9 Kasım 2017 Perşembe

Herkese Ret Edemeyeceği Bir Teklif Yapı!abilir

                                                                                               http://www.sinematopya.com/2014/03/12-ofkeli-adam.html
“Kral, ülkenin yalancıları arasında bir yarışma açar.
"İşte bu yalan!" diyebileceği bir yalan uydurana, bir küp altın vadeder.
Yalancılar akın akın saraya gelip yalanlarını söylerler.
Fakat yalanlar ne kadar akıl almaz olursa olsun!
Kral hep "Olabilir, niye olmasın..." gibi cevaplar verir.
Böylece hem eğlenir, hem de bir küp altından olmaz.        

Derken kahramanımız elinde boş bir küple huzura çıkar ve konuşur;
Rahmetli dedeniz bir savaşa çıkacaktı.
Ancak o günlerde hazinede yeterli para yoktu.
Dedeniz dedemden bu küple bir küp altın borç almış.
 "Bu borcumu torunum torununa ödeyecek." diye söz vermiş.
Şimdi, dedenizin borcunu ödeme zamanı.
Ödemeniz için buradayım.

Kral, "İşte bu kuyruklu bir yalan!" diye bağırır.
Adam, "O halde ödülümü alayım," der.

Kral, "Imm şeyy doğru da olabilir" deyince adam.
"O halde borcunuzu ödeyin" diye sevinçle bağırır.
Böylece yarışmayı kazanır.

Masaldaki Akıllı Adam gibi davranabiliriz.
Yapmamız gereken basittir?
Öfke kolik insanlarla iletişim kurmanın kanunlarını uygulamak!
Bu öğrenilebilir.
Kızgın/öfkeli/palavracı/yalancılara “Ret Edemeyecekleri Bir Teklif “im olacak.
Bu kadar kolay!


Yeter ki, Kazan & kazan iletişimiyle yola çıkalım.
Kazancımız her zaman bir küp altın olmayabilir?
Gene de ortaklaşa kazanmak mümkündür.
Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu bilimsel stratejilerden kuvvet alıyor. 
Yıllardır tüm dünyada çözümsüz sorunların çözümünde kullanılıyor!
                                         
Ret Edemeyecekleri Bir Teklifkonusunda bir film önereceğim!
12 Angry Men (12 Öfkeli Adam)  

Sidney Lumet’in ilk uzun-metrajlı filmi, 1957 ABD yapımı!
Film başlar.
Mahkeme binasının içinde bir gezintiye çıkıyoruz!
Olayın başladığı mahkeme salonundayız.
Mahkeme karar aşamasındadır.

Bir erkek çocuk, babasını öldürmekle suçlanıyor.
Salonda, cinayetin görgü tanıkları var.
Ayrıca on iki kişiden oluşan jüri üyeleriyle tanışırız.

Hâkim, mahkemeyi izleyen on iki kişiden oluşan jüri üyelerine döner.
Oylamaya geçmelerini ister.
Yasaların gereği son kararı Jüri verecektir.

Jüri filmin neredeyse tamamının geçeceği odaya çekilir.
Artık çocuğun kaderi jürinin elindedir.
Suçlu mu – Suçsuz mu?
Verilecek karar, çoğunun yaşaması veya ölmesi anlamına gelmektedir.

İlk oylama yapılır.
On bir kişi çocuk için ’Suçlu’ oyu kullanır.
Sadece bir kişi (sekizinci jüri) ‘’suçsuz’’ oyu kullanır.

Kanunlar kesindir.
Odada bulunan on iki kişinin oybirliği şarttır.
Çocuk için tamamı suçlu veya suçsuz demek zorundadır.

Sadece sekizinci jüri Akıllı Öfke Kanunları odağında düşünmektedir.

Özetliyorum:
Jüri Akıllı Öfke davranışları sergilemekte!
Diğer 11 Jüri saldırgan, korkak, aptal öfke davranışları arasında bocalamaktadır!
Onların “Palavra Hastaları” olduğunu söyleyebilirim.
Onların her biri, birer palavracı/yalancı/öfke kolik olduklarını itiraf edeceklerdir.
Bunu oylarını değiştirerek yaparlar.
Akıllı Öfke Kanunlarında mutabakat sağlayarak yaparlar.
Tek bir Jüri üyesi  11 palavracının ipliğini pazara çıkarmayı başarır.



Peki, bunun stratejisi nedir.

Sekizinci jüri:  ilk olarak, sanırım konuşmalıyız diye söz alır.
Unutulmaz bir beyin fırtınası seansına şahit oluruz.

18 yaşında olan bir çocuk, babasını neden öldürmüş olabilir?
Sekizinci jüri şöyle der: 
Bir çocuğu ölüme göndermek benim için pek kolay değil!

Diğer 11 kişi  ise;
Palavralarında ısrar etmeyi sürdürürler.
Zihinlerinin şeytan üçgeni onları sürekli dolduruşa getirir!
Bir çocuğun suçsuz yere ölebilecek olmasını umursamazlar!
İktidar, güç, bencillik ve nefret dolu konuşmalar duyarız.
Sürü psikolojisiyle hareket ederler.

Onlar için hayatta değer verdikleri şeyi itiraf ederler.
Önemli olan, akşamki maça geç kalmamalarıdır.
Aceleyle karar vermeyi umursamazlar.
Çoğunluğa hatalı da olsa sürüden ayrılmamayı güvenli bulurlar.
Dünyayı yöneten küresel şirketlerin  kulaklarına fısıldadığı bencilliğe sığınırlar.
Onlar “Güçsüzü Ez” dünyasının müritleridir.

Sekizinci Jüri ise çok farklıdır.
Muhalif, Akılcı ve merhametlidir.
Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu   paralelinde düşünür.
Olaylara değişik taraflardan bakar.
Kendinden emindir!
Boş palavralara karnı toktur.
Saldırgan öfkeye karşın akıllı öfke söylemlerini sürdürür.
Bu diğerlerini çileden çıkarır.

Sonunda Akıllı Öfke Kanunları galip gelir
Tek tek diğer jüri üyeleri de “suçsuz” yönünde kararlarını değiştirirler.
12 jürinin tamamı çocuğun suçsuzluğunda birleşirler!

4Mahşerin Dört Öfkelisi; Kemal, Can, Serdar, Caner!

Bakalım bu konuda neler düşünüyor;

Serdar: Gündelik hayatta yaşadığım buna benzer olaylar oldu!

Kemal: Kızgın ve/veya saldırgan insanlarla iletişim kurmanın teknikleri var elbette!

Can: Hep beraber Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu  nda buluşmamız eğlenceli olacak!

Serdar: Çevremde duymak istediklerimi duymak isterim.
Görmek istediklerimi görmeye odaklanırım.
Biraz palavranın kime ne zararı olabilir ki?

Kemal: Ne zaman gerçeklerle yüzleşsem, bu beni öfkelendirir.
Gündelik yaşantımda çokça öfke sorunları yaşarım.
Aslında Öfke doğal bir duygu!
Farkındayım.

Can: Gene de öfkemi artık kontrol edemiyorum.
T.V seyrederken ayağa kalkıp bağırmak istiyorum.
Camı açıp bağırmak istiyorum.
Çok kızgınım, çok!
Buna artık daha fazla dayanamıyorum." 

Can: Saldırgan, Korkak, Aptal öfkeli davranışlar arasında savrulmaktan usandım.
Akıllı Öfke Kanunlarına ihtiyacım var.

Caner: Öfke kolik olmam, genetik mirasımdan geliyor.
Belki de ailemin davranışlarını modellemişimdir.

Kemal: Öfkemin kaynağı çocukluğumdan!
Ailemde Saldırgan, Korkak, Aptal Öfke davranışları fazlaydı.
Öfke kolik davranışları model aldım!

Serdar: Aileler  çocuklara rol modeli oluyor!
Bilmeden, istemeden çocuklarına kötü örnek olan aileler var.
Ben buna Öfke Kolik Yaşam modeli diyorum. 

Can: Öfke Kolik bir yaşam modeli bana göre değil.
Ödediğim bedellere katlanamıyorum!
Alternatif bir yaşam modeli istiyorum?

Akıllı Öfke' nin 10 Kanununu denemek istiyorum.
Önerilen teknik ve stratejileri uygulayabilirim.

Caner:  Akıllı Öfke Kanunları nı uygularken acı çekebilirim!
Dünya ekonomi ve siyasetine yön veren kurum ve şirketler umurumda değil!
Onların çıkarları tüket- at toplumundan yana!
Tüket-At dünyasının küresel şirketleriyle tanışın!

Serdar: Küresel servetin % 50’ si onlarda!
Hayatımızın, düşüncelerimizin, davranışlarımızın kontrolü ellerinde!
Kararlarımızı verirken aklımızı devreye alamıyoruz.
Bizleri 7/24 manuple etmek için ellerindeki gücü kullanıyorlar.
İşleri bu!
Böylece servetlerine servet, güçlerine güç katıyorlar.
Bir çıkış yolu öneriyorum.
Akıllı Öfke Kanunları nı uygulayalım.

Kemal: Olsa olsa dünya nüfusunun sadece %1 olan bir azınlıktan söz ediyorum.
Ellerindeki güçle düşüncelerimizi kontrol edebiliyorlar.
Tüket-At dünyasına ürün/hizmet üreten şirketlerden söz ediyorum.
Onlar  7/24 ensemizdeler!
Onların çıkarlarının palavra  bir yaşamdan yana olduğunu  biliniyor!


Caner: Onlar, palavra yaşamların finansörleri!
Kazançları buna bağlı!

Kemal: Üstümüzdeki Medya baskısı onların eseri!
Mahalle baskısı  onların izniyle olabilir.
Bu yönde sürekli maniple ediliriz.
Gene de çıkış yolumuz vardır?

Serdar: Akıllı Öfke' nin 10 Kanunu rehberimiz olsun!
Düşüncelerimizi onların kontrolünden alabiliriz, almalıyız da!

Kemal: Kendimiz ve toplum için Akıllı Öfke daha kazançlıdır.
Sevdiklerimiz/sevmediklerimiz için akıllıca olan budur.
Hepimizin sağlık ve mutluluğu buna endeksli!
Muhtaç Olduğumuz Kuvvet yanı başımızda!
Bu bir Kazan & Kazan stratejisidir.

Tüm bağımlılıklardan kurtulabiliriz!
Palavra hastalığı kaderimiz olmamalı!
Şüphesiz uygulama Kararı Sizin!


Kolaylıklar Olsun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder