(1)
Mahşerin Dört Öfkelisi; Kemal, Can, Serdar,
Caner "
“Çapkın Kime Denir” Konusunu Tartışıyor
Can: Nadia
ile 11 yıllık evliliğim hakkında konuşalım.
Biliyorsunuz, çoğu evlilik
gibi sorunlarla boğuştuk!
Bereket Allah bize bir erkek
çocuğu bağışladı.
Batu…
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.8
KAİZEN
Uygulayalım!
Korkularımızı
Unutalım.
Yaşam
Değerlerimiz için yaşayalım!
Caner: Ne
yazık, mutluluğunuz uzun sürmedi!
Can: Aynen, Çünkü Nadia doğumdan sonra çok değişti.
Ruh, zihin, beden olarak o
kadın gitti başka bir kadın geldi.
Kemal: Nasıl
yani?
Can: Nadia bütün ilgisini, sevgisini Batu’ya
yöneltti.
Doğumdan önce aldığı 25 kiloda
üstüne yapışıverdi!
Sonunda Nadia’ ya ilgimi
kaybettim.
Serdar:
Sende az düzenbaz değilsin.
Hatırlıyorum da, o dönemlerde
eve gece yarıları giderdin.
Can:
Doğrudur, Nadia çapkınlık yaptığımı düşünüyordu.
Aslında arada başka bir kadın
da yoktu.
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.9
Birbirimizi
Akıllıca Dinleyelim.
Empati
kuralım!
Amaç
kavga değildir.
Öfkenin
kök nedenini yakalayalım!
Sonunda aramızda şiddetli geçimsizlik başladı.
Nadia beni terk etti.
Anlaşarak boşanmak zorunda
kaldık.
Kemal: Nasıl tanıştınız, detaylıca
anlatmamıştın?
Serdar: Onları ben tanıştırdım, anlatayım.
Üniversitedeyim,
babamın yeni bir BMV aldığı günlerdi.
Yeşilköy de
oturuyoruz.
Ataköy Galeria’ dan çıkmışım turluyorum.
Önünden geçerken
yabancı olduğunu tahmin ettiğim 2 kız gördüm.
Önlerinde durup işaret ettim, görmediler.
Bir tur daha atarak, tam önlerinde durdum.
Camı açıp
seslendim.
Serdar: Hanımefendi buyurun gideceğiniz yere
götüreyim.
Kemal: Senin
klasik numaralarından biri!
Kızlardan biri
cevapladı(Nadia): Biz Kumkapı ya
gidiyoruz.
Serdar:
Yolumun üstü, lütfen buyurun.
Nadia arkaya ve arkadaşı İvina öne yanıma oturdu.
Öne oturan kız
elini uzattı (İvina): Merhaba, Ben
İvina, teşekkür ederiz.
Az ilerde benzin
alma bahanesiyle benzincide durdum.
Benzin alırken
cep’ ten Can’ı aradım.
Serdar: Can ne âlemdesin, ne yapıyorsun?
2 kız var arabada,
Rus sanırım.
İşin yoksa
beraber takılalım, çok güzeller.
Can: Süpersin, evdeyim, gelip beni alın.
Arabaya binip kızlara bir arkadaşım olduğunu söyledim.
Onu da alıp bir şeyler atıştırmayı teklif
ettim.
İtiraz gelmedi.
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.3:
Şimdiyi yaşayınız!
Keşke, Asla, Her
Zaman, Mutlaka Demeye son veriniz!
Can’ı Beylerbeyindeki evinden aldık.
Doğruca deniz
kenarında bir kafe de oturuyoruz.
Kızlar bira içti.
Biz Türk kahvesi!
Oradan buradan
konuştuk.
Karşılıklı
telefonlarımızı aldık.
Nadia saatine
baktı.
Arkadaşıyla
buluşacağını ve eve gitmesi gerektiğini söyledi.
Az oturup, hep
beraber kalktık.
Kızları evlerine
bırakıp, döndük.
Aradan 15-20 gün
geçer.
Bir gün aklıma
esti.
Can’ın Karaköy’deki işyerine sürpriz
yapayım diye!
Büroda bir kız
vardı, merak ediyorum?
Bir ara Can’
dışarı çıkartıp, soruyorum.
Serdar: Oğlum kim bu güzel hatun?
Can: Hıy.r Nadia’ yı tanımadın mı?
Serdar: Nadia
mı o da kim?
Can: Oğlum sen tanıştırdın ya!
Genç yaşta
bunadın mı sen?
D.nyo musun
nesin!
Serdar: Vay anasını sayın seyirciler.
Ben İvina yla ilgilenirken Nadia’ nın yüzüne bakmamışım bile.
Peki, burada işi
ne?
Can: Ulan denyo, Senin İvina kızı satmaya kalkmış.
Bu da Türkçe az
biliyor ya.
Allah’tan o gün telefonumu vermişim.
Kızın Türkiye de güvenebileceği biri yok.
Sadece beni bildiğinden
aramış.
Ben de yardım
elini uzattım.
Sevaptır!
Kızı gidip
aldım, yanımda çalışıyor.
Serdar: Oğlum hangi evde kalıyor?
Hani sen imamın
kızıyla nişanlıydın.
Baban duyarsa
ağzına sıç…r.
Karışmam bak,
ona göre!
Can: Dingil, Şişli de evim vardı.
Oraya
yerleştirdim.
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.1:
Sağlık
ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar.
Evlerimizde
Devam Eder!
Öfke
Kolik lere Yer yok!
Serdar: O gün buna benzer fırça kaymalarından
bir sonuç alamadım.
Ne halin varsa
gör dedim.
Can’ın
yanından ayrıldım.
Kemal: Can nişanlı değil miydi?
Can: Ne olmuş?
O zamanlar, Makbule(babamın uzak akrabası) ile
nişanlıyım.
Makbule’nin
babası çok asabi!
Ne yani,
insanlar 30 yıllık evliyken boşanıyor.
Ben aşık olamaz
mıyım?
Caner: Manzaranın korkunçluğunu bir düşünün;
Can bir yandan nişanlı, diğer yandan Nadia
için ev tutuyor.
Serdar: Ben biliyorum.
Nişanlısı Makbule ise Güngören de ortak kiraladıkları
ev için eşya düzmekle meşgul.
Kız birde Nadia gibi çulsuz da değil.
Büyük bir holdingin
muhasebe müdürü!
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.2:
Lütfen Kalp
Kırmayalım.
Öncelikle
Kendi Kalbimizi!
Yalanlara
Yer Yok!
2 ay kadar Can’ı görmedim.
Bir gün
telefonum çaldı, arayan Can!
Can: Denyo, insan bir arar sorar, öldük mü,
kaldık mı?
Serdar: Oğlum artık senin bir sevgilin var, ben
kimim?
Çifte kumruları rahatsız etmeyeyim.
Eşeklik ben de,
kırk yılda bir insanlık edeyim dedim.
Eşek hoşaftan ne
anlar?
Can: Oğlum sen işin dalgasındasın.
Bildiğin gibi
değil
Nadia hamile,
aldıralım diyorum. Yanaşmıyor.
Babam duysa beni
evlatlıktan ret edecek.
Her şeye
maydanoz olursun gel de bir akıl
ver!
Serdar: Hıy. r; Benim de başım dertte.
Bir kızla
tanıştım.
Evlenelim deyip
duruyor.
Çok da hoşuma
gidiyor, bırakamıyorum da.
Kelin merhemi
olsa başına sürecek.
Benden bu kadar!
Başının çaresine
bakacaksın!
Can: O gün senle konuştuktan sonra konuyu
anneme açtım.
Babamın haberi
olmadan Nadia’nın doğum yapsın istedi.
Artık çocuğu
sahiplenmek Allah’ın takdirine kaldı!
Kemal: Zor iş!
Gel de çık işin
içinden!
Can: Aradan 6 ay geçti.
Bu arada Batu
doğdu.
Mecburen babama
söylemek zorunda kaldım.
Babacığım Nadia’nın doğumunda hastaneye “annemin
zorlamasıyla da olsa” gitti.
Torununu gördü.
Can: Babamı iyi tanırım.
Hasta hanede o
kadar “Allah analı babalı büyütsün” dilediyse de!
Buna rağmen çok
kızdığını anlamıştım.
Sanıyorum o
günlerde babacığım öfkesini içine attı.
Eski nişanlımın
anne, babasına ne söyleyeceğini düşünmekten birkaç yaş ihtiyarladı!
Yorgun düştü.
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.5
Öfkeye Karşı
Sünger Olmayalım.
Teflon
Olalım. Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.
Sonradan
annemden öğrendim.
Babam bana
hakkını helal etmemiş!
Belki de aynı üzüntüyü benimde yaşamamı dilemiştir.
Sonunda anneciğim
eski nişanlımın ailesine durumu anlattı.
Can: Ben anlatamamıştım.
Oğlunun başka
bir kızla tanışıp evlendiğini anlatmış.
Kızın hamile
kaldığını da!
Sorumluluğum nedeniyle onunla evlendiğimi anlatmaya çalışmış.
Kemal: Ben bu detayı
bilmiyordum.
Senin yaptığında hiçbir şeye sığmaz.
Can: Arkadaşlar
ne söyleseniz haklısınız.
Zaten bedelini de ödeyeceğimi o günlerde bilemezdim.
Serdar: Makbule nasıl karşılamış peki?
Can: Tahmin ettiğiniz gibi! Kızın bütün
dünyası yıkılıyor.
Bundan sonrası
daha da dramatik!
6 ay sonra babam
akciğer kanserine yakalandı.
Kurtulamayarak
hakkın rahmetine kavuştu.
Tam 1 yıl sonra
da biz Nadia ile evlendik.
Caner: Pişman mısın?
Can: Şimdiki aklım olsaydı?
Bu kaderi hiç
yaşamazdım.
Nadia ile
tanışmam kötü şanstı.
Çocuk sahibi
olduk.
Anne ve babamın
kızgınlığı bir yana!
Kötü dualarına da sebep olduk.
Serdar: Evlenmeden Nadia’ nın geçmişini
araştırdın mı?
Can:
Ne gezer! Her şey o kadar gelişti ki.
Sadece, evlenirken
Nadia’ya şöyle sorduğumu hatırlıyorum;
Can: Benle tanışmadan evvel hayatında benim
bilmem gereken bir şey yaşadıysan söyle bileyim.
Nadia: Kesinlikle yok.
Senden ve
doğacak çocuğumuzdan başka bir şey yok!
Hayatımda kimse
olmadı ve olmayacak da…
Ölüm bizi ayırana dek seninle olmak
istiyorum.
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.8
KAİZEN
Uygulayalım!
Korkularımızı
Unutalım.
Yaşam
Değerlerimiz için yaşayalım!
Kemal: Sende inandın.
Caner: Adam ne yapacaktı?
Çocuğunun anası,
evlenmeye mecbur.
Serdar: Makbule ye ne oldu?
Can: Arkadaşlar biz Nadia ile evlendik.
Makbule gözleri görmeyen bir avukatla evlendi.
Düğününe bizi de
davet etti.
Ben de Nadia ile
katıldım.
Kemal: Film gibi!
Ben olsam
yapamazdım.
Can: Daha enteresanı var.
Makbule
düğünde Nadia ile tanıştı.
Sonrasında çok
yakın arkadaş oldular!
Neredeyse bana
karşı ortak cephe kurdular diyeceğim.
Makbule’nin eşi Cihan görme özürlü ama çok akıllı
biriydi.
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.10
Çözüm
odaklı iletişim kurulur.
Ret
edilemeyecek bir teklif yapılır.
Sonuçta
kazanan Akıllı öfkemiz olacaktır!
Caner:
Nasıl yani?
Allah Cihan’a yürü ya kulum dedi.
Cihan 3-5 yıl içinde ülkenin en iyi “görme özürlü” avukatlarından oluverdi.
Bu arada bir
süre sonra Nadia, Cihan’a Rusya’dan çok büyük
bir dava bağladı.
Ardından Cihan
ve Makbule beraberce Rusya ya gittiler.
Nadia’nın anne
babasının St. Petesburg da yaşadığı evini ziyaret ettiler.
Nadia’nın gönderdiği para ve hediyeleri bırakıldı.
O bahaneyle
tanıştılar.
Kemal: Sanırım bunların altından bir şeyler
çıkacak.
Can: Bunu şundan yazdım.
Yıllar sonra Nadia beni terk etti.
Biz Makbule ve Cihan’la birlikte St. Petesburg’ daki eve
gidecektik.
Eski nişanlım ve
kocasıyla Nadia’yı arayıp duracaktık.
Serdar: Sonuç? Bulabildiniz mi?
Can: Arkadaşlar sonradan şunu öğrendim;
Meğer Nadia Türkiye ye gelmeden evvel
Gürcistan da evlenmiş!
Oradaki evliliğinden
bir de kızı olmuş.
Eşi trafik
kazasında ölüyor.
Nadia ölen eşinden olan kızını babaanneye
bırakır.
Doğru Türkiye ye
gelip benimle tanışıyor.
Serdar: İvina’nın onu satmaya kalkışması da dümen o
zaman.
Can: Aynen.
Kandırılanlar
kervanına ben de katıldım.
Yoksa benim
yanıma sığınması için bahanesi olmazdı.
Kemal: Uyanık kadın, seni evlenmeye zorlamak
için hamile kalıyor.
Sende zokayı
yutuyorsun!
Can: Aynı senaryonun parçaları elbette!
Kemal: Tam bir korkak öfke davranışı!
Sana değer
vermiyor!
Değer verirmiş
gibi yapıyor.
Aniden seni ve
Batu’ yu bırakıp kaçınca ne kadar değersiz olduğunuzu anlıyorsunuz.
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.2:
Lütfen Kalp
Kırmayalım.
Öncelikle
Kendi Kalbimizi!
Yalanlara
Yer Yok!
Caner: Aniden bırakıp kaçma hikâyesine
gelelim?
Can:
O da şöyle;
Yıllar yılları
kovaladı.
Neredeyse Batu 9
yaşına gelmişti.
Dün gibi
hatırlıyorum.
Nadia bir gün bana Rusya ya gitmek zorunda olduğundan bahsetti.
Nadia: Türkiye den Rusya ya giriş çıkış
yapamıyorum.
Cezaya düşmüşüm.
Anne babamı da
uzun süredir görmedim.
Oturdukları evde
onarım istiyorlar.
Sağlık sorunları
da cabası.
Hepsini
halletmem gerekiyor.
20.000 $ bulursam!
1 ayda işleri
yoluna koyabilirim.
Can: Canım, annen baban, tabii ki
ilgileneceksin.
Para sorun değil.
Yarın bankadan
çeker veririm.
Sen rahat ol bir
tanem.
Caner: Sakın bu Nadia ile son konuşman deme!
Serdar: Bir daha geri dönmedi sanırım?
Can: Aynen öyle, bir daha da Nadia’yı
göremedim.
Aradan 3 ay
geçti.
Artık başına bir
şeyler gelmiş olabilir diye merak ediyorum.
Karar verdim.
Rusya ya anne,
babasının oturduğu yere karımı aramaya
gidecektim.
Gittim de…
Kemal: Bulabildin mi?
Can: Ne gezer, Nadia yanlarına bile uğramamış!
Hatta Rusya ya
geldiğinden bile haberleri yok.
Telefon bile
etmemiş!
Caner: Peki, nasıl boşandınız?
Can: Yıllarca sürdü! Ancak gıyabında boşandık.
Serdar: Sonra haber alabildin mi?
Can: Sanki Nadia buhar olup uçtu.
Bir daha ne
konuşma, ne görüşme hiç haber yok!
Kemal: Senin için çok zor olmuştur.
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.5
Öfkeye Karşı
Sünger Olmayalım.
Teflon
Olalım. Günde 10.000 karar hedefimiz Olsun.
Can: Yıllar, yılları kovaladı.
Batu büyüdü.
Koca delikanlı
oldu.
Bir gün Facebook
dayım.
Gürcistan
uyruklu bir kız arkadaşlık isteği göndermiş.
Kız çok güzel,
kabul ettim.
Düşündüm de!
Kız Batu yaşlarında.
Batu ya
yönlendirdim.
Tanışsınlar
istiyorum.
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.6
Güler
Yüz. Güzel Duruş. Güzel Söz.
Güzel Enerji
göndermek bedavadır!
Caner: Çok ilgin, bakalım altından ne çıkacak?
Can: Sonrasını bir gün sonra Batu’ ya
sordum.
Öğrendiklerim
şok ediciydi!
Batu: Baba o kız zaten bana da arkadaşlık
teklif etmişti.
Sen diyene kadar
kabul etmedim.
Senin yönlendirmenle
ekledim.
Can: Nasıl kız? Konuştunuz mu?
Batu: Baba, duyduklarıma inanamadım.
Kızın ismi Sonya!
Annemin ilk
eşinden olan kızıymış.
Kardeşim olduğunu söyledi!
Başımdan kaynar
sular döküldü.
Hatta üvey kız
kardeşim evlenip ayrılmış.
İkide kız çocuğu var!
Biri kız, diğeri
erkek.
4 ve 6
yaşlarında!
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.3:
Şimdiyi yaşayınız!
Keşke, Asla, Her
Zaman, Mutlaka Demeye son veriniz!
Yaşam
Değerlerimiz için yaşayalım!
Can: Valla aslanım, nedir bu benim ve senin
başına gelenler?
İnşallah bu
yaşadığımız son sürpriz olur.
Caner: Bu hikâye film senaryolarını geçti.
Sinemada
seyretsem bu kadarda olmaz derdim!
Kemal: Sizin başınıza gelenler, pişmiş tavuğun
başına gelmez!
Can: İnşallah şansımız artık dönmüştür.
Daha kötü şeyler
yaşamayız.
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.9
Birbirimizi
Akıllıca Dinleyelim.
Empati
kuralım!
Amaç
kavga değildir.
Öfkenin
kök nedenini yakalayalım!
Serdar: Batu olanlara ne tepki gösterdi?
Can: Hiç sormayın.
Aradan sadece birkaç ay geçmişti!
Batu bir akşam utana
sıkıla yanıma geldi.
Batu: Baba, sana bir şey söyleyeceğim ama
sakın kızma?
Can: Oğlum, ne söyleyeceğini bilmeden nasıl
söz vereyim.
Hem sana niye
kızayım.
Bütün kötü
şeyleri yaşadık.
Artık nasıl bir
kötü haber olabilir ki?
Serdar: Tabi ya, bu kadar aksilik üst üste
gelmiş!
Başka seni kızdıracak ne haber olabilir?
Can: Siz öyle sanın!
Kırk yıl
düşünsem aklıma gelmezdi!
Batu çıktığı kızın hamile kaldığını itiraf etti.
Caner: Pes doğrusu, bu kadar da olmaz.
Sanırım baban
rahmetli beddua etmiş.
Kemal: Senin başına gelenin, oğlunun da başına
gelmesi talihsizlik ötesi!
Yuce Rab’ bim, babanın yaşadığı üzüntüyü sende yaşısın istemiş olabilir mi?
Can: Arkadaşlar bende ki kara talihe
görüşmüş, duyulmuş şey değil.
Batu’nun
sevgilisi Selma 8 ay sonra doğum yaptı.
Serdar: Annen ne dedi?
Ne annem ne de
ben kızı istemiyoruz fakat ne çare?
Elimizden de bir
şey gelmez.
Sonrasında olan anneme
oldu.
Kızı ve torununu yanına almak zorunda kaldı.
Yaşlı kadının
zaten bir sürü hastalıklarla
uğraşması yetmezmiş gibi!
Üstüne üstlük birde bu Batu ve Selma’ yı
sahiplendi.
Caner: Sen ne
yaptın?
Can: Hiçbir şey
yapamadım.
O aralar yaşadığım
bunalımı atlatmak için bir hanımla tanışmıştım.
Beraber
yaşıyoruz.
Nazan!
Bana çok iyi
bakıyor.
Yalnız bir
kusuru var.
Çok kıskanç.
Beni kimseyle
paylaşmak istemiyor.
Buna oğlum da
dahil.
Bu yüzden Batu’
ya annem sahip çıktı.
Serdar: Annenin sağlık sorunları vardı?
Can: Aynen.
4 ay sonra
üzüntüden mi, hastalıktan mı bilmiyorum?
Sonunda annemi kalp
krizinden kaybettik.
Serdar: Toprağı bol olsun Cankuş!
Mekânı cennet
olsun, melek gibi kadındı.
Kemal: Çocuk doğunca Batu& Selma evlen diler mi?
Can: Mecburduk, başka ne yapabiliriz?
Ele güne rezil
olmak da vardı.
Çocukları
gizlice nikâhladık.
Serdar: Gelince her şey üst üste geliyor.
Caner: Kadın işi şans arkadaşlar.
Ne kadar akıllı,
titiz, seçici olursan ol.
Kötüye düşmeye
gör!
Hem kendi hayatın
kararıyor.
Hem de
çocuklarının hayatı!
Can: Nadia ile evlilik hikâyemizin özeti bu!
Sizce bu olayla
neden böyle gelişti.
Neyi eksik, neyi
fazla yaptım.
Ne diyorsunuz?
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.2:
Lütfen Kalp
Kırmayalım.
Öncelikle
Kendi Kalbimizi!
Yalanlara
Yer Yok!
Serdar: Nadia kendi yalanlarına inanan biri.
Bu yalanlarıyla
yüzleşme ihtimali ortaya çıktığında öfke patlaması yaşıyor.
Hem erkeklere
hem kendine karşı öfke kolik davranışlar gösteriyor!
Kemal: Korkak öfkeli birine güzel örnek!
Evliyken öfkesini
bilinçaltında yıllarca gizlemeyi başarıyor!
Daha önce evli ve bir kızı olduğunu Can’dan saklamış.
Caner: Saklamasa Can
evlenir miydi?
Can: Nadia “kendimi korumak için yalan” söyledim
diye kendine tekrarlayıp durmuştur.
Yoksa Nadia ile onunla evlenmezdim.
O bunu tahmin etmiştir.
Kemal: Can’ın karısını
aldatmasını nasıl izah edeceğiz!
Can: Nadia aşırı kilo akmasına öfkelendim.
Kadın olarak
aramızdaki elektrik kayboldu.
Aldatma sonra
geldi.
Serdar: Can’ın davranışı, “Cezadan Kaçmak İçin Söylenen Yalanlara benziyor!
Can: Nadia sanırım onu aldattığımı sezdi.
Beni ve Batu’yu ondan terk et etti?
Caner: Nadia’ nın bu davranışı “Gizli
Gerekçelerle Yalan Söyleme” nin bir
örneği?
Kemal: Nadia’nın senin çapkınlıklarına
dayanamaz!
Kendine yeni bir
hayat kurma kararı alır.
Doğal olarak bunu
sana söyleyemezdi.
Bunun yerine vize sorununu mazeret gösterir
Ailesiyle hasret
gidermek için Rusya ya gideceği yalanını uydurması bu yüzden!
Akıllı Öfke' nin
10 Kanunu No.5
Öfkeye Karşı
Sünger Olmayalım.
Teflon
Olalım.
Günde 10.000 karar
hedefimiz Olsun.
Caner: Karı, koca ikisi de iyi yalancı!
Serdar: Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş
misali!
Serdar: Nadia ve Can yalanları sanki sosyopat davranışlarından!
Birbirlerine kullandıkları
dil şiirsel olmalı?
Kemal: İkisinin
de sözcükleri çok ustaca ki, yıllarca aynı yastığa baş koymuşlar!
Nadia’ nın konuşmalarıyla
Can’ı kendisine hayran bıraktığı
belli!
Caner: Yoksa Can
bu kadar bedel ödemezdi.
İkisi de çok iyi hatipler.
Serdar: Can hikâye
anlatımında da çok ustadır!
Nadia ise kendini
Can’a acındırmada başarılı olmalı.
Önce sevgili, sonra eş oluyor,
Ardından çocuk yapıyor.
Nihayetinde 20.000$ alarak ortadan kayboluyor.
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.9
Birbirimizi
Akıllıca Dinleyelim.
Empati
kuralım!
Amaç
kavga değildir.
Öfkenin
kök nedenini yakalayalım!
Kemal: Belki de
önce kendine yeni bir eş adayı bulmuştur.
Her şeyi ayarlayıp düğmeye basmış da olabilir.
Caner: Nişanlısını
terk ettiği için Can’ın kendine öfkesi hiç bitmez?
Can: Evet Nadia
için nişanlımı terk ettim.
Hayatım boyunca bu davranışımdan kendime öfke duyacağım.
Üstüne üstlük Nadia beni terk edince öfkem daha da arttı.
Bunu yaptığım için nişanlım ve rahmetli babamın bana duydukları
öfke de cabası!
İzlerini de hep taşıyacağım.
Serdar: Özür hiç
aklına gelmedi mi?
Can: Keşke
nişanlımdan ve babamdan özür dileseydim.
Nadia’nın da kendini hatalı
bulduğuna inanmıyorum.
Suçluluk hissi de yok sanırım!
Hatalı olsa da özür dinmeyen tiplerden!
Hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmesi bu yüzden!
Kemal: Çapkınlığın
sebebi öfke midir?
Caner: Can şöhret/çapkınlık peşinde koşan bir
sosyopat gibi davranır!
Her olayda kendini öne çıkartır.
Sesini duyurmak için her yolu dener.
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.10
Çözüm
odaklı iletişim kurulur.
Ret
edilemeyecek bir teklif yapılır.
Sonuçta
kazanan Akıllı öfkemiz olacaktır!
Serdar: Can, “Ret
Edilemeyecek Bir Teklif”
yapabilseydi, bu evlilik sürerdi!
Sonuçlar farklı
olurdu.
Nadia tarafından terkedilmezdi.
Sahip olduklarının Yönetiminden Çıkarlardı.
Nadia’nın sessiz öfkesini fark edebilir.
Altında yatan üzüntü ve korkularıyla yüzleşirdi.
Nadia’ da eşiyle sorunlarını çözer.
Mutlu ve huzurlu bir ev ortamı sağlardı!
Akıllı
Öfke' nin 10 Kanunu No.7
Sağlıklı
yaşayalım: Probiyotik Beslenelim. Bol Kahkaha atalım. 10.000
adım yürüyelim.
Alaturka
tuvalet kullanalım. Dijital detoks uygulayalım. Şükredelim ve
Dua edelim!
Kemal: Örneğin
karı, koca ortak yoga benzeri ortak hobilerle birbirlerine yakınlaşır!
Nadia; Akıllıca
Çalışıp, Sağlıklı Yaşarlardı.
Aşırı kilo almazlar!
Farkındalık Egzersizleriyle Güne Başlarlardı!
Can, Nadia ya
karşı en çok öfkelendiği şeyleri fark edebilir!
Verdiği olası tepkileri ortadan kaldırmada tutacağı günlük
ten yardım alabilirdi.
Can Nadia’ yı Akıllıca
Dinleyip, Soruna Odaklanabilir!
Öfke kontrolü sorunlarını karşılıklı konuşabilirlerdi.
Akıllıca dinlemeyi öğrenerek, iyi iletişim kurarlar!
Karşılıklı öfkeleri azalırdı.
Can: Öfkeyle başa
çıkma konusunda eşimle birlikte çalışabilir!
Örneğin geleceğe yönelik aşağıdaki kararları alabilirdik;
Artık hayatımızda öfkelerimizle başa çıkmayı 1. Sırada!
Öncelikle karşılıklı öfke kaynaklarına odaklanmalı.
Karşılıklı öfkemizi itiraf edebiliriz.
Birbirimize karşı neler hissettiğimiz önemli.
Bizleri öfkelendiren olayları kısaca ve objektif olarak
açıklamalı!
Yorum katmadan sorunu çözebiliriz.
Öfkelendiren davranışlarımızı fark edebiliriz.
Öfkelerimizin bizi nasıl etkilediği önemli!
Tüm diğer duygularımız gibi öfkemize odaklanalım.
Karşılıklı öfkelerimizi birbirimize tanımlamak zor değil.
Kemal: Ben olsam
şöyle yapardım;
– Karşılıklı empati, öfke ve saldırganlığı engeller.
– Koşulsuz olumlu bakışı seçerim.
-En kötü durumlarda bile saldırganlığımı frenlerim.
– Mutluluk öğretilerine yoğunlaşacağım.
-Sessiz öfke veya hissizliği engellerim.
– Değiştiremeyeceğim gerçekleri kabul ederim.
-Bu dünya ve
çevremizdeki insanların her biri hata yapabilir.
-Kimse mükemmel değildir.
-Hatasız kul olmaz!
-Sevdiklerimi hatalarıyla seviyorum!
-Sevdiklerimin beni hatalarımla sevmesini istiyorum.
– Akıllı Öfkeli bir davranış, düşmanlık değildir.
- Zihnime “Bu bir
düşünce şeklidir” diyorum.
-Güçlü, enerjik ve akıllı öfke refleksleri kazanacağım.
- Sevdiğim bir duayı kendime hatırlatırım;
Allah’ım,
Değiştirebileceğim şeyleri
değiştirebilmek için bana KUVVET ver.
Değiştiremeyeceğim şeylere
katlanabilmek için bana SABIR ver.
İkisi arasındaki farkı ayırt edebilmem içim de bana AKIL ver…
Can: Doğal afetler
gibi olağan üstü durumlarda sakin kalabiliriz!
Caner: Öfke
aslında normal ve sağlıklı bir duygudur.
Ama kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüşebilir.
Okul ya da iş hayatımda bu olabilir.
Kişisel ilişkilerimde de mümkündür.
Öfke çok çeşitli olaylar sonucu ortaya çıkar.
Doğal afetler gibi hiç beklenmeyen bir anda gelebilir.
Hayatımın alt üst olmasına izin vermem.
İstenmeyen değişikliklere sürüklenmem.
Sıkça bunlar olabilir.
Bu gibi durumları değiştiremezsem sabrederim.
Sabır dışında bir
duygu göstermek işe yaramaz.
Kemal: Hayvanlar
da öfkeli olabilir.
Serdar: Öfke
sadece insanlarda var olan bir duygu değil.
Her canlı organizma öfkenin tehdine maruzdur.
Tüm canlılar olaylara
doğal bir tepki olarak öfke gösterir,
Genellikle beklenmeyen
olaylar olabilir.
Caner: Öfke tüm
canlıların varoluşunu tehdit eder,
Öfke doğal bir duygudur.
Serdar: Önce
sağduyulu olurum!
Öfke duygumu sınırlarım.
Öfkemi nereye kadar götüreceğimi sağduyum belirler!
Kemal: Ancak beklenmeyen olaylar olduğunda ani tepki
göstermem.
Yaşanan panik ve şok karşısında her şey karmakarışık da olabilir.
En başta hayatım karmaşıklaştırmam.
Öfke duygularımla başa çıkarım.
Serdar: Öfkemi
bastırmada bilinçli ya da bilinçsiz bazı yollar uyguluyorum;
ü
Öfkemi
akıllıca ifade ederim.
ü
Karşımdakinin
öfkesini bastırmasını sağlarım.
ü
Kendimi
ve karşımdakini sakinleştiririm
Can: Öfkemi
saldırganlıkla değil de sözel olarak ifade etmeyi öğreniyorum.
Bana göre en sağlıklı yollardan biri bu!
Bunu yapabilmek zor!
Önce istediklerimin ne olduğunun farkına varırım.
Bunları açık ve karşımdakini incitmeyecek bir şekilde aktarırım.
Can: Nadia olan
evliliğimde yanlış yaptığımı kabul ediyorum.
Öfkemi bastırmayı seçtim.
Kızgınlığımı içimde tuttum.
Onu düşünmemeye çalıştım.
Dikkatimi daha farklı şeylere yönlendirmeye çalıştım.
Nadia da aynı
şekilde benzer yolu izledi diye düşünüyorum.
Bu işe yaramaz.
Sağlıklı olmaz.
Birbirimize kızgınlıklarımızı akıllı bir biçimde ifade
edebilirdik, bunu yapamadık.
Seçtiğimiz sessiz
öfke doğru yol değildi.
Serdar: Sessiz
öfke sağlığa zararlıdır.
Caner: Bir süre
sonra sessiz öfke, kendimize döner.
Kemal: Bende yüksek tansiyona sebep oluyor!
Serdar: Bende Psikosomatik
rahatsızlıklar (ülserler, alerjiler
vb.) tetikliyor
Can: Bende, depresyon
ortaya çıkıyor.
Kemal: Öfke
yaşadığımda kendim sakinleştiririm.
Nefes alıp verişimi, kalp atış hızımı kontrol ederim.
Fizyolojik olarak sakinleşirim.
İçimdeki öfke duygusunu hafifler
(1) https://www.pinterest.co.uk/explore/royalty-free-clipart/
Devam edecek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder