıyor.
İnternetten
daha 2 gün evvel tanıştığım Jale karşımdaydı.
Siyah
uzun saçlarını topuz yapmış.
Üstünde
neredeyse vücuduna yapışık daracık bir şort var.
Üstünde
incecik bir atlet, 30-35 yaşlarında, 160 boyunda.
Tahminim
50 kg, yusyuvarlak kalçaları var.
Sözün
özü; Beğendim.
Jale ani bir sevinç gösterisiyle
beni kucakladı.
Kemiklerimi
kıracakmış gibi sıkkıyordu.
Öpüşüyoruz.
Ayakkabılarımı
bile çıkarmadan içeri geçtik.
Kenetlenmişiz,
tek ayağımla kapıyı güçlükle kapatabildim.
Fazla
gidemedik, yerdeki halının üzerinde seviştik.
Sonunda sevgili olmuştuk.
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.3:
Şimdiyi yaşayınız!
Keşke, Asla, Her
Zaman, Mutlaka Demeye son veriniz!
Kemal: Sen kimsin, ben kimim
vesaire “out” olmuş.
Yeni
trend biraz böyle sanırım!
“Önce
seviş, sonra tanış” trendi “in” olmaya başladı.
Can: Çiftler iyi sevişiyorsa,
cinsel uyum, ten uyumu, adına her ne diyorsan devam ediliyor.
Gerisi
önemli değil.
Yok
değilse, sıradaki gelsin.
Yeni racon böyleymiş!
Bende
yeni öğreniyorum.
Caner: Sosyete kadına
çatmışsın, şanslı hergele.
Serdar: Hiç de değil,
kadın pazarcı!
Can: Nasıl yani?
Her
neyse. Bu bizim Serdar’ da şeytan tüyü var.
Benim
kendi evim var, kadın naz yapıyor, gelmiyor.
Bu
adam kadının evine kendini davet ettiriyor.
Hem
de daha yeni tanıştığı bir kadın bu!
Kemal: Beyler, bunun sırrı
belli;
Önce
kadınla telefonda konuşmasını biliyor.
Sonrasında
kendini evine de davet ettirip, koynuna giriyor.
Anlayacağınız
Serdar işi biliyor.
Bir
tek o biliyor!
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.9
Birbirimizi
Akıllıca Dinleyelim.
Empati
kuralım!
Amaç
kavga değildir.
Öfkenin
kök nedenini yakalayalım!
Caner: Bende tanıştığım
kadınlara boşuna bir sürü masraf yapıyorum;
Yemek
yedir, gezdir, tozdur, hediyeler al!
İlaveten
birde doğum günü vesaire söğüşlenir dururum!
Kemal: Ben de öyle! Kontür
isteyenden ev kirasını isteyenlere kadar ne ararasan var.
Böyle
birine çatınca, bırakıyorum.
Kendimi
kötü hissediyorum.
Can: Serdar hergelesi, kadına bile
para harcamaz.
Kadınlarda
söylediği yalanlara/palavralara kolayca kanıyor.
Kendini
evine davet ettirmediği kadın yok sayılır.
Serdar: Beyler dikkat ediyorum
da siz kadınların ruhundan hiç anlamıyorsunuz.
Ne
konuşulacağını bilseniz, böyle olmaz!
Kadınlarla
konuşurken onları geriyorsunuz.
Birde
kimsin, nesin gibi sıkıcı konulardan kadınlara daral geliyor!
Haliyle
kadınlar sizden kaçıyor!
Ben
ise kadınların duymak istedikleri şeyleri söylüyorum.
Kemal: Duymak istedikleri şeyleri
söylediğim kadınlar da oldu!
Her
kadın öyle değil
Bazıları
size kul, köle oluyor.
Bazılarına
siz kul köle oluyorsunuz.
Karşılıklı,
palavralar, yalanlar havada uçuşuyor.
Atış
serbest durumu yani!
Serdar: Kadınların hoşuna giden
birkaç klişem var.
İşin
sırrı benzer klişelerde;
"Evlenmek
için birbirimizi her yönden tanımalı ve anlaşmalıyız.
Flört
istemiyorum, amacım birkaç ayda tanışıp evlenmek!
Sanırım
uygun olup olmadığımızı yaşayıp, görmek senin içinde önemli."
Bu klişelere
hayır diyen kadın sayısı oldukça nadir!
Kemal: Jale/Serdar aşkının
sonunu merak ettim?
Can: Ne olacak?
Serdar
dalaması hevesini alıp ve kızı bırakmıştır.
Caner: Adamın günahını almayın
beyler, belki de kız onu bırakır?
Serdar: Bravo size,
konuşmalarınızdan dostumu, düşmanımı tanımış oldum.
Kemal: Hadi, hadi, yeme
bizi evladım, anlat, anlat, heyecanlı oluyor.
Serdar: Arkadaşlar, mavrayı
kesin, burada eşek os.rmuyor.
Jale
ile olan aşkımın kaldığım yerden devamını anlatıyorum;
Son
buluşmamızdan sonra aradan bir hafta geçmişti.
Geçen
akşam Jale' nin evindeyim, saatler gece yarısına yakın!
T.V
seyrediyoruz, aniden Jale' nin telefonu çalıyor.
Arayan
Jale’ nin kız kardeşi Türkan, ya da bana öyle söylüyor?
Jale
yan odadan duyabileceğim kadar yüksek sesle uzun, uzun konuştu.
Sonra
telefonu kapattı. Başladı ağlamaya!
Ardından
detaylar geldi;
Jale: Aşkım, sana anlatmadım
biliyorum.
Benim
babam zamanında filmlerde, dizilerde oynamıştı.
Yıllar
geçip emekli oldu.
Hacca, umre ya gitti.
Şimdi
5 vakit namazında!
Serdar: Eeeee, bunları bana niye
anlatıyorsun?
Jale: Şimdi oraya geliyorum,
benim bir kız kardeşim var!
O da
1 ay evvel boşandı.
Babamla
beraber mecidiye köy de kalıyorlar.
Çatlak
kardeşim, boş durur mu?
Hemen
kendine bir sevgili yapmış.
Az
evvel arayan babamdı.
Gece
yarısı olmuş çatlak gene evde yok.
Babam
meraktan çıldırmış.
Sinirden
küplere binince, o da hıncını benden çıkarıyor.
Ben
şimdi ne b.k yiyeceğim?
Jale: Babam telefonu kapatırken
sözleri halen kulağımdaydı;
O
oro.puyu çabuk bul eve getir.
Bu
gece eve gelmeli!
Sevgilisini
de seni de parçalara ayırırım.
Serdar: Tatlım, git
babanı sakinleştir!
Ben
şimdi ne diyeyim?
Jale: Aşkım doğru diyorsun.
Kardeşimi
bulup eve götürmem lazım.
Yoksa babam
kızın ağzını burnunu kıracak!
Gece
orada kalmalıyım.
Lütfen
gücenme, kalabilirsin de, beraber de çıkabiliriz?
Serdar: Canım en iyisi beraber
çıkalım.
Sen de fazla oyalanma!
Aman
bir an önce git ve bir tatsızlık çıkmasın.
Yardıma
ihtiyacın olursa ararsın, aşkım benim.
Kemal: Vay be filim gibi.
Can: Bu işte bir bit yeniği
var, ama çözemedim.
Caner: Beyler, durun hele,
sonunu bekleyelim.
Serdar: Arkadaşlar, bu geceden
sonra Jale’ yle 20 gün hiç
görüşmüyoruz.
Ara
sıra telefonla konuştuk sadece!
Jale telefonda o gece olanları
şöyle özetlemişti;
Jale o gece babasının evine
varıyor!
Kardeşinin
ağzı, burnu dayaktan mosmor olmuş!
Üstelik
ayak bileğinin biride çatlamış ve alçıda!
Olaydan
Jale’de nasibini almış;
Ayırmaya
çalışırken serçe parmağı kırılmış, vesaire, vesaire.
Kemal: Ne babalar var yahu?
Can: Peki sonra ne oldu?
Serdar:
Jale birkaç
gün sonra, beni gene aradı.
Benim
gibi adamı bile anlattıklarından şok etmeyi başardı.
Neler
söyledi, neler?
Aynen
aktarıyorum;
Jale: Serdar, beni affet,
lütfen!
Sana
o gece anlattığım hikâye doğru değildi.
Yalanlarım
için o günden beri, vicdan azabı çekiyorum.
Can: Bu ne yahu, yeni bir
sosyopat vakası mı?
Caner: Nedir bu korkak öfkeli
kadınlardan çektiğimiz?
Serdar: Bir şey
diyemeden, Jale sözlerini sürdürdü;
O
gece arayan babam değil sevgilimdi.
Telefonda
o gece yarısı eve geleceğini söylemişti.
Paniğe
kapılmıştım.
O an
aklıma gelen ilk yalanı uydurdum.
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.5
Öfkeye Karşı
Sünger Olmayalım.
Teflon
Olalım. Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.
Telefondaki
babam değildi!
Sevgilimdi!
İkinize
de palavra uydurdum.
Kemal: Bu ne şimdi, kadının sevgilisi varsa sen ne oluyorsun?
Babamın
yanında olduğumu ve gelmemesini söyledim.
Her
ihtimale karşılık eve gelir diye korktum.
Sana
da babam arıyor diye palavra sıktım.
Apar
topar gece yarısı babamın evine yollanmam bu yüzden.
Serdar: Beyler siz olsanız, ne
yaparsınız?
Ölürmüsünüz,
öldürür müsünüz?
Can: Valla Cankuş, ucuz
kurtulmuşsun.
Verilmiş
sadakan varmış.
Az
daha Jale’ nin sevgilisi seni yatakta
suçüstü basacakmış.
Gene
dört ayak üstüne düştün.
Hadi
gene iyisin, iyisin.
H..rgele!
Caner: Kadın seni evden
postalayarak hayatınını kurtarmış.
Gene
de bu Jale yalan/palavra/narsizm
sarmalında salınıp duruyor.
Kimbilir
sen ağına düşürdüğü kaçıncı kadınsın.
Hem
seni hem sevgilisini aynı anda idare ediyor.
Belki
de bilmediğimiz kaç sevgilisi var?
Kadın
cinayetleri sanırım böyle işleniyor.
Can: Bizim Serdar da az narsist değil.
Tencere
yuvarlanmış, kapağını bulmuş.
Hem
evli, hem çocuklu ve kendini bekar olarak yanıtıp Jale ile tanışıyor.
Serdar gibi palavra hastaları
çok zeki oluyor.
Zekâ'
larıyla kadın/ erkek kullanırlar.
Jale
sana az bile yapmış.
Aslında
Jalenin diğer sevgilisininde evli olduğunu tahmin ediyorum.
Alan
razı, satan razı durumuna benziyor.
Kemal: Jale benzeri bazı kadınlar
da farklı amaçlar peşinde olabiliyor.
Bir
süre evli kalıp çocuk yapmayı
planlayanlar da olabiliyor.
Böyle
durumlarad evlilik anlaşması yapmak iyidir.
Ayrılınca
aldıklarıyla hayatlarını garanti altına almayı düşünen kadınlar da çıkıyor.
Serdar: Jale gibiler de, kendilerine
evli bir sevgili yapar.
Masrafları
evli sevgili ödetirler.
Sevgili evde olmadığı akşamlar da eve benim gibi
salakları alır.
O
akşam tesadüfen pişti olsaydım, gelsin cinayet!
Kemal: Jale seninle evde âlem yapıyor.
Masrafları
Jale’ nin sevgilisi ödüyor.
Sosyopat
bir kadını ele veren en basit işaret!
Abartıya
kaçmaları!
Jale
palavra/yalan/narsizm sarmalında ölçüyü kaçırmış!
Mantığı
devre dışı!
Can: Bizim Serdara vakın
hele?
Jale’
nin evinde kalıyor.
Mangal
gibi yürek var.
Jale,
bizim haydut Serdar'la sevişiyor.
Belki
de diğer sevgilileri ile de aynı yatakta sevişmiştir.
Caner: Her gece ayrı bir sevgili!
Serdar: Arkadaşlar dedikleriniz
doğru.
Daha
da ötesi var.
Sevgilisi
olan adam la Jale 3 yıldır birlikteymiş.
Adam
da evli üstelik!
Jale’nin iddiasına göre de bir de
alkolik biri!
İçip,
içip kızı dövüyormuş.
Her
dayak sonrası da sözde ayrılma!
Kızın parası bitince yeniden
barışma komedisi yıllardır sürer gidiyor.
Kemal: Evin ve Jale’
nin aşk yuvasının masraflarını sevgilisi ödüyor.
Can: Evli sevgilisinin
masraflarını ödediği evde Jale Önüne gelenle yatıp, kalkıyor.
Serdar: Jale gibi sosyopatlar sevme
ve âşık olma yeteneğinden yoksun.
Onlar sadece, istediklerini elde
etmek için severmiş görünüyor.
Gerçek
yaşamlarında kimseyi sevemezler.
Caner: Ben Jalenin
sevgilisinin yerinde olsam ne yapardım? Emin değilim.
Eve
gelince evde yabancı bir adamdan izler bulsaydım?
Nasıl
tepki gösterirdim?
Kemal: Ya onları kendi
yatağımda yakalasaydım?
Kadına
aferin ne iyi yapmışsın mı derdim?
Beni
ne güzel de boyn..zluyorsun, demezdim herhalde?
Serdar: Neyse arkadaşlar!
Telefonda
Jale’nin anlattıkları öğrendiniz.
Bir palavra
aşkın daha sonu böylece bitti.
Sonunda
Jale ile karşılıklı olarak haklarımızı helal ettik.
Telefonlarımızı
sildik.
Yaşandı
ve bitti saygısızca durumu oldu.
Yukarıdaki
gibi bir olay sizi öfkeye boğsa ne yapardınız?
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.7
Sağlıklı
yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol Kahkaha atalım. 10.000
adım yürüyelim.
Alaturka
tuvalet kullanalım. Dijital detoks uygulayalım. Şükredelim ve
Dua edelim!
Kemal: Öfkelendiğimde nefes alma
teknikleri uyguluyorum.
İşe
yarıyor.
Sosyopat
biri olmamak, sosyopat tiplerle başa çıkmanın yolu belli!
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunlarını uygulamak yeterli!
Böylece
palavra/ yalan/ narsizm çukurunda çırpınanlarıda teşhis etmemiz kolaylaşır.
Serdar:
Jale ile
olan maceramda karşılıklı palavralar sıkıp durduk.
Şüphesiz
öfkemin yarattığı fiziksel belirtiler oldu:
Doğru
nefes alma teknikleri uyguladım.
Fiziksel
gerginliklerim azaldı!
Diyafram
nefesi işe yaradı.
Gevşememi
sağladı.
Kemal: Ben Şöyle yapıyorum.
Nefes
aldığımda karnımı şişiriyorum, göğsümüz değil!
Üst
üste diyafram nefesi alınca stresim azalıyor.
Can:
Nefes egzersizi yaparken, bende öfkeye neden olan olay yerini değiştiririm.
Fiziksel
ve hatta ruhsal gerginliklerim azalır.
Bedenimdeki
temel kas grupları rahatladığını hissederim.
Sistematik
relaksasyon (gevşeme) teknikleri bana iyi gelir.
Kemal: Serdar bu kadar stres,
komplo, palavralar arasında nasıl sağlıklı kalıyorsun!
Öfke
kontrolü sırrını merak ediyorum?
Serdar: Yaşadığım olaylar karşısında
öfkeye sünger olmayı bıraktım?
Artık
öfkeye teflon olabiliyorum.
Öfke
zihnimden kayıp geçiyor.
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.2:
Lütfen Kalp
Kırmayalım.
Öncelikle
Kendi Kalbimizi!
Yalanlara
Yer Yok!
Öfke
yaratan olayları yorumlayış tarzımı değiştirdim.
Olay
hakkındaki düşüncelerimi kontrol edebiliyorum.
Kimsenin
kalbini kırmamaya çalışıyorum.
Söylediği
yalanı itiraf edene karşı affedici olurum.
Kendim
yalan söylediysem itiraf ederim.
Can: Öfkemin sonucu ortaya
çıkan kızgınlık, isyan gibi duygulara boyun eğmiyorum.
Öfkenin
beni kontrolüne izin vermeyi bıraktım.
Öfkeyi
yaratan olay karşısında sakin kalıyorum.
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.8
KAİZEN
Uygulayalım!
Korkularımızı
Unutalım.
Caner: Yaptığım saldırgan yorumları
terk ettim.
Düşünce
sistemimi ters yüz etmeye çalışırım.
Can: Sanırım
saldırgan/ öfke/korkak öfke düşünce kalıplarını terk ettim.
Akıllı öfkeye geçtim.
Caner: Öfkelendiğimde ortaya
çıkan otomatik düşünce kalıplarını bıraktım.
Çarpıtılmış
düşünce kalıplarını artık kullanam
Çarpıtılmış
olanlarla akıllı öfke kanunlarını değiştiririm.
Öfkemi
aklımın emrine veririm.
Bu
çok işe yarıyor.
Serdar: Otomatik düşünce
kalıplarımı fark etmek önemli!
Bunları
değiştirmek sanıldığından zor oluyor.
Genede sabırla uygulayan
her kes bunu yapabilir.
Serdar: Öfkemizi çevreye yansıtmamak
zor mu?
Kemal: Şahsen, öfkemi yaratan durum
karşısında verdiğim tepkime odaklanırım!
Kontrolü
kaybetmemeye gayret ederim
Çevreyle
olan iletişimimde
empatiye önem veririm.
Can: Öfkemin yarattığı
fiziksel belirtileri kontrol altına almaya başladım.
Öfkeyi
yaratan düşünce sistemimi fark ediyorum.
Kendimi
haz etmediğim durumda bırakmıyorum
Caner: Öfkemi çevreme aktarım
şeklimi değiştirdim.
Öfke
kontrolü artık bende!
Serdar: Saldırganlık mı
atılganlık mı?
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.10
Çözüm
odaklı iletişim kurulur.
Ret
edilemeyecek bir teklif yapılır.
Sonuçta
kazanan Akıllı öfkemiz olacaktır!
Can: Saldırgan öfkeli birine
ret edemeyeceği bir teklif yapmayı deniyorum.
Saldırgan
davranışlar yerine işbirliği düşüncesi öne çıkıyor.
Sözlü
veya sözsüz saldırganlık, gündemimde değil artık!
Akılcı
atılganlık ve girişkenlik
işe yarıyor.
Kemal: Bunun için de önce
durup sakinleşmeli!.
Mümkün
olduğunca ön yargısız olarak karşımdakini akıllıca dinlerim.
Kendi
düşünce kalıplarımı iyi irdelerim.
Yargılama
ve taraflı bakma özelliği işe yaramaz!
Öfke
mümkün olduğunca kontrol altına alınmalı!
Böylelikle
yıkıcı ikili ilişkilere yol açılmaz.
Serdar:
Sonunda, Jale olan
ilişkimi bitirdim ve sorun yaşamadım.
Hayatımdaki
günlük stresi artmadı.
Öfkemi
kontrol altına alabildim.
Çeşitli
uğraşlara yöneldim.
Bunun
için spor yaptım.
Hobilerimi
devreye soktum.
Olayla
ilgili mizahi yönlere odaklandım.
Sonunda
başardım.
Ya
da ben öyle düşünüyorum.
Devam edecek…
(1) www.easyfreeclipart.com/cave-drawing-communication-clipart.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder